Bunlar nasıl yaşandı inanamıyorum. Kepazelik resmen!
Gençleri pistten alalım, yaşlılar şöyle buyursun… Çünkü şimdi biraz 90’ların başına, özel televizyonların ülkemizde yeni yeni hayatına başladığı yıllara gideceğiz. O heyecanın nasıl bir şey olduğunu ancak yaşayan bilir.
Özel televizyonlar, radyolar derken asık suratlı TRT ünlülüleri hayatımızdan yavaş yavaş gitmiş, yerine varolanlarla birlikte bambaşka magazin figürleri eklenmişti. Yeni dünya etkisiyle sarhoş olan halkın ilgisi, uyanık yöneticilerin araya bir de telefonu sokup 900’lu hatlardan da ünlü bombardımanı yağdırmasına sebep oldu.
İsteyenin Tarkan’la sohbet ettiğini sandığı, kimisinin Medyumlardan gelecek bilgisi aldığını düşündüğü iletişim araçlarıydı 900’lü hatlar. Her sabah yeni bir popçuya uyanan memleketimiz bir anda medyumlarıyla da yükselişe geçmişti. En bilinenlerden biri şüphesi Medyum Memiş’di.
Bir de Medyum Keto vardı. 3 yaşında geçirdiği, teşhisi konamayan bir beyin rahatsızlığı sebebiyle konuşması ve beden dili başkaydı. İnsanlar onu karikatürize etmekten hiç çekinmiyor, hatta her gün bir kanalda takliti mutlaka yapılıyordu. Ankara DTCF’den atıldıktan sonra medyum olmayı seçmişti hayatında.
Özel kanallar çoğaldıkça bu defa rekabet de kaçınılmaz oldu. Rekabet yarışı, reyting sevdasını, reyting kaygısı da kirli magazin kültürünü getirmeye başlamıştı. Medyum Keto ve Memiş kavgası daha ekranlara düşmeden gazete sayfalarında önceden haberi yapılıyor, böylelikle programı televizyondan seyredecek kitlenin tansiyonu daha da yükseltiliyordu.
Birkaç gün önce gazetelerde “patlayan” haberlere göre Medyum Memiş’in eşcinsel raporu alarak askere gitmediği iddia edilmişti. Üstüne bir de sayısı gittikçe çoğalan medyumların “En iyi kim?” yarışı eklenince herkesi bir stüdyoya toplayıp bunları konuşmak muhteşem bir reyting malzemesiydi.
Dört medyumun bir arada bulunduğu stüdyoya “en iyi kim?” tartışması hararetle devam ederken, Memiş’in Keto’ya yumruk atmasına giden diyalog şöyle gelişmişti:
Keto: Sen diyorsun ki radyoda, orada burada fal bakmak günahtır. Peki sen ne yapıyorsun?
Memiş: (cevap yok)
Keto: (Memiş için) Yıllar önce yanıma geldi, birkaç tane büyü yaptırdı. Bir de baktım gazetelerde bizim Memiş.
Memiş: Yıllar önce annemle babam arasında sorun vardı. Onun için birkaç defa gittim.
Keto: Bütün müşterileri kovalıyorsun. Hz. Mevlana “gel ne olursan gel” diyor.
Memiş: Ben herkesi kabul edeceğim diye bir kaide yok.
Keto: Bu insanlık vazifesi. Ben 900’e çıkmıyorum.
Memiş: Çıksan ne yaparsın kardeşim? Ben 900 hattını bir vakıf kuruyorum. Kimsesiz çocukları alıp okutmak için.
Keto: Taksim’deki iş yerinde faizle para veriyorsun.
Memiş: Yoo, sevgili Show tv izleyicileri. Sizin şahitliğiniz karşısında Keto bu sözünü bir hafta içinde ispatlamazsa kendisinden davacıyız. Gazete manşetinde “Memiş tüm dünyayı şaşırttı” diyor.
Keto: Bugün de “homoseksüel” yazıyor.
Yani Memiş’in işi kendisinden öğrendiğini söyleyen Keto “Sen gazetelere ne bakıyorsun? Onlar her şeyi yazarlar” diye art niyetli olmayan bir çıkış yapmıştı aslında. Ancak Memiş bu üst üste konulan “homoseksüellik” iddialarına, Keto’ya yumruk atarak cevap vermeyi tercih etmişti.
Bu olayın ardından Keto her gün tehdit edildiğini, hatta arabasının durdurulup aşağı indirilerek sözlü şiddete maruz kaldığını söylemişti. Fakat bu olayların Memiş tarafından yapıldığı ispatlanamadı. Program sonrasında Keto, Memiş’e tazminat davası açtı.
Kan ve reyting kokusu alan kanallar, bu defa da iki medyumu canlı yayında barıştıracaklarını söyleyen duyurular yapmaya başlamıştı. Her iki medyuma da kovboy kıyafeti giydirip bir düello konsepti yaratmayı düşündüler. Kostümler giyildi evet. Memiş’in “Gelsin bir şey yapmam” demesine rağmen Keto programa katılmaktan son anda vazgeçti.
Olayın Keto ile ilgili kısmı kapansa da, Memiş’in eşcinsel raporu olduğu iddiaları reyting malzemesi olarak kullanılmaya devam etti. Medyum Ayşin, program sunucusu Sevda Demirel’e Memiş’in eşcinsel olduğuna ve elinde kanıtlar olduğuna dair açıklamalar yapıyordu. Bu açıklamalardan 15 dakika sonra Memiş stüdyoyu bastı ve asıl leşlik o an yaşanmaya başladı.
Ayşin’in iddialarına Memiş’in verdiği cevap tam olarak şöyle: “Benim evime geleceksin, benim koynuma gireceksin. Eğer ben seni yapamazsan o zaman tükürdüğümü yalayacam” Medyum Ayşin bu sözlere tepkisini gösterdikten sona Memiş’in “Şerefsizlik yapamazsın” diyerek canlı yayında kadına tekme tokat giriştiği de televizyon seyredenler tarafından dehşetle izlendi.
96 ve 97’de yaşanan bu çirkin olayların üstünden yıllar geçti. Peki şimdi kim ne yapıyor? Medyum Memiş’in kendine ait bir sitesi var, orada metafiziksel olaylarla ilgili varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Ketumluğundan ötürü Türkan Şoray’ın “Keto” adını taktığı Hacı Aydoğan ise olaydan sonra gittiği Almanya’da, eskiden süregelen rahatsızlığı için birçok kez beyin ameliyatı geçirdi. Uzun süren tedavilerden sonra Hacı Aydoğan ismiyle bildiğimiz Medyum Keto, 2019 yılında bir bakımevinde vefat etti.
Medyum Keto, Memiş’e açtığı tazminat davasını kazandı ve Memiş mahkemede Keto’dan özür diledi. Keto kazandığı 24 bin TL tazminatı bir engelli derneğine bağışladı.