Gökbilimciler, yıldızının şiddetli vefatından mucizevi bir biçimde kurtulmuş üzere görünen var olmaması gereken yeni bir gezegen olan Halla’yı keşfettiler. Bu keşif, gezegenlerin yıldızlarının vefatıyla karşı karşıya geldiğinde neredeyse kesin bir sonla yüzleştiği gerçeğine meydan okuyan umut verici bir buluşu temsil ediyor. Halla, Jüpiter gibisi bir gezegen olup yıldızı Baekdu’nun kesin vefatından sağ çıkmayı başardı.
Kaynak: https://www.independent.co.uk/space/p…
Bilim insanları, yıldızının şiddetli vefatından mucizevi bir biçimde kurtulmuş üzere görünen, var olmaması gereken yeni bir gezegen buldular.
Bizimki de dahil olmak üzere pek çok gezegen, yıldızları ömürlerinin sonuna ulaşıp onları yuttuğunda neredeyse kesin bir sonla karşı karşıya kalır. Örneğin kendi Güneşimiz öldüğünde 100 kat genişleyecek ve Dünya’yı yutacaktır.
Ancak yeni çalışma, bu gezegenlerden en azından kimilerinin hayatta kalabileceğine dair umut veriyor.
Yeni keşfedilen dünya, Halla olarak bilinen Jüpiter gibisi bir gezegen, yıldızı Baekdu’nun kesin vefat olması gereken vefatından sağ çıkmayı başardı. Gökbilimciler gezegeni buldular ve takip eden müşahedelerle Baekdu’nun daha evvel kırmızı deve dönüştüğünü keşfettiler. Bunu yaptığında Halla ile ortasındaki aralığın 1,5 katına kadar şişmiş, yıldızı yutmuş ve sonra tekrar bugünkü boyutuna küçülmüştü.
Bu dramatik ve şiddetli olaya karşın Halla varlığını sürdürmeyi başardı ve gökbilimcilerin Hawaii’deki teleskopları kullanarak onu görebilmelerini sağladı.
Çalışmanın başyazarı Marc Hon.’Gezegenin yutulması ya gezegen ya da yıldızın kendisi ya da her ikisi için de felaketle sonuçlanır. Halla’nın, aksi takdirde kendisini yutacak olan dev bir yıldızın çabucak yakınında varlığını sürdürmeyi başarmış olması, gezegeni harika bir hayatta kalan olarak öne çıkarıyor.’ diyor.
Bulgular Nature mecmuasında ‘A close-in giant planet escapes engulfment by its star’ başlıklı yeni bir makalede yayımlandı.
Halla 2015 yılında, bilim insanlarının ‘radyal sürat yöntemi’ olarak isimlendirdikleri, yıldızların nasıl hareket ettiklerini izleyen ve bunu yörüngelerindeki gezegenler tarafından nasıl çekilebileceklerini anlamak için kullanan formül kullanılarak bulundu. O vakitten bu yana geçen yıllar içinde bilim insanları gezegenin yıldız tarafından yutulmuş olması gerektiğini keşfettiler ve gezegeni daha yeterli anlamak için takip müşahedeleri yaptılar.
Bu müşahedeler gezegenin on yılı aşkın bir müddettir sabit yörüngesinde olduğunu ve hakikaten var olduğunu doğruladı.
Çalışmanın ikinci muharriri IfA astronomu Daniel Huber, ‘Bu müşahedeler birlikte gezegenin varlığını doğruladı ve bizi gezegenin gerçekte nasıl hayatta kaldığına dair zorlayıcı bir soruyla baş başa bıraktı’ dedi.
Ancak bilim insanları hala nasıl hayatta kaldığını bilmiyorlar.
Bir mümkünlük, yıldızına yaklaşmadan evvel daha büyük bir yörüngede başlamış olmasıdır, fakat gökbilimciler bunun mümkün olmadığına inanmakta.
Bir oburu ise Baekdu’nun aslında bir vakitler iki yıldız olduğudur.
Ölümleri sırasında birleşmiş ve Halla’yı yutacak kadar büyümelerini engelleyerek birleşmekten kurtarmış olabilirler.
Ayrı bir mümkünlük da Halla’nın aslında iki yıldızın çarpışmasından doğmuş olmasıdır.
Bu, Halla’yı doğuran bir gaz bulutu üretmiş olabilir ve bu nedenle Halla, yıldızından kurtulan biri olmaktan fazla yıldızının vefatının bir sonucu olabilir.