İnsanlık tarihinde birçok sır var ve bunların hepsi cevaplanamadı. Buna karşın araştırmacılar tarafından çok merak edilerek bilim sayesinde cevaplanmış kimi gizemler de var. Bugün en tanınan 5’ini ve karşılıklarını sizin için sıralıcaz.
Dünya’da birçok farklı sır yatıyor.
Bu sırlardan kimilerini hala çözememiş olsak da insanlık gelişiyor ve bilim sayesinde bu sır perdelerini tek tek aralıyoruz. Bugün insanlık tarihinin en büyük tartışmalarına sebep veren lakin sonrasında bilim sayesinde çözülen 5 sırrını inceleyeliz.
1. Yüzyıllardır bilim insanlarını şaşırtan Kan Şelalesi, Doğu Antarktika’nın merkezinde bulunuyor.
Yıllarca bu şelalenin renginin ardındaki sebep bilinmiyordu. Teorilerden birisi alglerin sebep olduğunu düşünüyordu ancak bu asla kanıtlanamadı.
Yeni bulunan bilgilere nazaran ise suyun bu rengi, paslanmaya benzeri bir süreç olan tuzlu sudaki oksitlenmiş demirden dolayıydı.
Pas rengindeki bu suyun, buzuldaki çatlaklardan ve kanallardan geçerek yüzeye çıkması 1.5 milyon yıl sürüyor!
2. Titan’ın denizlerinde neden dalga yok?
Satürn’ün en büyük Ayı olan Titan’da dünya gibisi göller ve denizler olduğu biliniyor. Lakin Titan’da bulunan bu denizler Dünya’nın bilakis sudan oluşmuyor ve etan, metan ve hidrokarbon gibisi birleşimlerden oluşuyor.
Titan’da rüzgarın ve yerçekimininin olmasına karşın bu sıvı kütlelerinde dalgalar gözlenmemiştir.
Bu gizemi açıklamak için bir sürü teori ortaya atılmıştı.
Bazıları göllerin donmuş olabileceğine yahut dalga hareketini azaltan kalın katran gibisi bir hususla kaplanmış olabileceğini öne sürdü.
Son araştırmalar ise Titan’da dalgaların oluştuğunu ortaya çıkardı. Fakat oradaki sert ve kışımsı hava şartları nedeniyle gözlemlenemiyorlar.
Titan’da yazın yaklaşmasıyla birlikte havaların ısınması ve rüzgarların güçlenmesi bekleniyor. Böylelikle dalgaların radara yakalanma mümkünlüğü artacak!
3. Japonların kırkayak sürüleri!
Japonya’nın kırsal bölgelerinde yaşanan bir fenomen olan kırkayak sürülerinin tren raylarına dolması yıllardır araştırmacıları büyülüyordu. Geçen yıllarda Keiko Niijima isimli bir araştırmacı bu sırrı çözesiye kadar kimse sebebini bilmiyordu.
Kırkayaklar isteyerek tren raylarına gitmiyordu!
Düşünelin bilakis bu hareket tamamiyle bir tesadüftü. Önüne çıkan her şeyi yiyerek yoluna devam eden kırkayaklar baht yapıtı bu tren raylarında tuzağa düşüyordu. Kırkayakları sahip oldukları eşzamanlı hayat döngüleri nedeniyle tıpkı anda bu tren raylarına ulaşıyor böylelikle trenlerdeki kırkayak sürüleri oluşuyordu.
4. Vombatların küp formundaki dışkıları.
Biraz beklenmedik bir gizem olsa da Vombat isimli bu hayvanların küp biçimindeki dışkıları yıllardır araştırmacıları büyülüyordu (evet ciddiyiz.) Avustralya’nın okaliptüs ormanlık alanlarında ve çimenli ovalarında yaşayan bu canlılar günde 100 küp dışkı oluşturabilir! (evet bu da önemli.)
Araştırmacılar, iki wombatın diseksiyonu sırasında bağırsaklarının içerisinde daha elastik bağırsaklardan oluşan iki oluk olduğunu keşfettiler.
Bu oluklar günlerce daralıp açılırken yiyecekleri sıkıyor ve içerisindeki su ve besinleri çıkarıyordu.
Bu sırada bağırsağın daha sert kısımları daha süratli büzüşürken, yumuşak kısımları küpün köşelerini şekillendiriyordu. Tam manasıyla tabiatın bir mucizesi!
5. Çığlık Tablosu’nun üzerindeki beyaz leke.
Yüzyıllardır sanat tarihçilerini düşündüren bir soru vardı. Ünlü Çığlık Tablosu’nun üzerindeki beyaz leke neyden kaynaklanıyordu? Bu, bir boya, kuş pisliği yahut rastgele bir unsur olabilirdi.
Ancak Profesör Tine Frøysaker’ın araştırma grubu ve Makro C-ışını floresan tarayıcıları ile lekenin gerisindeki sır anlaşlıldı. Bu gizemli beyaz leke aslında Munch’un stüdyosundaki bir erimiş mumdan ötürü oluşmuştu!
Günümüzde daha keşfedilmesi gereken birçok sır var!
Bilim gelişirken cihanın ve tarihin birçok sırrı ortaya çıkıyor. Pekala, sizin en çok öğrenmek istediğiniz sır ne?