Bunları okuduktan sonra filmi yeniden seyretmek şart oldu Bin kere izlesem yine bıkmam!
Muhteşem bi Arzu Film şaheseri “Ne Olacak Şimdi” filmi 1979 yapımı. Yönetmen koltuğunda Atıf Yılmaz ve senaryo kaleminde de Sadık Şendil var
Film her ne kadar evlilik teması üzerine kurulmuş olsa da, farklı yetişmiş iki insanın dünyaya bakış açısını ve kültür çatışmasını anlatıyor.
Orhan (Levent Kırca) gelenekselliği temsil ederken, Özden (Nevra Serezli) modernizmin adeta kalesi. Filmde Orhan’ın anne ve babasını gerçek hayatta kardeş olan Adile Naşit ve Selim Naşit canlandırmış.
Filmin orta sınıf temsilcisi de Şakir, Nuran ve küçük oğullarından oluşan aile. Şakir tam bir “işini bilen memur” tipiyle sürekli olarak ihanet peşinde.
Filmde Levent Kırca 29, Nevra Serezli 35, Şener Şen 38, Perran Kutman ise 30 yaşındadır. Levent Kırca’nın 29 olması sizi şaşırttı değil mi?
Şener Şen’in üstüne yapışmış “Şakir” ismi bu filmde de karşımıza çıkar. Bunun dışında Çiçek Abbas, Çöpçüler Kralı ve Aşık Oldum filmlerinde de Şener Şen hep Şakir’dir ama bunu niyeyse fark etmeyiz.
Nuran karakterini özgüvensiz, ekonomik özgürlüğü olmayan, kocasının yediği haltları bilen ve bununla ilgili arıza çıkarmaktan çekinmeyen ama hep affeden taraf olarak görürüz. Bu da yönetmenin gözünden ortalama bir kadın profilidir o döneme göre.
Nuran’ın en büyük silahı da zaten kendisi değil, oğulları Çetin’dir. Aldatırken yakalandığı halde yüzsüzlüğü elden bırakmayan Şakir’in şu repliğinden sonra Nuran’ın “Tükür çocuğum babanın suratına.” emri, adeta bir taarruz başlangıcı gibidir.
Özden’in nişanlanıp ayrıldığı ve sonra da en iyi arkadaşı olduğu Rifi ise, günümüz ilişkilerinde bile tartışmaya sebep olan çok klasik bir üçüncü kişi. Fakat unutmayın ki “Ancak Rifi bilir Reggiani sevdiğimi.”
Filmin en takdire şayan yönü aslında erotik film furyasının ele geçirdiği sinema işgali döneminde çekilmiş olması. Bir de üstüne yapımcı Ertem Eğilmez film bittikten sonra eşe dosta seyrettirip “Çok fazla kaliteli, iş yapmaz bu.” cevabını alınca moraller iyice bozulmuş.
Yıllar sonra evlere televizyon girdiğinde ise film kendi kendine patlama yaratmış. Ölmeden önce Levent Kırca’ya bu filmin başarısı sorulduğunda ise şu cevabı vermiş usta oyuncu “O dönemlerde bu filmler Türkiye’ye iki beden büyük gelmişti, şimdi değeri anlaşıldı ama geç oldu. Zaten bizi de ölünce anlarlar ancak.”
Dev bir kadro, mükemmel oyunculuklar, harikulade bir konu, muhteşem senaryo ve çekim. Bin kere seyretsek yine de bıkmayız, o kadar değerli bir film. Levent Kırca belki de haklı, iyi olan hiçbir şeyin değerini zamanında bilmedik…