Benzer taraflarınızı bulmak için uğraştığınız partnerlerinizle ahenk içinde olmanızı sağlayan çeşitli metotlar ve faktörler var. Pekala bağ uzmanlarına ve psikologlara nazaran neymiş bu faktörler? Gelin birlikte bakalım! 🙌
Kaynak: https://www.iflscience.com/the-24-way…
Padua Üniversitesi’nden araştırmacı muharrir Alessia Marchi, münasebetler ve partnerlerdeki ahenk ile ilgili çalışmaların birçoklarında, bir partnerde yahut bir ilgi içindeyken dilek edilen özelliklere odaklandıklarını belirtiyor.
“Çalışmamızın hedefi, romantik / cinsel bağlantılarda uyumluluğun rolünü ve tarifini daha uygun anlamaktı. Bu nedenle, insanlara potansiyel bir partnerle ahenk yakaladıklarını ne vakit hissettiklerini sorduk.”
Çalışmanın sonucuna nazaran ahenk sağlanma sürecinde en kıymetli 24 faktör şunlardı:
Yaşam üslubu, görüşü, hisler, kökenler, toplumsallık, romantizm, maneviyat, aile ilgileri, yemek kültürü, hassaslık, toplumsal sınıfılar/statüler, dini görüş, benzerlik, boş vakit aktiviteleri, dış görünüş, iş, fikir ayrılıkları, empati duygusu, mizah anlayışı, yaşanan yer, konuşma stili, zeka, şevk ve yapılan etkinlikler.
153 olasılıkla başladıklarını göz önünde bulundurarak, bu aslında epey sade ve kolay bir liste.
Çalışma, ortalama yaşı 28 olan, çoğunluğu heteroseksüel, bekar ve hiç evlenmemiş olan 274 iştirakçiyi içeriyordu.
Genel olarak, iştirakçiler emsal ömür biçimlerine ve görüşlere sahip bir partneri tercih etme eğilimindeydi, eğitim, din ve zeka üzere faktörler ise daha az kıymetli olarak değerlendirildi.
‘Benzer pahaları, görüşleri ve ömür stilini bir partnerle paylaşmak, düşündüğümüzden daha değerli olabilir. Kişilik faktörü yahut hobiler konusunda çok misal olmak düşündüğümüz kadar kıymetli olmayabilir.’
Uzun vadeli bir partner ararken farklı faktörler açısından uyumlu olmanın daha kıymetli olduğu düşünüldü.
Kısa müddetli bir münasebet için, iştirakçiler çoğunlukla zeka ve görünüşe dayalı uyumlu bir eşleşmeye meyilliydi.
Cinsiyetler ortasında da farklılıklar vardı: Ortalama olarak, erkekler duygusal ve yapılan aktiviteler açısından benzerliklere daha çok ehemmiyet verirken, bayanlar daha seçici görünüyordu. Bilhassa ömür stili, görüşler, görünüş ve empati maharetinde uyumluluklar arıyorlardı.
Ancak, bu çalışmanın kıymetli bir handikapına gelirsek, bayan iştirakçilerin sayısı (225) erkeklerden (49) hayli fazlaydı.
Bu da 24 faktörün erkeklerin görüşlerini sahiden yansıtıp yansıtmadığını öğrenmeyi zorlaştırdı.
Zsófia Csajbók:
‘Erkekler ve bayanlar ortasında uyumluluğun tüm faktörlerinin tıpkı biçimde işlediğini doğrulamak için kâfi sayıda erkek katılmadı. Bu gelecekte farklı kültürleri de kapsayan araştırmalarda da işimize yarayacaktı.’
Analizlerini daha da ileri götürmek için, araştırma muharrirleri ayrıyeten farklı “aşk türlerini/tarzlarını” ölçmek için bir ölçek kullandılar.
Bu biçimde, insanların potansiyel bir partnerde tercihlerinin, kendi şahsî aşk yaklaşımlarıyla dengeli olup olmadığını görmeyi amaçladılar.
Psikolojik bir anket kullanılarak, iştirakçiler hangi türde/tarza uygun olduklarına nazaran sınıflandırıldılar: Eros, Ludus, Storge, Pragma, Mania ve Agape.
Eros, tutkulu ve ağır hislerle bağlantılıdır ve romantizme olan derin arzuyu söz eder.
Ludus, yeni alakalara daha oyunbaz ve rahat bir yaklaşım sergileyenleri kapsar.
Storge, arkadaşlıktan daha romantik hislere gerçek gelişen daha derin bir ilişkiyi söz eder.
Pragma skoru yüksek olan şahıslar ekseriyetle mantıksal ve pratik bir yaklaşım benimserler.
Mania, tam olarak isimde belirtildiği üzere, romantik bağlantılar etrafında dalgalanan ve çoklukla kıskançlık ve sahiplenme eğilimi olan bir “duygusal roller coaster” manasına gelir.
Agape, kendini feda eden ve özverili bir aşkı tabir eder ve odak noktası olarak partnerlerin refahına büyük değer verir.
Araştırma muharrirleri, bireylerin aşk usulünün, önemsedikleri ahenk faktörlerini etkilediğini ortaya koydular.
Örneğin, Eros için yüksek puan alan biri, romantizm, şevkli olma ve mizah mevzularında âlâ bir ahenk arayışında olma eğilimindedir. Öte yandan, daha çok Agape’ye yönelenler, farklılıkları tercih ederler ve bu farklılıklar, görüşler ve toplumsallık üzere birçok faktörü içerir.
Tek kıstas cinsiyet de değildi elbette.
Araştırmacılar İtalyan ve çoğunluğu heteroseksüel olan bireylerle yürüttükleri bu çalışmayı daha derinlemesine incelemek için bir başlangıç noktası olarak kullanacaklarını belirttiler.
Ortak müellif Peter Karl Jonason:
”Yapmayı planladığımız şey, bu 24 faktörü almak ve yine kullanmak zira sayı çok üzere görünüyor; içlerinde, altta yatan faktörler olabilir ve kullandığımız ögeler özellikle bunun içindi, bu araştırmaya özeldi. Faktör tahlilleri yüzde 60 sanattır, bu yüzden daha ince eleyip sık dokumamız gerekiyor.”
