‘’Hi Barbie , Hi Ken, Hi Barbie , Hi Barbie’’…
Son vakitlerde en çok duyduğumuz replikler haline geldi. Beşerler artık “Bu replikleri duymak istemiyorum.” diye söylenirken bir yandan da akıma ayak uyduran şahısların toplumsal medyalarına bakmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Kimilerimiz ise “Bu repliği görmek istemiyorum.” yazanları da görmek istemeyecek durumda. :)
İkonik bebeğin ana karakter olduğu Barbie sinema serisi, onlarca yıldır dünya çapındaki izleyicileri büyüledi. Bu animasyon sinemaları fantastik maceralar ve olumlu bildiriler sunarken, Barbie bebekler saç, kıyafet, takılar aracılığı ile herkesin kendi üzerindeki uyarlamasının bir akım haline gelmesiyle, bilhassa vücut imajı algılarında kıymetli bir ruhsal tesir de taşırlar. Bu yazımda, Barbie sinemalarının bireylerin, bilhassa çocukların toplumsal hoşluk ve beden imajı standartlarını nasıl algıladıkları ve içselleştirdikleri üzerindeki potansiyel tesirlerden bahsedeceğim.
Barbie’nin ikonik fiziği:
Barbie’nin en çarpıcı istikametlerinden biri inanılmaz orantılı fiziğidir. Son derece ince bedeni, uzun bacakları ve ince beli ile Barbie’nin beden oranları, ortalama bir kadınınkinden kıymetli ölçüde farklıdır. Bir oyuncak bebek bağlamında tuhaf ve abartılı olması amaçlanan bu tasvir, istemeden de olsa genç izleyiciler için gerçekçi olmayan hoşluk standartları yaratabilir.
Vücut imajı algısı üzerindeki tesirler:
İdealleştirilmiş hoşluk standartları: Barbie’nin idealize edilmiş ve harikaya yakın bir figür olarak tasvir edilmesi, izleyicileri gerçekçi olmayan hoşluk ülkülerini içselleştirmeye yönlendirebilir. Çocuklar bilinçdışında bedenlerini Barbie’ninkiyle karşılaştırabilir ve bebeğin oranlarına uymuyorsa, görünüşlerinden kendilerini yetersiz yahut tatminsiz hissedebilirler.
Vücut memnuniyeti: Barbie’nin sinemalardaki ve ilgili medyadaki figürüne maruz kalmak, bilhassa ulaşılamaz bir hoşluk standardına uyma konusunda baskı hissedebilecek genç kızlar ortasında beden memnuniyetsizliğine katkıda bulunabilir. Bedenleriyle ilgili bu memnuniyetsizlik ergenlik ve yetişkinlik periyotlarında de devam edebilir.
Benlik hürmeti üzerindeki tesir: Barbie sinemalarının yaydığı ulaşılamaz hoşluk standartları, benlik hürmetini olumsuz etkileyerek, şayet bireyler toplumsal hoşluk beklentilerini karşılamadıklarını düşünürlerse yetersizlik yahut değersizlik hislerine yol açabilir.
Beden karşılaştırması ve akran baskısı: Barbie sinemalarının tesiri, ferdi benlik algısının ötesine geçebilir. Genç izleyiciler bedenlerini akranlarınınkiyle karşılaştırabilir, bu da beden imajı problemlerini daha da sürdürebilir ve bedenlerini aşağılama ve akran baskısı kültürünü teşvik edebilir.
Cinsiyet kalıp yargıları: Barbie sinemaları, beden imajıyla ilgili telaşların ötesinde, hoşluk ve görünümün bir kişinin kimliğinin ve yeteneklerinin öteki istikametlerinden daha öncelikli olduğu klâsik cinsiyet kalıp yargılarını güçlendirmeye yöneliktir.
Barbie sinemalarının hoşluk tasvirinin yarattığı potansiyel zorluklara karşın, olumlu beden imajını ve kendini kabulü teşvik etmek için fırsatlar var: (Aileler neler yapabilir?)
Biliyorsunuz ki bu başlık aslında yalnızca ebeveynler için değil. Instagram, tiktok, üzere toplumsal medya mecraları da artık yayınlanan fotoğraf yahut görüntülerde filtre yahut efekt var ise bunu görselde belirtiyor. Aslında bunun nedeni vücut algısına dair kıyaslama yalnızca çocuklarda değil yetişkinlerde de fazlaca olduğu için yapılan bir güncellemedir.
Eğitici tartışmalar: Ebeveynler ve eğitimciler, Barbie üzere oyuncak bebeklerin abartılı özelliklere sahip kurgusal karakterler olduğunu vurgulayarak ve eleştirel düşünmeyi teşvik ederek çocukları medya temsilleri hakkında konuşmalara dahil edebilirler.
Medya okuryazarlığı: Küçük yaşlardan itibaren medya okuryazarlığı öğretmek, çocukların medyanın hoşluğu ve beden imajını nasıl yansıttığına dair anlayışlı bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olabilir. Hayal ile gerçek ortasındaki farkı anlarken kurgusal karakterleri takdir etmeyi öğrenebilirler.
Çeşitli temsiller: Son yıllarda, daha geniş bir beden tipi ve etnik köken yelpazesini yansıtmak için Barbie de dahil olmak üzere oyuncak bebeklerin tasvirini çeşitlendirmek için artan bir gayret var. Bu kapsayıcılık, daha gerçekçi ve kabul gören bir hoşluk görüşünün desteklenmesine yardımcı olur. Daha az makyajlı, spor ve günlük kıyafetler giyen, ‘’0’’ vücut olmayan Barbie çeşitlerinin de üretimi günümüzde epey yaygınlaşmaya başlamıştır.
Pozitif rol modeller: Çocukları, çeşitli beden tiplerini ve muvaffakiyetleri temsil eden hem kurgusal hem de gerçek çeşitli rol modelleriyle tanıştırmak, inanç ve kendini kabul etme konusunda ilham verebilir.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
