Amy Winehouse, müzik dünyasının kaybettiği ender yeteneklerden biriydi. Ne yazık ki, 23 Temmuz 2011’de yalnız yaşadığı meskeninde meyyit bulunduğunda sadece 27 yaşındaydı. Amy Winehouse’un mevti, müzik dünyasını derinden sarsarken hayranlarını yasa boğdu. Bu içeriğimizde de, Amy Winehouse’un hayatına ve vefatına yakından bakacağız ve müzik dünyasındaki büyük kaybın gerisindeki öyküyü keşfedeceğiz. Gelin bir arada bakalım…👇
Önemli ikaz: İçeriğin devamında Amy Winehouse’un yeme bozukluğu ve unsur bağımlılığından bahsettik. Şayet bu usul bahislerde hassassanız okurken daha temkinli olmanızı öneririz.
Kaynak: Çağlar Barlas
Kaynak: https://www.musicgrotto.com/how-did-a…
Hayranları bilir: Müzik dünyasında adeta bir diva konumundaydı Amy Winehouse. 23 Temmuz 2011 yılında 27 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.
Alkol zehirlenmesinden ötürü hayatını kaybeden sanatçı, vefatından sonra bile sanat topluluğu tarafından konuşulmaya devam etmişti.
Amy Winehouse’un öldüğü 23 Temmuz 2011 tarihinde ne oldu?
Koruması Andrew Morris, müzikçinin olağandan daha geç saatlere kadar yatağında durmasından ötürü şüphelendi ve ambulans çağırdı. Gruplar geldiğinde Amy Winehouse’un nabzı hissedilmedi.
Sağlık vazifelileri akşama yanlışsız 4 sularında geldi. Gelen gruplar müzikçinin olay yerinde öldüğünü açıkladı.
Adli tıp araştırmacıları, hayranların ve basın mensuplarının ortasından mülke girmeyi başardı. Kısa bir mühlet sonra mevti polisler tarafından halka ilan edildi.
Ölüm nedeni akut alkol zehirlenmesiydi. Ünlü ismin kanında yüzde 0.416 alkol oranı çıkmıştı.
Amy Winehouse vefatından evvel rehabilite altına alındı ve bağımlılığıyla çaba etmeye çalıştı.
Özellikle milletlerarası üne kavuşup beş tane Grammy mükafatı kazandıktan sonra bağımlılığı son derece arttı. Ünlü olmadan evvel de alkol dışında uyuşturucu kullanıldığı da bilinmekte. Unsur bağımlılığı için tedavi almakta pek epey isteksizdi Winehouse.
Türkçesi “Rehabilitasyon” olan Rehab müziği, 2006 yılında Winehouse’a Grammy mükafatı kazandırdı.
Mark Ranson ile babası Mitch Winehouse, onu rehabilitasyon merkezine göndermek için oldukça çabaladı.
Menajerinden gelen açıklamalara nazaran babası bu bahiste Amy’ye bayağı bir baskı yaptı. Denetim edilmek istemediğini lisana getiren Amy, babasına karşı çıktı. Sonrasında fikrini değiştirse de bağımlılık sorunlarından kurtulmak için birkaç yıl boyunca yüzleşmekten kaçtı.
“Beni rehabilitasyona gitmeye zorladılar. Dedim ki ‘hayır, hayır, hayır…”
Şarkı kelamlarında bile anlatmış bu durumu…
Amy Winehouse’un 2008 yılının Ocak ayında yayılan bir görüntüyle uyuşturucu kullandığı tam manasıyla anlaşıldı.
Rehabilitasyon Amy için güçlü bir tecrübeydi. Birkaç ay sonra Amy rehabilitasyondan ayrıldı ve annesi kızının artık sağlıklı ve memnun olduğunu söyledi. 2008 yılının Mayıs ayında unsur taşıdığı için tutuklandı. 2011 yılında bu sefer alkol bağımlılığı nedeniyle rehabilitasyona giren Amy Winehouse, bu sefer de alkolle boğuşmaya başladı.
Rehabilitasyon hayatının yanı sıra Winehouse’un Blake Fielder-Civil ile de karmaşık bir evliliği vardı.
Blake tam manasıyla bir uyuşturucu bağımlısıydı. Winehouse bağımlılığıyla yüzleşirken menajeri ona yardım alması için adeta yalvarıyordu. 2007 yılında ayrıldıktan sonra bir ortaya gelen çift Miami’ye kaçtı.
Düğünlerinden kısa bir mühlet sonra Amy Winehouse farklı uyuşturucu tipleriyle tanıştı.
Bu nedenle canlı performansları ve konserleri son derece değişkenlik gösterdi. 2007’deki bir performansta son derece sarhoş olduğu dinleyicilerin gözünden kaçmamıştı. Tezlere nazaran tüm kalabalık konserden hiçbir tat alamadı ve Amy ismine üzüldü.
Amy Winehouse birçok istismara maruz kaldı.
Winehouse, sarhoş olduğu birtakım vakitlerde kocasına saldırdığını itiraf etti. Kocası Fielder-Civil ise evliliğine sadık değildi. Evlilik yapmadan evvel kız arkadaşına bile geri dönmeye çalıştı.
Kocasının onu daima olarak aldatması, Amy’nin sevilen müziklerinden biri olan Back to Black’e ilham kaynağı oldu.
Uyuşturucu kullanımıyla birlikte gelen sıhhatsiz evlilik, Amy’nin mesleğine de berbat bir halde yansıdı.
2006 yılında menajeri onu rehabilitasyon için ikna etmeye çalışırken Winehouse konserlerini teker teker iptal ediyordu. Bunun sebebi çok derecede husus bağımlısı olmasıydı, bu da vefatına kadar devam eden tüm mesleğini etkiledi. Amy’nin reklam ve PR takımı, medyanın ağzına materyal vermemek ismine bu bağımlılık konusunu ellerinden geldiğince inkar ediyordu.
Artık Amy Winehouse’un konserleri yalnızca hayranların yuhalamaları ve protestolarıyla geçiyordu.
Konserlerinin birçoklarında sahneye sarhoş bir biçimde çıkan Amy, onu yuhalayan dinleyicilerine küfretti ve ağlayarak sahneden ayrıldı. Avrupa turnesi de benzeri bir seyirci yansısından ötürü iptal edildi. Müzikçi, hayranlarından gelen bu reaksiyon yüzünden sahnedeyken mikrofon bile fırlattı.
2009 yılında St. Lucia’daki bir performansı sırasında Amy, müziklerinin kelamlarını hatırlamakta zorlandı ve sıkıldığını söyleyerek performansını yarıda bıraktı.
Amy’nin husus bağımlılığı maddelerle da birçok sorun yaşamasına sebep oldu.
Kocasıyla birlikte 2007 yılında Norveç’te uyuşturucu bulundurduğu için tutuklandı. 2008 yılında da denetimli husus bulundurmaktan tekrar tutuklandı. 2009 yılında ise bir hayranına yumruk attığı argümanıyla suçlandı ABD, Amy Winehouse’a vize vermedi. Bu nedenle konserleri iptal edildi.
İlk Grammy mükafatlarını kazandığında, mükafatını alabilmek için ABD’ye giremedi. Bu nedenle kabul konuşmasını uzaktan bir davet yoluyla yaptı.
Winehouse 2010 yılında yeni bir albüm çıkartmaya karar verse de o yıl Tony Bennet ile mesleğinin son müzikçi olan tek bir müzik çıkarabildi. Vefatından bir ay evvelki son performansı 2011 yılının Haziran ayında gerçekleşti. Bu konserde de son derece sarhoştu ve müzik kelamlarını hatırlamıyordu. Raporlara nazaran seyircilerin yuhalamaları müzikleri baskılıyordu ve bu nedenle Amy sahneyi bir sefer daha terk etti.
2008 yılında Amy Winehouse’un babası, kızında amfizem başlangıcı olduğunu duyurdu.
Bunun nedeni ise ağır ölçüde uyuşturucu tüketmesiydi. Ayrıyeten bu mühlet zarfında yeme bozukluğu geliştirdi. Sonrasında Alex Winehouse, kardeşinin bulimia hastası olduğunu açıkladı.
Ölmeden evvelki gece Winehouse, tabibi Christina Romete ile irtibata geçti. Fizikî tedavinin yanı sıra mental dayanak de almaya çalışıyordu.
22 Temmuz 2011 yılında Dr. Romete, Winehouse’un Temmuz ayında neredeyse 3 hafta boyunca hiçbir husus kullanmadığını söyledi. Fakat Amy, 20 Temmuz’da tekrardan kullanmaya başlamıştı…
Doktoru, Winehouse’un konuşmalar esnasında daima olarak ölmek istediğinden bahsetti.
Sakin olsa da konuşmalarında, tekrardan uyuşturucu kullanmaya başlamasının pişmanlığı vardı. Bu telefon konuşmasının yaşandığı günün gecesinde müdafaası Morris ile gece saat 2’ye kadar uyanık kaldı. Müdafaası, müzikçinin eski performanslarını birlikte izleyip vakit geçirdiklerini lisana getirdi.
Ertesi gün Morris, sabah 10’da müzikçinin hala uyuduğunu gördü. Ama olağan olduğunu düşünüp bu durumu umursamadı.
Ancak gün geçtikçe Winehouse ortalıkta görünmemeye başladı. Öğlenden sonra saat 3 sularında tekrardan onu denetim ettiğinde hala birebir konumda duruyordu. Denetim ettiğinde nefes almadığını ve nabzının olmadığını fark etti Morris. Birinci yardım takımlarını aradıktan sonra çabucak hemen saat 3.45 sularında hayata gözlerini yumdu Amy Winehouse.
Amy Winehouse’un otopsi sonucu nasıldı?
İlk soruşturma İngiliz yetkililer tarafından yapıldı ve alkol zehirlenmesi olduğu sonucuna ulaşıldı. Aralık 2012’de yapılan ikinci soruşturma da birebir biçimde sonuçlandı. Kandaki alkol oranının yüzde 0.416 olduğu keşfedildi. Bu da yasal hududun beş katından fazlaydı.
Ölümünden sonra erkek kardeşi, Amy’nin mevtinde yeme bozukluğunun büyük bir rol oynadığını lisana getirdi.
Ölümüne yakın 45 kilodan bile daha az olduğu bilinmekte.
Amy Winehouse’un cenazesi 26 Temmuz 2011’de gerçekleşti. Cenazeye yalnızca ailesi ve yakın arkadaşları katıldı.
Tüyler ürperten komplo teorisi: Kulüp 27
Winehouse’un apansız parlayan yıldızıyla birlikte gelen 27 yaşındaki ani vefatı, ünlü sanatçı hakkında bu farklı komplo teorisini düşündürttü. Bu komplo teorisine nazaran kimi ünlü isimler 27 yaşına geldiklerinde apansız hayatlarını kaybediyorlar. Bu ‘kulübün’ başka isimleri ortasında Janis Joplin, Jimi Hendrix ve Jim Morrison da bulunuyor. İstatistiklere bakıldığında bu sanatkarlar 27 yaşından daha erken ya da daha geç ölmüyor. ‘Kulüp 27’ içerisinde bedellendirilen sanatkarlara bakıldığında ortak kümede unsur bağımlılığı ve distopik ömür stilleri görülüyor.
Amy Winehouse’un vefatından sonra babası “yıkılmış” ve “boğazı düğümlenmiş” hissettiğini lisana getirdi.
Medyada Amy’nin rehabilitasyonu reddetme kararına hürmet duyduğu için baba ağır tenkitler aldı. Sonrasında Winehouse’un mevtinde eski kocası Fielder-Civil’in parmağı olabileceği düşünüldü. Fielder-Civil, Amy’nin uyuşturucu ile tanışmasına sebep olduğunu ve uyuşturucuyu hayatının merkezi yapmasında rol oynadığını lisana getirip pişman olduğunu söyledi.
Kariyerinin son vakitlerindeki düşüşe karşın Amy Winehouse, Birleşik Krallık’taki en yetenekli müzisyenlerden biri olarak kabul edilir.
Lady Gaga, Lana Del Rey, Billie Eilish ve Adele üzere müzisyenler muvaffakiyetlerini Winehouse’un başarılarıyla ilişkilendiriyorlar.
Kendisi ortamızdan vakitsiz ayrıldı. Umarız ki yılların efsanesi şu an olduğu yerde memnundur…
Yorumlarda buluşalım…