Türkiye’de son beş yıldır siyasetin en tesirli ve dikkat alımlı aktörlerinden birisi olmayı başardı Muharrem İnce.
2018’deki Cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrası Partisi CHP’den kopup kendi yolunda ilerleyen İnce; Memleket Partisi adayı olarak 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı oldu.
Ancak bilhassa eski partisinden gelen baskıların, üstüne üstlük toplumsal medyadaki kaset tezlerinin akabinde seçimlere kısa bir mühlet kala adaylıktan çekilme kararı aldı.
Bizler de sizler için İnce’nin bir fırtına üzere geçen adaylık sürecini derledik…
Uzun yıllar CHP’nin milletvekilliğini ve TBMM Küme Başkanvekilliğini yapan Muharrem İnce, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile girdiği liderlik çabasını kaybedip 2021 yılında Memleket Partisi’ni kurdu.
Memleket Partisi, Atatürkçü, toplumsal demokrat bir çizgide kendini söz etse de; bu partinin ideolojik konuşlanması ‘Anti Kılıçdaroğlu’ çizgisine daha yakındı. Çünkü Memleket Partisi takımlarının büyük kısmı Kemal Kılıçdaroğlu CHP’sinden şad olmayan kitlelerden oluşuyordu.
CHP’nin başını çektiği Altı Masa’nın dışında kalan Muharrem İnce, 2023 Seçimleri sürecinde, bir mühlet Ümit Özdağ ile ittifak görüşmeleri yapsa da sonuçta kendi yolunda ilerlemeye karar verdi.
100 bin imza toplamayı başararak partisinin Cumhurbaşkanı adayı oldu. Adaylığının ilanı sonrası Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini ziyarete geldi. Fakat bu ziyaretten bir iş birliği kararı çıkmadı. Hatta Muharrem İnce’nin, Kılıçdaroğlu’nu uğurlarken kullandığı ‘hoş geldiniz, artık güle güle’ sözleri çok ses getirdi ve muhalif topluluklarda reaksiyon topladı.
Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı kampanya süreci kolay başlamadı.
Muhalif topluluklar, Kılıçdaroğlu’nun kazanmaya yakın taraf olduğunu, İnce’nin oyları bölerek bunu engellediğini savunuyorlardı. İnce, daima olarak Kılıçdaroğlu destekçilerinin tenkitleri altında çalışmalarını sürdürdü.
Kendilerinin “üçüncü yol” olduğunu söz eden İnce, CHP’nin bilhassa Ak Parti’den kopan siyasi hareketlerle ittifak kurmasını eleştirdi.
Bu süreçte gelen reaksiyonlara göğüs gerdi ve tekraren adaylıktan çekilmeyeceğini ilan etti. İnce, çekilmemekte ısrar ettikçe, kendisine yönelik reaksiyon ve tenkitler de artarak devam etti. Bu süreçte, bilhassa toplumsal medyada Memleket Partililer ile CHP’liler ortasında sertlik dozajı yükselen tartışmalar yaşandı. Bu periyotta tansiyon daha da yükseldi.
Ancak muhakkak bir noktadan sonra işler çığrından çıktı. Muharrem İnce’ye ilişkin olduğu sav edilen bir kadro dekontların ve cinsel içerikli kasetlerin varlığından kelam edilmeye başlandı.
Ortada somut bir durum olmasa da toplumsal medyada, çeşitli anonim hesapların deverana soktuğu bu stil argümanlar nedeniyle Muharrem İnce daha çok yıprandı. Üstelik tam da o günlerde yaşadığı bir kalp külfeti nedeniyle miting programlarını iptal etmek zorunda kaldı.
Yaşanan Süreç İnce’yi çok yormuştu. Üstüne üstlük Kılıçdaroğlu seçimleri kazanmazsa, tüm faturanın kendisine çıkarılacağı ve oyları böldüğü için amaç haline geleceğini biliyordu.
Muharrem İnce, bu husus hakkında tekraren kendini tabir etmeye çalıştı. ‘Millet İttifakından’ çok ‘Cumhur İttifakından’ oy aldığını söyledi. Oyları bölmediğini, muhalefete ulusal ve Atatürkçü bir alternatif oluşturmak istediğini söz etti.
Ancak kendisine yönelik baskı o kadar büyüdü ki, İnce en sonunda bir karar almak zorunda kaldı.
Seçimlere sırf üç gün kala, adaylıktan çekildiğini açıkladı.
Kendisine yönelik kumpas ve iftira teşebbüslerine karşı gerekli yansıların gösterilemediğini söz eden İnce, bundan ötürü hem iktidara hem de muhalefete sitem etti. Lakin bilhassa ‘buyursunlar artık kazansınlar beni suçlamasınlar’ biçimindeki sözleriyle muhalefeti maksat aldığı ortaya kondu.14 Mayıs’ta çekilmesine karşın yarın puana yakın oy almayı başardı İnce. Memleket Partisi de %1’e yakın oy alarak hiçbir milletvekili kazanamadı. Lakin Muharrem İnce, tekrar de varlık göstermeyi ve bu sürecin aktörlerinden olmayı başardı.
Bakalım gelecek yıllar, Muharrem İnce’nin siyasi hayatını hangi noktalara sürükleyecek….
