Yoğun bir eğitim-öğretim döneminin ardından beklenen sömestir tatili başladı. Yarıyıl tatili, çocuklar için eğlenme ve dinlenme fırsatı olduğu kadar, zamanı kaliteli geçirmeyi öğrenmek için de bir şans. Anne-babaların bu dönemde, çocuklarına odalarını toplamak, dişlerini fırçalamak vb. gibi günlük sorumluluklar verebileceklerini belirten uzmanlar, ebeveynlerin çocukları ile birlikte yapabilecekleri bir iş listesi planlamaları önerisinde bulundu.
Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, yarıyıl tatili ile ilgili, “tatilde, çocuğunuza günlük sorumluluklar verin” diyerek, ailelerin çocukları için sömestr tatilini hem eğlendikleri hem de öğrendikleri bir zaman dilimine dönüştürmek için önerilerde bulundu.
“Çocuklar için tatil dönemi, özlediklerini yapmayı planladıkları zaman olması yanında, çocuklara boş zamanın nasıl daha etkin geçirilmesi gerektiğinin de öğretilebileceği bir dönem” diyen Aynur Sayım, sömestir tatilinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Tatilde hepimiz rutin çalışmalarımıza ara verip kendimizi dinlendirip, eğlenmeyi düşünürüz; fakat tabii bunun da bir sınırı çerçevesi vardır” şeklinde konuştu.
Tatiller kaliteli zaman geçirmeyi öğrenmek için iyi bir fırsat
Tatillerin zamanı verimli değerlendirmeyi öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu kaydeden Uzm. Klinik Psikolog Aynur Sayım,“Çocuk, zamanını iyi yönetmeyi öğrenmiş ise bu tutumu, tatildeki etkinlik ve aktivitelerine, arkadaşları ile nasıl zaman geçirdiğine, zamanının ne kadarını arkadaşlarıyla, ne kadarını kendisine ayırdığına yansıyacaktır. Bizim çocuğumuza kazandırdığımız iç disiplinle ilgili olarak öncelikle çocuğa boş zamanını iyi değerlendirmeyi öğretmeliyiz. Anne-baba bu konuda çocuğuna rehber olmalı. Zamanımızı iyi yönetebilmek, zamanı akıllıca kullanıp, verimli-üretken sonuç almamızı sağlar. Tatili doyurucu geçirmemiz; bizi mutlu edecek, değerli hissettirecek ve dinlendirecektir. Tabii çocuk için tatil, bir dönem boyunca planlı ve kurallı bir ortamdan, özgür olduğu, dinlenebildiği daha esnek bir zaman dilimini ifade eder. Anne-babaların rehberliği, çocuğun tatili nasıl geçireceği ile ilgili devreye girmelidir” dedi.
Çocuğunuzla birlikte “yapılacaklar listesi” planlayın
Sayım, çocuklar için aileleri ile birlikte ya da kendi inisiyatiflerinde yapabilecekleri bir iş listesi planlanabileceğini belirterek, “Günlük aktiviteleri bir gün önceden planlamak, hedef koymayı ve hedefe yönelik davranmayı da öğretir. Bu da aslında öğretme ve öğrenme sürecidir. Arkadaş seçimleri ve iletişim tekniklerini öğrenmeleri de aynı niteliktedir” diye konuştu.
Aynur Sayım, yarıyıl tatili ile ilgili önerilerini şöyle sıraladı:
Çocuğunuza baskı kurmayın
Ailelerin fazla müdahale içermeden, çocuktan beklentiyi yüksek tutmadan, dinlenme ve eğlenmeye fırsat tanıyarak aktivite planı yapmasına yardımcı olmaları önemlidir. Tatilde seçtikleri arkadaşlar, bulundukları ortamlar, aileler tarafından denetlenmeli elbette; ama bunu yaparken de fazla baskı kurmadan özenli davranmak önemlidir. Tatil döneminde çocukların dönem içinde öğrendikleri bilgileri unutmamak ve yeni eğitim dönemine hazırlanmak için günlük planlamalar içinde kısa ders tekrarları ve kitap okuma saatlerinin eklenmesi yararlı olacaktır.
Günlük sorumluluklar verin
Çocuklara odasını toplamak, dişlerini fırçalamak gibi günlük sorumlulukların da verilmesi ayrıca spor, satranç, drama gibi sevdiği etkinliklere yöneltilmesinin fiziksel ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunacağının altını çizmek yararlı olacaktır.
Oyun bağımlılığına dikkat edin!
“Ekran;hepimizin yaşamında önemli yer kaplıyor, ama gerektiği ölçüde, yaşam kalitemizi yükseltme, iletişim, eğitim-öğretim, kolay bilgiye ulaşma anlamında şüphesiz vazgeçilmez; ama bağımlılık halinde kullanımı, çocuk-genç, hatta herkesin sosyal paylaşımlarını azalttığı gibi, içe yönelme, sanal bir dünyaya eğilim, gerçek sorun çözme becerilerinden yoksunluk, dikkat ve konsantrasyon, dolayısıyla öğrenme hızında yavaşlık ve sosyal ilişkilerde bozulmalara yol açabilmektedir” diyen Aynur Sayım,
“Oyunların duygusal boşalımı sağlayan yönünü göz ardı edemeyiz. Hafif derecede kullanıldığında, çocuğun öfke ve saldırganlık duygularını boşaltması açısından faydalı olabileceği gibi, bu tür oyunlara fazlaca eğilimi ve hep bu tür oyunların seçilmesi de var olan bir psikiyatrik duruma işaret edebilmektedir” uyarısında bulundu.
Oyun oynamayı istemek, “Sana ihtiyacım var” demektir
Zamanının çoğunu ekran başında geçiren çocukların sosyalleşemeyeceğine dikkat çeken Sayım, “Aile ve çevre ile yeterli ve sağlıklı bir iletişim kuramaz, dolayısıyla dil gelişimi, sosyal gelişimi, motor gelişimi, kısacası tüm alanlarda gelişimi yavaşlar ya da gerileme gösterir. Çocuklarımız bizimle oyun oynamak isterler ve bunu da genellikle dile getirirler. Bazı anne babalar oyun oynamayı sevmez, bu isteği reddeder ya da geçiştirir. Oysaki çocuk, ‘Sana ihtiyacım var, seninle ilişki kurmak istiyorum, bu yolla ilişkimizi geliştirebiliriz’ demek istiyordur. Bu nedenle aile oyun saatleri ve ayrıca çocukla birebir zaman saatlerinde, ebeveynin çocuğu ile oyun oynamaya da yer vermesini istiyoruz ve biz de çalışmalarımızda oyunu hem bilgi toplama, hem de psikoterapinin içinde kullanıyoruz.
Sanal ortam, sosyal ilişki zorluğu oluşturuyor
Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, “Bilgisayar oyunları doğru seçildiğinde ve yeteri kadar kullanıldığında, çocuk-gencin ses, ışık, hareket uyaranlarına verdiği cevaplar, sorun çözümü, hedefe ulaşmak için farklı yollar deneyimleme gibi tecrübeler edinmesine neden olması açısından zenginleştirici olabilmektedir; fakat çocuğun diğer kişilerle tek kurduğu iletişim yolu bu ise, yani sürekli sanal ortamda ise, bu durumda sosyal ilişki zorluğu var ya da oluşabilir gibi bir tehlike söz konusu oluşturabilir” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
Dijital ortama yönelen çocukta “sosyal fobi” meydana geliyor!
“Pek çok sosyal fobi vakalarında çocukların iletişim için bu yolu tercih ettiklerini görüyoruz. Çocuk, toplum içinde, grup içinde rahat davranamadığı ve kendini sakladığı için, iletişim becerileri kısıtlı olduğu için bilgisayar oyunlarına yönelebiliyor. Kendisine sanal bir dünya kuruyor. Bu durum bağımlılık haline gelince; sadece yemek, tuvalet ihtiyaçlarını giderip bilgisayarın başından kalkmayan vakalar meydana geldi. Bu şekilde kendilerini sanal dünyada var ediyorlar, var olduklarını hissediyorlar. Son yıllarda hem çocuk, hem de ebeveynler tarafından, bilgisayar oyunlarına çok zaman ayrılıyor. Anne ve babalar birlikte bilgisayar oyunu oynamayı da birlikte kaliteli zaman geçirme olarak algılayabiliyorlar. Bu durumun pek çok sakıncası var. Zamanının büyük kısmını bilgisayar başında geçiren çocuk, sosyalleşemez, aile ve çevre ile yeterli ve sağlıklı bir iletişim kuramaz. Sanat çalışmaları, kes-yap, origami, oyun hamuru, maket yapımı, boyama, resim vb. çalışmaları için çocuğa materyal sağlama ve yönlendirme yapılması destekleyici olacaktır.
Bilgisayar bağımlılığının nedeni anne-babalar mı?
Modellik de önemli bir konu burada. Eğer anne, baba, aile bireylerinin bilgisayara ve telefona ilgisi fazla ise, çocukların kişilik gelişimlerinde anne-babayı model alarak öğrendiklerini göz önüne aldığımızda, çocuğun bilgisayar bağımlısı olmasının nedeni kolaylıkla açıklanabilir. Ailede disiplin zayıf ise, böyle bir modellik varsa, çocuğun duygusal ihmali varsa, evde çocuk bilgisayar başında zaman geçirirken aile rahat nefes alıyorsa, bu çocuklar daha fazla risk altındadır.”