Güneş sistemimizdeki en küçük ve en içteki gezegen olan Merkür uzun vakittir gökbilimcilerin ilgisini çekmektedir. Öbür gezegenlerden bariz bir formda farklı olan eşsiz, eliptik yörüngesiyle, Albert Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi bir karşılık sağlayana kadar çözülmemiş bir bulmaca üzereydi. Gelin ayrıntılar için içeriğimize geçelim…
Einstein’ın 1915 yılında ortaya koyduğu Genel Görelilik, yerçekimini bir kuvvet olarak değil, kütle ve gücün neden olduğu uzay ve vakit eğriliği olarak tanımlar.
Bunu anlamak için öncelikle Merkür’ün yörüngesinin ‘presesyonunu’ anlamamız gerekir.
Newton mekaniği altında, bu tutarsızlık hiçbir mana söz etmiyordu.
Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi, Merkür’ün yörüngesinde gözlemlenen presesyonu fizik kanunlarıyla uzlaştırmanın bir yolunu sağladı.
Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür, Güneş’in uzay-zamanı bükmesinden değerli ölçüde etkilenir. Bu bükülme, Merkür’ün yörüngesinin presesyon olarak bilinen olağandışı özelliğini açıklar.
Bu yalnızca Einstein’ın teorisini doğrulamakla kalmadı, birebir vakitte kozmosu anlamak için yeni yollar açtı.
Sonuç olarak, Merkür’ün eşsiz yörüngesi Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi için kritik bir test alanı olduğunu kanıtladı.