Yüzyıllardır dünyanın tabanında bulunan ‘sahte ay’ hiç kimse tarafından fark edilmemişti. Dünya ile tıpkı rotayı takip ederek güneşin etrafında dönen bu gök cisminin sırlarını gelin birlikte keşfedelim.
Kaynak: https://www.tweaktown.com/news/91705/…
İnsanlık tarihi boyunca, kainatın büyüklüğü ve içinde barındırdığı gizemler, bizleri derinden etkileyen, merakımızı ve hayranlığımızı daima çeken bir nokta olmuştur.
Gözlerimizi göğe çevirdiğimizde, sonsuz görünen bir uzayla karşılaşırız; yıldızlar, galaksiler, kara delikler ve daha pek çok bilinmeyenle dolu bir evren! Böylelikle, cihanın bu muazzam büyüklüğü karşısında ne yapabiliriz sorularıyla baş başa kalırız.
Gökyüzüne dair merakımızı daima canlı tutan fevkalâde fenomenlerden biri de elbet ki göktaşlarıdır.
Evrenin derinliklerinden gelen bu gizemli taşlar, güneş sisteminin en eski kalıntılarından kimilerini içerir ve bunlar, geçmişimizin ve cihanın oluşumunun sırlarını içerir. Böylelikle yalnızca dünyamızı değil, tıpkı vakitte uzayın en ücra köşelerini de keşfetme mümkünlüğünü barındırırlar.
“Sahte ay” olarak isimlendirilen bir göktaşı ise bilim dünyasının en yeni sırlarından birisi!
Bu göktaşı, Dünya’nın küçük ve süreksiz bir uydusu ve böylece ‘sahte ay’ ismini alıyor. Bu yazıda, bu farklı ve az göktaşının özelliklerini, nasıl oluştuğunu ve ondan neler öğrenebileceğimizi inceleyeceğiz.
Bir küme astronom, bu yılın Mart ayında Hawaii’deki Pan-STARRS gözlemevini kullanarak Dünya’nın etrafında dönen bir göktaşı keşfetti.
Bilim insanları birinci evvel bu göktaşının, Dünya’nın etrafında döndüğünü düşünseler de daha sonraki müşahedeler sonucunda aslında Güneş’in etrafında dönen ve bir asteroit olduğu onaylandı. Space & Sky Telescope isimli uzay haberleri yayınlayan bir web sitesine nazaran, Dünya’nın bu asteroitin hareketi yahut yörüngesi üzerinde rastgele bir tesiri yok ve yalnızca Güneş’in etrafında Dünya ile çok benzeri bir süratte dönen bir asteroit.
Uzay Bilimleri Enstitüsü’ndeki Dünya’ya yakın nesneler konusunda uzman olan bilim insanı Alan Harris, Sky & Telescope ile yaptığı konuşmada, yeni bulunan asteroitin teknik olarak bir “quasi moon” yani “sahte ay” olarak isimlendirildiğini belirtti.
Peki, bu geçersiz ayı özel yapan nedir?
Genellikle, uydurma ay olarak isimlendirilen bu asteroitler birkaç yıl boyunca gezegenleri takip eder ve sonra uzayın derinliklerinde kaybolurlar.
Ancak 2023 FW13 olarak isimlendirilen bu uydurma ay hayli farklı. Astronomlar tarafından toplanan bilgilere nazaran, 2023 FW13 yaklaşık olarak 2 bin yılı aşkın bir müddettir Güneş’in etrafında dönmekte.
Yani neredeyse Julius Caesar’ın doğduğu yıldan itibaren bu uydurma ay, Dünya ile tıpkı rotayı takip ediyor!
Uluslararası Astronomi Birliği’ndeki Minor Planet Center üzere birkaç gözlemevinin yaptığı ölçümlere nazaran, 2023 FW13 yaklaşık 20 metre uzunluğundadır. Bu da neredeyse bir tır boyutunda olduğu manasına geliyor.
Dünya’ya olan yakınlığına karşın, gezegenimizin ona minimal bir tesiri var.
Raporlara nazaran, 2023 FW13 Dünya’ya 9 milyon mil yakınlığında. Karşılaştırma yapacak olursak, Ay Dünya’ya 223 bin 693 mil yakınlığındadır.
Astronomlar, 2023 FW13 üzerine arşiv datalarını incelediler ve asteroitin 2013 yılına kadar manzaralarını buldular.
Sky & Telescope’da çalışan David Chandler’a nazaran, 2023 FW13, yaklaşık 3700 yılına kadar Dünya’nın geçersiz ayı olmaya devam edecek. Şayet bu doğruysa, 2023 FW13 şimdiye kadar keşfedilen en nizamlı uydurma uydulardan birisi.
Endişelenmenize gerek yok! Zira 2023 FW13 Dünya’ya karşı bir tehdit değil.
Bu asteroitin Dünya’nın yüzeyine ulaşabilmesi için 20 metreden çok daha büyük olması gerekiyor. Yani ansızın Dünya’ya çarparak her şeyi sona erdirmesine imkan yok.