Gerek güzellik kavramının ‘zayıf kadın – atletik erkek’ kalıbına sıkıştırılması, gerekse diyet kavramının ‘sağlıklı beslenme davranışı’ ile eşdeğermiş gibi algılanması özellikle genç kızlar ve son dönemde erkekler arasında yeme bozukluklarının artmasına neden oldu.
KadıköyŞifa Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Rabia Yurdagül yeme bozuklukları hakkında bilinmesi gerekenleri şöyle anlatıyor:
“Yeme bozuklukları bedensel ve psikososyal boyutu olan; kişinin yemek, vücut ağırlığı ve fiziksel görüntüsü ile ilgili düşüncelerinde, yemek yeme davranışında bozuklukla kendini gösteren önemli bir durumdur. Ergenlerde yeme bozukluğu görülme sıklığı %5 ve yapılan son çalışmalar bu sıklığın giderek artmakta olduğunu gösteriyor.
DSM-IV tanı kriterlerine göre Anoreksiya Nervosa, Bulimia Nervosa ve başka türlü adlandırılmayan yeme bozukluğu (Binge Eating Disorders-BED) olmak üzere üç tip yeme bozukluğu bulunur. Dünya Sağlık Örgütü yeme bozukluklarını ‘tıbbi dikkat’ gerektiren ‘önemli tıbbi durum’ olarak tanımladı. Özellikle 15 – 19 yaşlarındaki yeme bozuklukları nedeniyle meydana gelen ölümler, bu yaşlardaki doğal nedenlerle (kardiyak aritmi, enfeksiyon vb.) ölümlerden 5 kat daha fazladır.
Daha çok genç kızlarda görülmekle birlikte moda mankenleri, sinema yıldızları, sanatçılar, balerinler gibi zayıflığın çekici bir ideal olarak yansıtıldığı meslek gruplarında ve son yıllarda erkeklerde de görülme sıklığı artan yeme bozukluklarının başlamasında bireysel kişilik özellikleri yanında ailesel bir eğilimi içeren pek çok faktörde rol oynayabiliyor.
Anoreksiya Nervoza
Vücut şeklinden aşırı rahatsızlık duyma, karşı konulmaz bir zayıf olma isteği ve özellikle anorektik bireylerde görülen yemek düşünceleriyle aşırı bir zihin meşguliyeti durumu söz konusudur. Açlık hastalığı olarak adlandırılan Anoreksiya Nervoza’da besin alımına, kiloya ve zayıflığa karşı aşırı takıntı bulunur. Zayıf olunduğu halde (BKİ 17.5 kg/m2’den daha düşük) kişiler kendilerini aynada kilolu olarak görmekte ve daha fazla kilo verebilmek için çok düşük kalorili diyetler uygular veya kendilerini aç bırakırlar.
Bu kişilerde amenore (adetin olmaması), kansızlık, vücut su – tuz dengesinin bozulması, kanda kolesterol ve üre düzeylerinin artışı, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, tiroit bezi hormonlarının düşmesi, kadınlarda östrojen, erkeklerde testesteron hormon düzeylerinde azalma sonucu cinsel sorunlar, cilt ve saç sorunları, kilo kaybıyla birlikte beyin kütlesinde azalma ve beyindeki kimyasal reaksiyonlarda değişiklik, kalp atımında azalma ve düzensizlikler oluşur, uyuşturucu madde kullanımı, sosyal çevreden kendini soyutlama davranışı, sürekli spor ve ağır egzersiz yapma eğilimleri görülür.
Bulimia Nervoza
Psikolojik temelli bir hastalık olup anormal yeme alışkanlığı ile kendini belli eden ve daha sonra kilo almayı önlemek için uygunsuz davranışların (kusma, laksatif ve diüretik kullanımı, aç kalmak, aşırı egzersiz yapmak gibi) sergilendiği yeme bozukluğudur. Tıkanırcasına yemek yedikten sonra suçluluk duygusuyla yenilen yiyecekleri çıkarma yoluna başvurulur.
Sürekli kusmaya bağlı elektrolit dengesizlikleri, mide asidinin ağza gelmesi ile diş çürükleri, mide delinmeleri görülür. Depresif bozukluklar yanında alkol ve madde bağımlılığı da görülebilir.
Binge Eating Disorders (tıkanırcasına yemek yeme)
Tıkanırcasına yeme bozukluğu olarak ifade edilen ve üçüncü tür yeme bozukluğu olarak tanımlanan Binge Eating Disorders düzenli olarak haftada 2 veya daha fazla aşırı miktarda yemek yeme davranışı ile karakterizedir. Atak sırasında bu bireyler, kontrol edilemeyen bir şekilde umulmayacak kadar çok yiyeceği kısa zamanda tüketirler. Bulimik hastaların aksine kusma gibi davranışlar göstermezler. Bu bireylerde duygu durumunda ve ilişkilerde sürekli bir tutarsızlık vardır. Günlük enerjinin minimum %25’ini akşam yemeği ile ertesi sabah arasında geçen sürede alırlar. Obezlerin belli bır kısmında tıkanırcasına yeme bozukluğu görülür ve çeşitli uyku bozukluklarının gece yemelerine neden olabileceği belirtilir.
Ortoreksiya Nervoza (sağlıklı yemek yeme takıntısı)
Son yıllarda Ortoreksiya Nervoza (sağlıklı yemek yeme takıntısı) yeni bir kavram olarak yeme bozukluklarına eklendi. ‘Ortho’ Yunanca’da ‘doğru’ ve ‘normal’ anlamına gelir. Yani doğru yemek yeme de bir takıntıya dönüşebilir. Ortoreksiya Nervoza özellikle büyük kentlerde yaşayan ‘beden imgesi’ ağırlıklı düşünen takıntılı kişilerin hastalığıdır. Her besinin aşırı sağlıklı olması insanı tek boyutlu beslenmeye kadar götürebilir ve ilerleyen ölçütlerde Anoreksiya ile karşı karşıya getirebilir. Oysaki aşırı derecede takıntı yapmak yerine dengeli beslenme konusunda bilinçli olmak gerekir.
Yeme bozukluğu fazla yeme ve devamlı rejim yapma takıntısı şeklinde olduğu gibi kişinin her yediğinin sağlıklı olup olmadığını kontrol etme takıntısı şeklinde de kendini gösterir. Bu kişiler için yiyeceklerin saf, katkısız ve işlenmemiş olması oldukça önemlidir. Bu yüzden bu bireyler pek çok sebze ve meyveyi çiğ tüketirler. Çoğu da vejetaryendir. Kendi bildiklerinin tek doğru olduğuna inanırlar ve inandıkları çerçevesinde hareket ederler. Bir gün gelir yaşamları bir sonraki öğünü planlamak, sağlıklı yiyecek satan marketleri dolaşmak, yemek hazırlamak ve yemek gibi bir kısır döngünün içine girer.
Sağlıklı yemek yeme (Ortorektik) takıntılı mısınız?
Bu sorulara ‘‘evet’’ cevabı veriyorsanız, ortoreksiya belirtisi gösteriyor olabilirsiniz.
1- Yemek yerken yediklerinizin kalorisine dikkat eder misiniz?
2- Çeşitli yiyeceklerin olduğu bir yerde yiyecek seçmek durumunda kalırsanız kararsızlık yaşar mısınız?
3- Son üç ay içerisinde besinler konusunda endişelendiğiniz oldu mu?
4- Sağlığınızla ilgili endişeleriniz besin seçiminizi etkiler mi?
5- Yemeğinizin sağlıklı olması sizin için lezzetli olmasından daha mı önemlidir?
6- Daha sağlıklı, daha taze besinler satın almak için daha fazla para harcar mısınız?
7- Sağlıklı beslenme ile ilgili düşünceler sizi günde üç saatten fazla meşgul eder mi?
8- Sağlıksız olduğunu düşündüğünüz besinleri yediğiniz olur mu?
9- Sizce ruhsal durumunuz yeme düzeninizi etkiler mi?
10- Besinler içerisinde sadece sağlıklı olanlarını tüketmek kendinize olan güveninizi artırır mı?
11- Uyguladığınız beslenme tipi yaşam tarzınızı değiştirir mi? (dışarıda yeme sıklığı, arkadaşlar vb. açısından)
12- Sağlıklı beslenmenin dış görünümünüzü daha iyi hale getirebileceğini düşünür müsünüz?
13- Sağlıksız beslendiğinizde kendinizi suçlu hisseder misiniz?
14- Piyasada sağlıksız besinlerin de satıldığını düşünür müsünüz?
15- Son zamanlarda yemeklerinizi özellikle tek başınıza yemeği tercih eder misiniz?
Yeme bozuklukları nasıl tedavi edilir?
Yeme bozukluklarının tedavisi zordur, profesyonel yardım alınmalıdır. En iyi tedavi yöntemi tıbbi, psikolojik ve beslenme konsültasyonunu içeren kombine bir çalışma ile gerçekleşir. Anoreksiyalı kişi tehlikede olmadığına ve yardıma gerek duymadığına inanır, Bulimialı kişi ise sorunun farkındadır ama tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemez. Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak tedaviden sonra da tekrarlayabilmesi hala bir sorun olmaya devam edebilir.
Tedavi sırasında doktor, diyetisyen, psikolog veya psikiyatrdan oluşan multidisipliner bir ekip çalışması başarılı sonucun elde edilebilmesi adına oldukça önemlidir. Bu tür bozukluklarda tekrarlama ihtimali yüksektir. Diyetisyen bireyin beslenme durmunu, bilgi düzeyini, yemek yeme ve yemeğe karşı tutumunu değerlendirerek beslenme programını oluşturup bireyin takibini yaparken diğer ekip üyeleriyle sürekli iletişim halinde olmalıdır.”