Evlilikler büyük hayallerle başlıyor ve evliliklerin bir ömür boyu sürmesi bekleniyor. Bazense hayal edildiği gibi yürümüyor ve boşanma ile sonlanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2014 yılında boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre %4,5 artarak 130 bin 913’e yükselmiş durumda. Boşanmaların başlıca sebeplerini ise şiddetli geçimsizlik, fiziksel ve psikolojik şiddet oluşturuyor. Boşanma oranının artmasına rağmen, mutsuz evliliklerine devam etmeyi tercih edenlerin sayısı da az değil. Araştırmalar özellikle kadınların boşanma kararı vermekte zorlandığını gösteriyor. İşte kadınların evliliklerini bitirememe sebepleri…
Yalnız kalma korkusu
Özellikle uzun süredir evli olan birçok kadın, ne kadar sorun yaşarsa yaşasın evliliklerini bitirmekten korkuyor. Çünkü yıllarca süren alışkanlıklarından kopup yalnız kalmak ve boşanmadan sonra yeni bir hayat kurmak kadınları tedirgin ediyor. Tüm tartışmalara ve anlaşmazlıklara rağmen, yanında birinin olması yalnız kalmaktan çok daha iyi bir seçenek gibi geliyor. Ancak bu süreçte sorunlarını arkadaşlarıyla ya da ailesiyle paylaşan ve onlardan destek alan kadınlar, ayrılık kararını çok daha rahat verebiliyor.
Maddi kaygılar
Kadınların tüm sorunlara rağmen evliliklerini bitirememe nedenlerinin başında maddi kaygılar geliyor. Daha önce hiç çalışmamış ya da çocuk sahibi olduktan sonra çalışmayı bırakmış ve iş yaşamından uzaklaşmış birçok kadın, eşinin maddi desteğini almadan hayatını sürdüremeyeceğini düşünüyor. Hatta çalışan kadınlar da, kendisine maddi olarak yetemeyeceği korkusuyla mutsuz bir evliliğe devam etmeyi tercih ediyor. Ayrıca birçok kadın boşandıktan sonra ailesinden destek almayı, maddi olarak eşine bağlı olmaktan daha büyük bir sorun gibi düşünüyor.
Çevre baskısı
Nasıl ki evlilikler sadece iki insan arasında değil aileler arasında da yapılıyorsa, boşanmalar da çiftin tüm çevresini etkiliyor. Özellikle kadınlar bu konuda aileleri başta olmak üzere tüm çevrelerinden tepki alıyorlar. “Yuvanı bozma, biraz sabret, zamanla düzelir, sanki bir sizin evliliğiniz mi böyle” gibi cümleler boşanma isteğini çevresiyle paylaşan birçok kadının aldığı ilk tepkiler aslında. Zaten zorlu bir süreçte olan birçok kadın, çevresinden de destek göremeyince karar vermekte zorlanıyor. Ayrıca toplumumuzdaki neredeyse her kadının yaşamını etkileyen “elalem ne der” düşüncesi de, birçok kadının mutsuz evliliklerine devam etmesine neden oluyor.
Sorunu kabullenmeme
Birçok hayalle başlanan evliliğin zamanla kötüye gitmesini kabullenmek oldukça zor. Özellikle de aralarındaki sorunlara rağmen eşini sevmeye devam eden kadınlar, sorunların büyüklüğünü görmezden gelmeyi tercih edebiliyor. Zamanla düzeleceğine, geçici bir durum olduğuna ya da herkesin böyle sorunlar yaşadığına kendini inandıran kadınlar, sorunlar içinden çıkılmaz bir hale gelene kadar boşanma kararını erteliyor.
Çocuklar için endişelenme
Boşanmalardan en çok etkilenenin çocuklar olduğunu biliyoruz. Bu yüzden de kadınlar çocuklarının olumsuz etkilenmemesi için kendilerini mutsuz bir evlilik yaşamaya zorlayabiliyorlar. “Çocuğum babasız büyümesin” düşüncesi, kötü giden evliliği sürdürmenin başlıca nedenlerinden biri. Ancak birçok çocuk gelişimi uzmanı, ebeveynler tarafından iyi yönetilmiş ve çocuğa doğru yansıtılmış bir boşanmanın çocuklar için evde sürekli tartışan bir anne-baba görmekten daha iyi olduğunu söylüyor.
Şiddet görme korkusu
Maalesef ki kadınların boşanmayı bir seçenek olarak görememesinin nedenlerinden biri de şiddet görme korkusu. Toplumun her kesiminden birçok kadın eşinden sözlü ya da fiziksel şiddet görüyor veya şiddetle tehdit ediliyor. Özellikle de eşine karşı yardım isteyebileceği bir kişi ya da yer bulamayan kadın, her şeyin daha kötüye gitmesinden korkarak evliliğe devam ediyor. Ülkemizde son 5 yılda, 81 kadının boşanma isteği nedeniyle öldürüldüğünü düşünürsek, kadınların kötü giden evliliği bitirememelerinin en önemli sebebini de görmüş oluruz aslında.