CONVERGENCE: A League of Legends Story İncelemesi: Cihan Genişliyor

League of Legends’ın başarısı esasen malumunuz. MOBA cinsindeki oyun akıl almaz bir muvaffakiyet elde etmiş durumda ve gerisinde beslendiği ve her geçen gün daha da genişleyen bir cihan var. Riot Games de Riot Forge isimli oluşumla bu kozmosta geçecek ve daha fazla tek oyunculu oyunlar üzerine eğilecek bir yapı kurduğunu duyurmuştu. Bu günde dek Hextech Mayhem, Ruined King ve The Mageseeker üzere üretimlerle karşımıza çıkan Riot Forge son olarak CONVERGENCE: A League of Legends Story ile karşımızda.

2D platform cinsinde olan üretimimiz bizleri League of Legends’ın en sevilen karakterlerinden biri olan Ekko’nun ayakkabılarının içine koyup hem karmaşa hem de enteresan bir hayatın akıp gittiği yeraltı kenti Zaun’un sokaklarına bırakıyor. League of Legends hayranları ve Netflix’te yayınlanıp mükafata doymayan Arcane’i izleyenlerin yakından tanıdığı Ekko’yu denetim ettiğimiz oyunda bir yandan Zaun sokaklarını arşınlayıp asayişi berkemal etmeye çalıştığımız oyunda bir yandan da boyumuzdan büyük işlerin tam ortasında buluyoruz kendimiz. Bu noktada en büyük yardımcılarımız ise elbette vakti manipüle etme yeteneğimiz, kendi yaptığımız zıpçıktı icatlarımız, dostlarımız ve sürpriz bozmamak için lafını etmeyeceğimiz birtakım işbirlikçilerimiz.

Oyun üstte da bahsi geçtiği üzere 2D bir platformer. Metroidvania cinsine de göz kırpan üretimde vakit içerisinde yaptığımız geliştirmeler ve topladığımız farklı objeler ile hem güçleniyor hem de daha evvel yanından kös kös geçip gitmek zorunda olduğumuz alanlara erişerek orijinal şeyler keşfediyoruz. Tüm bu geliştirmelerden Ekko’nun yetenekleri de nasibini alıyor elbette. Hem toplayabileceğiniz hem de satın alabileceğiniz farklı geliştirmeler ve aygıtlar Ekko’nun yeteneklerinin temelini oluşturuyor. Bu yetenekleri yetenek ağacı üzerinden oyun üslubunuza en çok uyacak biçimde açmanız mümkün. Bu noktada geliştiriciler kararı ve hangi yeteneklerin geliştirileceğini oyuncuya bırakmışlar. Dövüşlerden bahsetmek gerekirse çeşitle pek alakası olmayan bir oyuncu olarak başlangıçta zorlandığımı belirtmem gerek. Ekko bilhassa vakti geri sarma yeteneği sayesinde pek çok beladan sıyrılabilse de kalabalık düşman kümelerinde ortalığın bir anda karışması vakit zaman insanın elini kolunu birbirine dolaştırıyor. Fakat telaşa mahal yok, tipe aşina oyuncular eminim ki çarçabuk durumun üstesinden gelebileceklerdir çünkü az evvel bahsettiğim üzere pek ortası olmayan bir oyuncu olarak birinci saatimin sonunda durumu pek âlâ yönetim edebilecek düzeye geldim. Bir de ilerledikçe kazandığımız yetenekler elbette durumu daha da kolaylaştırıyor. Tüm bunların yanında oyuna başlarken oyun size zorluk ayarlamak için pek çok seçenek veriyor. Dövüş zorluğundan Ekko’nun vakti geri sarma yeteneğinin sonunun ne olacağına kadar farklı ayrıntılar büsbütün oyuncu tarafından ayarlanabiliyor. Tüm bunları oyuna başladıktan sonra değiştirebileceğinizi belirtmekte de yarar var.

Ekko’nun yeteneklerine biraz daha değinmemiz gerekirse karakterimiz esasen League of Legends’ta karşılaştığımız temel yeteneklerini kullanıyor. Hülasa burada rastgele bir sürpriz yok fakat bunlar büsbütün değişik bir cinsteki bir oyun için kusursuz biçimde modifiye edilmiş ve yedirilmiş diyebiliriz. Ek olarak bir de yetenek ağacı sayesinde sonradan kazandıklarımızı sayarsak Ekko bilhassa ilerleyen kısımlarda tam bir dövüş makinasına dönüşüyor. Tabi bu noktada sizin hangi yeteneklerinize yük vermek istediğiniz yahut çalışma tezgahlarını ne sıklıkta ziyaret edip yeni icatlar edindiğiniz de işi etkiliyor.

E düşmanlara değinmeden oynanışı özetlemek olmaz. Kulağımızı tersten gösterip evvel boss dövüşlerine değinmek gerekirse bu büyük düşmanların her birinin incelikle tasarlandığını söylemek gerek. Boss dövüşlerine bayılan oyunculardansanız bu dövüşlerin sayısının da sizi tatmin edeceğini söyleyebiliriz. Her biri farklı yetenekler kullanan bosslar kimi vakit önemli manada zorlayıcı olabiliyorlar. Sürpriz kaçırmamak için bunlara pek fazla değinmeden standart düşmanlara geçelim. Zaun sokaklarında karşımıza çıkan düşmanlar kendi içlerinde fazla çeşitlilik göstermiyorlar.

Oyun oluşturduğu sanat lisanı ile olağanüstü bir iş çıkartmış. Zaun’un sokakları ve farklı bölgeleri ince bir biçimde tasarlanmış. Tabi oyun alanının tasarımı oynanışa da direkt tesir ediyor. Ekko kazandığı yetenekler ve icatları sayesinde Zaun’da tabir yerindeyse bir fare üzere her deliğe girebiliyor fakat Metroidvania tipine uygun olacak biçimde bunların tümünü oyunun direkt olarak başında yapamıyor haliyle. Örneğin oyunun erken safhalarında aldığımız özel botlarımız ile daha evvel yanından geçip gitmek zorunda kaldığımız plakalara tutunarak bunların üzerinde, duvarda koşabiliyor yahut kancamız sayesinde halatlara tutunarak kayıp gidebiliyoruz. Bunlar oyunun haritasında kimi vakit kat etmek zorunda kalacağımız uzaklıkları de kısaltıyor. Oyunun haritası demişken bahsetmeden geçmeyelim. Zaun katmanlı bir kent ve oyun size bunu her adımda hissettiriyor. Oyunun haritasının epeyce geniş olduğunu ve Zaun’un farklı bölgeleri ortasında gezinirken kente hayran kalacağınızı da belirtmek gerek.

CONVERGENCE: A Leauge of Legends Story kainatın en zıpçıktı karakterlerinden birini çok başarılı bir biçimde işliyor. Ekko yetenekleri açısından oynaması son derece keyifli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ve 2D platformer bir oyuna bunlar son derece akıcı bir biçimde yedirilmiş durumda. Dövüşler zevkli ve çeşide aşina olmayan oyuncuları dahi kendine bağlayabilecek düzeyde. Bahsetmeden geçmek olmaz, oyunumuz büsbütün Türkçe. Üstelik seslendirmeler de hayli başarılı. Oyunu PC’de deneyimledim ve oyun müddetim boyunca bir bug, kusur yahut performans sorunu ile karşılaşmadım. İster veteran bir League of Legends oyuncusu olun, ister bu cihana girmek isteyen bir çaylak, CONVERGENCE: A Leauge of Legends Story beklentilerinizi karşılayacaktır.