Popüler kültürün öğesi haline gelmiş sinemalar genelde herkes tarafından beğenilir. Öbür yandan böylesi beğenilen sinemaların aslında epey büyük bir sevmeyen kitlesi de olabiliyor. Gelin sevilmeyen ve sıkıcı bulunan sinemalar neymiş bir bakalım.
Kaynak: https://www.buzzfeed.com/mychalthomps…
1. Citizen Kane (1941)
‘Ben bir sinema imalcisi değilim ya da olmayı da istemiyorum, lakin sinematografiyi ve o vakitler nasıl çığır açtığını takdir edebilirim, ancak kıssa ve oyunculuk dayanılmazdı. Bitirmek çok için uğraştım.’
2. Joker (2019)
‘İnsanların Arthur Fleck’i Heath Ledger’ın Jokeriyle birebir kefeye koymasından nefret ediyordum. Phoenix’in karakteri oynarken harika bir iş çıkardığını düşündüm ve bunun çok farklı bir sinema üslubu olduğunu anlıyorum lakin Fleck bana asla ‘Joker’ üzere gelmedi.’
3. Shakespeare in Love (1998)
‘Vasat olsa da eğlenceli bir sinema. Er Ryan’ı Kurtarmak buna karşı en düzgün sineması nasıl kaybetti, asla bilemeyeceğim.’
4. Bohemian Rhapsody (2018)
‘Fragmanı izledikten sonra bu sinema için çok heyecanlıydım. Kız arkadaşımı gidip izleyelim diye sürükledim ve Sacha Baron Cohen’in neden sineması bıraktığını farkettikten sonra dışarı çıktım. Bu muhtemelen neden hala hayatta olan beşerlerle ilgili (grubun öteki üyeleri) biyografik sinemalar yapmamanız gerektiği gösteriyor. Ya da en azından onlar olmadan yapın.”
5. Mulan (2020)
‘Bu bahiste en çok nefret ettiğim şey,filmin boşa harcanan potansiyeli. Herkesin nasıl bir fark yaratabileceğine dair teşvik edici bir ileti içeren bir devir savaş destan sineması mi? Evet, lütfen. Bunun yerine, animasyon sinemasını ‘gerçekçilik’ için eğlenceli yapan şeylerin birçoklarını çıkardılar ve tüm iletinin altını çizen gereksiz bir büyü eklediler.’
6. Crash (2004)
‘Crash Oscar’ı hak etmedi. Özellikle derin ya da uygun bir imal değildi, birebir halde ince detaylı ve iç görülü de değildi. Bu sineması özel bulan herkes, ‘Ben on dört yaşındayım ve bu derin’ olmalı diye düşünmüş olmalı. Bu sinema standart bir Oscar avıydı ve ne yazık ki işe yaradı. İzlenmesi gereken bir sinema değil.’
7. Black Panther: Wakanda Forever (2022)
‘Film birinci perdeden sonra hakikaten çok çabuk mantıksızlaşıyor. Sanırım Wakanda hakkında sonsuza dek benimle kalacak tek şey Angela Basset’in konuşmasının ne kadar tutkulu olduğuydu.’
8. İsim Astra (2019)
‘ Güya Interstellar sinemasının sıkıcı kuzeni. Çok yavaş, yeni yahut enteresan bir şey yok ve çoklukla biraz iç karartıcı. Eminim birtakım beşerler bunu sever, fakat mevzu hiçbir yere varmıyor üzere geldi. Ve sonunda monotonluğu bozan bir şey olduğunda (ayda korsan kovalama sahnesi) yine de bir formda boş ve saçma hissettirdi.’
9. The English Patient (1996)
‘İngiliz Hasta birkaç Oscar kazandı, ancak dürüst olmak gerekirse genel olarak sıkıcı olduğunu düşündüm. İki ana karakterin birbirine nasıl çekildiğini sahiden hiç anlamadım. İkisinin de fazla bir numarası yok üzereydi.’
10. The Notebook (2004)
‘Mutlu ve uzun periyodik bir bağlantı içinde olan 30 yaşında bir bayan olarak, bu sineması yakın vakitte izledikten sonra evvelden romantik bulduğum için utanıyorum.’
11. The Incredibles 2 (2018)
‘Kötü adam belirliydi, olay örgüsü aşikardı ve izlerken sinemada neredeyse birden çok kere uyuyakaldım.’
12. The Piano (1993)
‘Sadece en uygun sinema için aday gösterilmedi, birebir vakitte beşerler Schindler’in Listesini kazanmayı hak ettiğini de söylüyorlardı. Müziğin yeterli olduğunu düşündüm, fakat sinemanın birçok o kadar yapmacıktı ki, birinin onu yazdığına zar güç inanabiliyordum, bırakın biri onu çekmek için yedi milyon harcamaya karar versin. Sinema yeterli değil.’
13. Mother! (2017)
‘Pek çok insanın bunu gerilimli, gergin ve derin bir metafor olarak övdüğünü gördüm. Ben ise sıkıcı buldum ve tüm İncil temalarının acemi ve hudut bozucu olduğunu düşündüm.
14. Gravity (2013)
Aerospace Mühendisi olarak eğitim alıyorum, bu yüzden büyürken tanıdığım herkes sineması benimle birlikte izlemeye yahut ne düşündüğümü sormaya çalışırdı. Onlara, fizik kelam konusu olduğunda yerçekiminin tutarsız ve yanlış olmasının ötesinde sinemanın nitekim beynimi acıttığını söyledim. Bu astronotları ve NASA’yı en aşağılayıcı formda tasvir eden sinemalardan biriydi. İki ana astronot, hiçbir şeyin nasıl çalıştığını yahut fizik temellerini bilmezken, bön bön dolaşan aptallar olarak gösteriliyorlar ve hangi alternatif gerçeklikte olduğu bilinmeyen.Takım çalışma duygusu yok. Astronot Chris Hadfield’ın dediği üzere, astronotların ve bilhassa bayan astronotların yorumlanmasını on yıl geriye götüren, objektif olarak aptal bir sinema.’
15. Licorice Pizza (2021)
”Licorice Pizza hakkında çok büyük bir heyecan olduğunu gördüm ve neyse ki buna kanıp sinemada izlemek için para harcamadım. İnternette vardı sonuna geldiğimde öfkeliydim. Bunun üzere bir şeye vaktimi harcadım. Adeta Wattpad’de okuduğunuz bir kendini yerleştirme kurgusu üzereydi, fakat birebir vakitte son derece rahatsız ediciydi. Cinsiyetler yer değiştirse insanların reaksiyonu muhtemelen çok farklı olurdu.’
16. The Shape of Water (2017)
‘Filmi izlerken trolleniyormuş üzere hissettim. En âlâ sinema de dahil olmak üzere dört Oscar’ı nasıl kazandığına aklım ermiyor. Pan’ın Labirentinin kalitesine yakın değildi.’
17. The Hurt Locker (2008)
‘Bir Irak savaş gazisi olarak The Hurt Locker katiyen berbat bir sinema ve hiçbir halde gerçek savaş operasyonlarıyla yahut komuta zinciriyle uyumlu değil; basitçe saçma bir sinema. Bu sinema altı Akademi Mükafatı kazandı. Midemi bulandırıyor. Latife üzere.’
18. Wonder Woman (2017)
‘Uykuya dalmaya başladım ve dışarı çıkmaya karar verdim zira çok sıkıcıydı. Hayatımda daha evvel hiç bir sinemadan çıkmamıştım. Sinemanın esprisini hiç anlayamadım.’
19. Birdman (2014)
‘Birdman’ı izlemeyi denedim zira hakkında yeterli şeyler duydum ve Michael Keaton’ın telefon rehberini okumasını izleyeceğimi öğrendim. Lakin Birdman’ı bitirdiğimi bile sanmıyorum. Sahiden hiç ilgimi çekmedi.’