Sırf Sesleriyle Değil Kalemlerini de Konuşturarak Yazarlığa Soyunan Ünlü İsimler

Teoman, Türk rock müziğinin sevilen isimlerinden takdir edersiniz ki. Şarkıcılığının yanı sıra müelliflik da yaptı. ‘Fasa Fiso’ isimli kitabında müzik kelamlarının yanı sıra günlük usulünde yazılmış notlara, denemelere ve fikirlere yer verdi.

Nihat Doğan malumunuz. Kendisi geçtiğimiz yıllarda ‘Memleketimin Koyunları’ isimli bi’ farklı kitap yayınlamıştı. ‘Şahsına münhasır’ diyebileceğimiz bu kitabın açıklaması ise şu formda:

Diyecekler ki: ‘Yıllar evvel Nihat Doğan diye biri varmış ve gerçekleri olduğu üzere haykırmış, doğruları söylemiş!’ Bize demokrasiyi, özgürlüğü anlatmış, vesayete karşı çıkmış, halktan yana olmuş, ezilenlerin yanında olmuş, Türk’ü Kürt’ü kardeş yapmak için uğraşmış, müzikler yapmış ve zulme ‘Dur!’ demiş. Fildişi kulelerinde oturup halka zulmedenlere, zalimliklerine ‘Yeter!’ demiş. İşte bu türlü bir Nihat Doğan kompozisyonu çizmek ismine bu kitabı yazdık.’

Çağatay Akman da müzikçi kimliğini bir kenara bırakıp yazarlığa soyunmuş isimlerden. Kendisi, 2019 yılında ‘Nasıl Çağatay Akman Oldum?’ isimli kitabını hayranlarıyla buluşturmuştu. Tanıtım bültenindeki kitabın açıklaması ise şöyle:

Sadece 19 yıllık bir hayatı anlatmıyor. Talih, yalnızca onu arayanın kapısını çalar kelamını doğruluyor bir yandan da. Kitabın ismine bakıp da ortaya bir argüman koymaya çalıştığımız sanılmasın. Bu kitap ‘Bizim Çato’dan, soyadıyla anılma kademesine gelen bir gencin, yeni başlayan öyküsüne yalnızca küçük bir önsöz bırakıyor…

Müzik ve oyunculuk bölümünde yer almasının yanı sıra köşe müellifliği da yapan Karaibrahimgil, 2015 yılında ‘Nil’in Kelebekleri’ isimli bir kitap çıkarmıştı. Bu kitabın içerisinde evvelce yazmış olduğu köşe yazılarının derlemesi bulunuyor.

Arabesk müziğin öncülerinden olan Ferdi Tayfur, ‘Şekerci Çırağı’ isimli kitabında kendi hayatını anlatıyor. Bu roman da çok satınca kısa bir mühlet sonra ‘Yağmur Durunca’ kitabını kaleme aldı.

İlk olarak 2006 yılında yayınlanan ‘Bir Sarışın Küçük Kız’ kitabında Zerrin Özer, ‘Eğer bir müzik olsaydım… Bu müzikte tek bir sefer ancak upuzun bir çığlık atılırdı ve bu çığlık hayatı anlatırdı…’ diyor.

Peki siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Büyük Buhran sırasında yoksulluk çeken bir çiftin kıssasını mevzu alan ‘House of Earth’ isili kitabın Woody tarafından yazıldığına inanılıyor. Kitabın asıl müellifi Douglas Brinkley, Woody Guthrie’den 1930’lu yıllarda bu kitabın fikrini aldığı öğrenildi ve 1947 yılında da yayınlanması için birinci adımlar atıldı.

King Ink isimli müziğini yayınladıktan sonra The Bad Seeds ve The Birthday Party kümelerinin solisti, 1989 yılında ‘And the Ass Saw the Angel’ kitabını yazdı.

Dolly Parton, ünlü country müzik yıldızı ve ‘Backwoods Barbie’ olarak da bilinen bir isim. 65 albüm çıkarmış, birçok sinemada rol aldı, COVID-19 aşısı için fon sağladı ve Imagination Library aracılığıyla dünya genelinde neredeyse 200 milyon fiyatsız kitap çocuklara gönderdi. Ayrıyeten yemek kitapları, çocuk kitapları, otobiyografiler ve şiir ve kelam koleksiyonları da yazdı. Bunun yanında, Parton, ‘Run, Rose, Run’ isimli bir romanı James Patterson ile birlikte yazmak için iş birliği yaptı. Roman, geçmişini geride bırakmak isteyen yetenekli bir müzikçinin Nashville’e gelmesini mevzu alıyor.

Leonard Cohen, müziği yayınlamadan evvel bir muharrir olarak gündeme geldi. McGill Üniversitesi’nde öğrenciyken şiirler yayımladı ve mükafatlar kazandı. Birinci şiir kitabı 1956’da çıktı ve sonra birkaç şiir koleksiyonu yayımladı. Cohen, 1967’de müzik kelamı müellifi olarak meslek yapmak için New York’a taşındı. Birinci albümünü birebir yıl yayımladı. 2016’da vefat etti ve altı yıl sonra yayımlanan bir hikaye derlemesi ortaya çıktı.

Richard Hell (gerçek ismi Richard Lester Myers), Leonard Cohen üzere bir kayıt sanatkarı olmadan evvel şairdi. Hatta takma ismini 19. yüzyıl şairi Arthur Rimbaud’un A Season in Hell isimli yapıtından aldı. Hell, 1960’ların ortasında şair olmak için New York’a taşındı; kendi bağımsız yayınevini kurdu, Rolling Stone üzere yayınlara şiirler yazdı ve Television ismini alacak olan kümesi oluşturdu.

The Doors, müziklerinde kitap, oyun ve şiir referanslarına yer verdi hatta ve hatta ismini, başlığı William Blake’in bir şiirinden alınan Aldous Huxley kitabından aldı. Klavyeci Ray Manzarek, birinci romanı The Poet in Exile’ı 2002 yılında yayımladı. Bu, vefatını sahteleyen bir rock yıldızı olan Jordan isimli bir karakterin kıssasıdır ve The Doors’un baş solisti Jim Morrison’ın mevtini ‘sakladığı’ uzun müddettir dolaşan söylentilere dayanmaktadır. Manzarek ikinci romanı olan 2006 tarihli Snake Moon’da farklı bir istikamete gitti ve Amerikan İç Savaşı devrinde geçen bir hayalet kıssası anlattı.

Bruce Dickinson, Iron Maiden’in vokalisti olarak tanınan bir müzisyenin birinci kitabı The Adventures of Lord Iffy Boatrace, 1990 yılında yayımlandı. Bu kitap, İngiliz hiciv müellifi Tom Sharpe’ın yapıtlarından esinlenerek, İngiliz üst sınıfı hakkında bir mizahi roman niteliği taşıyor. Dickinson, Iron Maiden ile turne yaparken bu kitabı yazdı ve heyecanla çalışmasını band arkadaşlarıyla paylaştı. Davulcu Nicko McBrain, ‘Dayanılmazdı, zira otobüste bir şeyler yaparken yeni bir kısmı bitirmişti ve lanet öyküyü size okumak istiyordu!’ diyor.

The Smiths’un ön vokalisti Morrissey, 2013 yılında otobiyografisini yazdığını duyurdu. Yayınevleri ortasında büyük bir rekabet başladı ve sonunda Penguin, anıları klasikler dizisi altında yayımlama hakkını kazandı. Penguin birebir vakitte Morrissey’nin kurgu alanındaki birinci denemesi olan List of the Lost’u da yayımladı. Fakat roman, 2015 yılında negatif tenkitler aldı ve Literary Review tarafından ‘Kötü Cinsel Alaka Betimlemesi’ mükafatına layık görüldü.

Jimmy Buffett’i her ne kadar müzikleriyle tanısak da 1988 yılında kendisi çocuk edebiyatında bir eser verdi. Kitabının ismi ‘The Jolly Mon’ ve 9 yaşındaki kızı Savannah Jane Buffett ile yazdı. New York Times’ın da ‘çok satan’ listelerinde üst sıralara tırmanan kitap, bir periyot edebiyat dünyasında ses getirmişti.