Yaş Farkının Aşklarına Mani Olmasına Müsaade Vermeyen Bayanların Altın Bedelindeki İlgi Müşahedeleri

‘En büyük dezavantajı ise birlikte emekli olamayacağımızı, yaşlanamayacağımızı ya da elli yıl kadar uzun bir mühlet evli kalma bahtımız olmayacağını bilmem. Muhtemelen altmış yaşıma geldiğimde dul kalmış olacağım.’

‘İlk sefer, kendimden bu kadar genç biriyle çıkıyorum. Birbirimizin tecrübelerinden öğrenmeyi seviyorum – benden genç olduğu için daha inatçı ve olumlu bakış açıları sunabiliyor. Ben de ona deneyimlerimi sunuyorum. Her şeyi açıkça konuşmayı seviyor. Benim de niyetlerim konusunda daha açık olmamı bekliyor. Çok anlayışlı ve öğrenmeye istekli, bu da yeniden ne istediğim/ihtiyacım olduğu konusunda ona daha fazla açılmamı sağlıyor. Tüm bunlar, ilgimizi büyük ölçüde düzgünleştiriyor.’

‘Ben otuz bir yaşındayım, sevgilim ise kırk beş yaşında. Dört yıldır birlikteyiz. Aramızdaki yaş farkının avantajlarını sayacak olursam; hayatına ve işine alışmış biri. Daha evvel karşılaşmadığım problemlerle karşılaştığımda yardımcı olacak daha fazla hayat deneyimi var. Beni nasıl mutlu edeceğini çok yeterli biliyor. Dezavantajı ise; yaşlanma gerçeğiyle başa çıkmasını izlemek zorunda kalmak. Sevgilimin bu hususta biraz inançsız olduğunu biliyorum lakin yaşlandıkça herkes bu türlü olur. Bana nazaran gelmiş geçmiş en seksi insan ve görünüşünden şad olmadığını görmek beni üzüyor.’

‘Ben otuz yedi yaşındayım, o ise elli üç. Aramızdaki cinsel çekim, evvelki alakalarımdan çok daha güzel. Bayanların bedenlerinin vakitle değiştiğini anlıyor. Fazla kiloları ya da selülitleri umursamıyor. Beni katiyen harika hissettiriyor. O, sahiden özverili bir aşık.’

‘Ben otuzuma yaklaştım, o ise kırkına yeni girdi. Sevgilim genç yaşta baba olmuş, bu yüzden on yedi yaşındaki oğluna tek başına bakıyor.  Oğlu onunla yaşadığı için anlayış göstersem de beni hayal kırıklığına uğratan birtakım kurallar var. Geceyi birlikte geçirmiyoruz. Spontane seyahatler ya da planlar yapma özgürlüğümüz yok. Birçok hafta sonunu farklı geçiriyoruz zira oğlu konutta ve onunla birebir vakit geçirmek istiyor. Bu, çok sıkıntı. Arkadaşlarımın birden fazla evlenip aile kuruyor ve ben umutsuzca erkek arkadaşımın yanında uyuyabilmek istiyorum. Bu durumla uzun müddettir uğraş ediyorum.’

‘Benden yirmi beş yaş küçük olsa da mükemmel bir bağlantımız var. İkimiz de bunun birçok nedenden dolayı sonsuza kadar sürecek bir bağlantı olamayacağının farkındayız ancak şu anda birlikte geçirdiğimiz vakitten hakikaten keyif alıyoruz. İlgimizin fizikî kısmı artık mümkün olmadığında, en uygun arkadaş olarak kalacağımızı biliyoruz. O benim en uygun arkadaşım ve onun söylediğine nazaran ben de onun en güzel arkadaşıymışım. O şimdiye kadar birlikte olduğum en yeterli erkek.’

‘Bu bir dezavantaj değil ancak eşim daha parlak bir mesleğe ve daha yüksek bir maaşa sahip olduğu için bazen kıskançlık hissediyorum.  Ben bir öğretmenim, o ise başlangıç düzeyinde bir işe başladı. Ancak şimdiden benden daha fazla kazanıyor. Ben bu meslekte kaldığım sürece daima kazanacak olması beni biraz üzüyor.’

‘Erkek arkadaşım benden on yaş büyük. Ben yirmi altı yaşındayım, o da oyuz yedi yaşına yeni girdi. Kendi işlerini halledebilen, tamircilerle ve otomobil satıcılarıyla nasıl başa çıkacağını bilen, sigorta ve vergi işlerinin nasıl işlediğini anlayan, bilgili bir yetişkin olması hoşuma gidiyor. Fakat benim kültürel atıflarımı her vakit anlamıyor. Ayrıyeten ben çocukken işlerin nasıl olduğuna dair espri yapıp benimle dalga geçmesine mana veremiyorum.’

İkimiz de aramızdaki yaş farkını unuttuk. Şu anda birebir yaşıtaymışız üzere hissediyoruz ve her şey olağanüstü gidiyor. Tek sorun, sonunda beni cazibeli bulamayacağı kadar yaşlı görünmekten telaş etmem.’

‘İlişkilerimde deneyimlediğim en fazla yaş farkı, on üçtü. Kendinizden büyük bir partnere sahip olunca onunla birtakım hayat tecrübeleri ile ilgili önemli ve derin konuşmalar yapabilirsiniz. Birçok husus, olgunlukla ele alınır. Lakin olduğunuzdan genç görünüyorsanız gittiğiniz her yerde size bakılıyor zira büyük yaş farkı, diğerlerini rahatsız ediyor. Farklı hayat evrelerinde olması, bir kişi özgür olmak ve keşfetmek isterken başkasının evlilik ve çocuk planlaması üzere dezavantajları da var.’

‘Daha evvel kendimden on üç yaş büyük bir adamla çıkmıştım. Ben yirmili yaşlarımın sonlarındaydım, o ise kırklı yaşlarının başındaydı. Bana hayli ağır bir love bombing yaptı. Bu yüzden birkaç aya boyunca ortak noktalarımız olduğunu düşündüğüm şeylerin aslında var olmadığını fark etmedim. Başta ondan etkilendim zira eğitimli, iş sahibiydi, bir meskeni vardı. Hayatta aşikâr bir noktaya gelmişti. Ancak sonunda bunlara sahip olmasının tek nedeninin güçlü bir aileden gelmesi olduğunu anladım. Yaşına nazaran hiç olgun değildi ve birçok hususta yaşını öne sürerek ukalalık taslıyordu.’

‘Rahat bir bağlantımız vardı. Bir yıl boyunca çok hoştu her şey. İkinci yılımızda işler zorlaştı zira evlenmekten bahsetmeye başlamıştı. Meğer ben, birinci günden beri evlilik ya da çocuk sahibi olmakla ilgilenmediğimi açıkça belirtmiştim. Pes etmedi ve bir çocuğumuz olmasını istediğini söylemeye başladı. Bu, bağlantımızın sonu oldu. Bu isteklerini birlikte yapabileceği, kendi yaşında birini bulması için onu cesaretlendirdim. Daha sonra evli ve çocuklu olduğunu duydum. Onun ismine sevindim.’

‘Partnerimle ortamızda on üç yaş var. Ben yirmi üç yaşındayken tanıştık, o ise otuz altı yaşındaydı. Bağımızın en büyük dezavantajı, onun hayatı çoktan deneyimlemiş olması olduğunu söyleyebilirim. Dünyayı gezdi, evlendi, çocuk sahibi oldu ve benim şimdi deneyimleyemediğim bir dolu öteki şey yaptı. Bazen benim eğlenceli bulduğum küçük şeyleri ona yaptırmak epey güç oluyor zira o para kazanmaya odaklanmış durumda.’

‘Partnerimle ortamızda sekiz yıl var ve bu mutlaka şimdiye kadarki en sağlıklı ilişkim! Yaşadığım en büyük dezavantaj; güç seviyelerimizdeki farklılık lakin bunun bir kısmının benim çok daha dışa dönük, onun ise daha çok evcimen olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ben faal olmayı seven ve geç saatlere kadar dışarıda kalabilen biriyim, onun ise bu tıp hususlarda gücü ve isteği bir oldukça düşük.’

‘Aramızda yirmi yaş fark var. İnsanların yanlış anlamaları, muhtemelen en büyük dezavantaj. Çıkmaya başladığımızda otuzumun üzerindeydim. Bu yüzden beni öylesine koluna takıp dolaştırdığı fikirlerine maruz kaldım. Beşerler bizimle tanıştığında, yanlış anlaşılmaları önlemek ismine nasıl tanıştığımızı epeyce derinlemesine anlatmak zorundayım.’