Çocuğun özgüvenini geliştirmek için anneye düşen görevler vardır. Yeterlilik ve değerlilik duygusunu hisseden çocuk, hayatı boyunca daha başarılı ve mutlu olacaktır. Peki, çocuğa özgüven kazandırma yolları nelerdir? Profesyonel Koç Neslihan Erdoğdu, “çocuğuma nasıl özgüven kazandırabilirim?” diyen anneler için altın değerinde bilgiler sunuyor.
Annelik dünyadaki en kutsal mertebelerden birisi. Nesillerin devamı için annelerin çocuklarına “doğru” yaklaşımlarda bulunması, onları iyi bir şekilde yönlendirmesi şart. Anneler kimi zaman aşırı sevgiden çocuklarına zarar da verebiliyorlar. Anne-çocuk arasındaki ilişkiyi doğru tesis etmek için kimi noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Çocuğa özgüven kazandırmanın yolları var!
İçindekiler
Annelerin hepsi çocuklarını seviyor. Çocukları için yapamayacakları şey nerdeyse yok. Millton Ericson bir çalışmasında 48 kilogram ağırlığındaki bir annenin bir arabayı nasıl kaldırdığından bahseder. Çok sevmek çocuğun her istediğini almak, onu ağlatmamak, her işine koşmak, bir dediğini iki etmemek, zorlandığı her anda yanında olmak çözüm bulmaksa eğer, burada durmak ve bir düşünmek gerekir.
Bir annenin temel görevinin çocuğunu hayata hazırlamaktır. Hayata hazırlanırken zorlanmayan, üzülmeyen, ağlamayan hatta kendi sınırlarını aşmayan çocuk, birey olamaz.
Çocuğun başarması için izin verin!
Emeklerken ayağa kalkıp bir iki adım atan çocuğun gözündeki mutluluğu hatırlayın, en son kendinizi ne zaman o kadar mutlu hissettiniz. Biz çocuklarımızı sevdiğimiz için onların bu anlarını çalan birer hırsızız aslında. Bu kadar özel, değerli, muhteşem ve şahane yaratılmış varlıklara biz neden yetersizlik duygusu yüklüyoruz. Neden bize muhtaçlarmış gibi davranıyoruz? Bir annenin çocuğuna gösterdiği tavır aslında kendilik değeri ile de ilgilidir. Pek çok kadın çocukları üzerinden kendilerini var ediyorlar. Kendi eksikliklerini çocuklarına yaptıklarıyla gidermeye çalışıyorlar. Elbette bunu bilmeden yapıyorlar. Ancak olan çocuklara oluyor ve bunu mümkün olan en erken zamanda fark edilmesi çok önemli. Bu nedenle anneler çocuklarını severken onları yetersizlik duyguları ile tanıştırmak yerine ‘yapabilirim ve yeterliyim’ duyguları ile tanıştırmak zorundadır.