Ağlayan bir bebeğin annesi kucağına alınca sakinleşmesinin nedenini hiç merak ettiniz mi? Bir bebeğin dokunma duyusunun nasıl geliştiğini ve annenin dokunuşunun bebek üzerinde nasıl güzelleştirici bir tesire sahip olduğunun karşılıkları içeriğimizde. Buyurun👇
Kaynak: https://cradlewise.com/blog/parenting…
Öncelikle ‘altın saat’ kavramını açıklayalım.
Doğumdan sonraki birinci bir saat altın saat olarak isimlendirilir. Altın saat anne ile çocuk ortasındaki bağı güçlendirmek için en ülkü vakittir. Anneler, bebekleriyle güçlü bir bağ kurmak için onlarla olabildiğince vakit geçirmelidir.
Uzmanlar, altın saat boyunca yapılması gerekenleri şu halde özetliyor:
-
Sağlıklı yenidoğanlar anne ile “ten tene” temas halinde olacak biçimde yerleştirilmelidir. Bu mühlet zarfında, birinci emzirme yapılabilir.
-
Bebeğin birinci fizikî değerlendirmesi annenin göğsündeyken yapılabilir. Bu süreç boyunca anne ve bebek birlikte kalmalıdır.
-
Kilo ve uzunluk ölçümü, Apgar skoru belirleme, kan testleri üzere klâsik süreçler birinci beslenme sonrasına kadar bekletilmelidir.
Altın saat boyunca anne ve bebeğin tensel teması, ilerleyen periyotlar için birçok yarar sağlayacaktır.
Dokunma hissi, bebeğin algıladığı birinci histir.
‘Dokunma, anne karnında ortaya çıkan birinci duyu olmakla birlikte doğum vaktinde bebeğin en gelişmiş duyusudur.’
-Bilim müellifi Lydia Denworth
Yedi buçuk haftanın sonunda, bebeğiniz dokunma duyusunu birinci olarak dudaklarında ve burnunda hissetmeye başlar.
Dudakları ve burnunu keşfettikten sonra rahim duvarına, yüze ve bedenin geri kalanına dokunmaya geçer. Deri ve buradaki alıcılar, duyu organlarımızın hem en eskisini hem de en büyüğünü oluşturur.
Dokunma, bebeğin doğumda emmesini, yutmasını ve öksürmesini sağladığı için kritik bir hayatta kalma duygusudur. Bebekler etraflarını dokunarak öğrenirler.
Anne dokunuşunun birtakım yararları şunlardır:
- Azalan ağlama:
Veriler, cilt deriye temas edilen bebeklerin daha az ağladığını göstermekte. Annenin dokunuşu bebekte bir itimat duygusu yaratır ve bu da bebeğin ağlamasını durdurur.
Fiziksel yakınlık, bebeğe rahim içi şartları hatırlatır. Bu durumda bebeğiniz sizi koklayabilir, kalbinizi ve ciğerlerinizi dinleyebilir, bedeninizin sıcaklığını hissedebilir.
- Anne sütünü artırır:
Anne-bebek ortasındaki fizikî yakınlık ve bağ, ‘aşk hormonu’ olarak da isimlendirilen oksitosin hormonunun salgılanmasını sağlar. Bu hormon, laktasyonun kurulmasına yardımcı olur.
Vücut ısısı:
Sıcak evinizden çıkarıldığınızı ve soğukta bırakıldığınızı hayal edin. Anne karnındaki sıcaklık ve rahatlıktan çıkan bebek de sizin hissettiklerinizi hisseder. Tıpkı sıcaklığa muhtaçlık duyarlar ve bu sıcaklığı almak için en yeterli yer annenin göğsüdür. Araştırmalar, yeni doğum yapmış bir bayanın göğsündeki cilt sıcaklığının, bedeninin geri kalanından bir yahut iki derece daha yüksek olduğunu göstermekte.
Fizyolojik kararlılık:
Ten deriye temas, teneffüs tertiplerini, kalp atış suratını ve kan oksijen düzeylerini dengelemek için de yararlıdır. Bebeğin beden ısısına bağlı olarak annenin göğüs ısısı yükselir yahut azalır.
Bağırsak sıhhatine tesiri:
Bebek ile ebeveyn ortasında ten-tene temasının sağlandığı kanguru bakımı, bebeğin bağırsağında villi boyutunda büyümeyi artırır. Bu büyüme besinler için daha geniş bir yüzey alanına müsaade verir. Ayrıyeten cilt deriye temas, bebekte kan şekeri düzeylerinin dengelenmesine de yardımcı olur.
