“Sevmek, insanların birbirlerine bakmaları değildir,
birlikte tıpkı tarafa yanlışsız bakmalarıdır.”
– Andre Gide
İnsan toplumsal bir varlıktır ve etrafıyla daima etkileşim içindedir. Bu etkileşim sürecinde, birbirinden farklı karakter özelliklerine ve geçmişe sahip olan, paha yargıları, hisleri, temel gereksinimleri ve inançları farklı olan bayan ve erkek, duygusal, toplumsal ve profesyonel alakalar kurar. Lakin bu ilgiler birden fazla vakit sağlıklı kurulamadığı için işler yolunda gitmez ve yürümez. Uzun ömürlü ve sağlıklı ilgi kurmak bir sanattır ve fakat kişinin kendini ve başkalarını anlayabilmesiyle, kendini, hayatı ve partnerini şartsız olarak sevip kabullenebilmesiyle mümkündür.
Olgun bağlantı sorumluluk ve sabır gerektirir
Kadın ve erkeğin olgun ve memnun bir bağ yaşaması için olumlu ve yapan davranış modelini benimsemesi gerekir. Bunun için birinci yapılması gereken “koşulsuz sevgi ve kabul”dür. Bayan için erkeğin onu koşulsuzca kabul edip etmediğini, varlığından memnunluk duyup duymadığını görmek çok değerlidir. Bayan bunu erkeğin kelamlarında, davranışlarında, gözlerinde, gülümsemesinde, yüzünde ve vücut lisanında görmek ve derinden hissetmek ister. Erkek tarafından kabul edildiğinde kendini rahatlamış, gevşemiş hisseder ve sevgi dolu olur. Erkek, bayanın kendisini bedelli, değerli ve manalı hissetmesini sağlamak için “Seni olduğun üzere ve koşulsuzca kabul ediyorum” manasına gelen içten bir gülümsemeyle aşağıdakileri yapabilir:
1. Samimi, net ve muahedesi kolay olmak: Rahatça tartışabilmek, “kolay anlaşabilmek”, birlikte gülebilmek, eğlenebilmek, tıpkı fikirde olabilmek ve zıt fikirleri anlayışla karşılayabilmek ilginin olgunlaşmasını sağlar. Zira bir bağlantıda erkeğin mutabakatı kolay bir hal içinde olması, bayanın ona verdiği bedeli yükseltir. Lakin aksi durumda, yani “anlaşmazlık” olduğunda bayanın erkeğe verdiği paha azalır. Erkek açısından bakıldığında da yanılgılı olmak, erkeğe kendini eksik hissettirir ve bundan ötürü kendine verdiği paha azalır, kendini başarısız, yetersiz ve bedelsiz hisseder.
2. Memnuniyeti tabir etmek, hayranlığı samimiyetle lisana getirmek: “Harikasın, yaptıkların için sana çok teşekkür ederim, uygun ki varsın” üzere sözlerle ifade edilen takdir ve onaylamalar, yapılan hoş davranışların fark edilmesi ve kelama dökülmesi, samimiyetle övülmek insanın tabiatının en temel gereksinimlerindendir.“Övülmek” erkeğin kendini başarılı ve keyifli hissetmesini sağlayan en tesirli ve süratli prosedürlerden biridir. Bayanda ise bu yol “iltifat”tır. Övmek ve iltifat etmek bir sanattır. Bu sanatın icrasında; övgüyü ve iltifatı sıcağı sıcağına yapmak, yani demiri tavında dövmek, besbelli bir davranış yahut farklı olan bir davranış karşısında övgü ve iltifatta bulunmak ve mümkün olduğunca bunu üçüncü şahısların yanında yapmak çok değerlidir. Ayrıyeten “hayranlık”, insan ilgilerinde yakınlaştırıcı olan en güçlü araçlardan biridir.
3. Dinlemek ve anlamak: Erkeğin bayanı özel bir dikkatle dinlemesi, bayan için erkeğin kanılarını, hislerini ve hayatını ona odakladığı manasına gelir. Zira erkek, en çok bedel verdiği insanlara en fazla dikkati gösterir. Bu nedenle “aktif ve empatik dinleme” yakın bağlantılarda inanç ortamı yaratır. Kişinin kendisine verdiği pahası yükseltir ve içsel bir disiplin oluşturur. “Aktif dinleme”, dikkat ve ilgiyle dinlemek, konuşmayı kesmemek, karşılık vermeden evvel düşünmek ve gerektiğinde netleştirmek için soru sormaktır.
“Empatik dinleme”, erkeğin bayana tahlil teklifleri sunmak yerine, samimi bir halde ilgi göstererek, konuştuklarına ekran olması, onun sözcüklerini ona değişik bir biçimde yine söylemesidir. Öbür bir sözle onun ayakkabısıyla onun yolundan yürümesi ve onun gözlerinden onun hayatını görebilmesidir.
Kötü bağlantıların seyri
İlişkiler “tanışma” kademesiyle başlar. Tanışma, çoklukla çiftin pembe gözlük takarak birbirlerini oldukları üzere değil de olmasını istedikleri üzere gördükleri, maskelerin arkasında yaşanan bir süreçtir. Tanışmanın akabinde “hoş görme” kademesine geçilir. Bu evrede çift birbirlerinin ufak tefek problemlerini görmezden gelmeye başlar ve yakınlaşma artar. Lakin bundan sonraki kademede “ego savaşları” ortaya çıkar ve kusurlar göze batmaya başlar. Ego savaşlarının çıkış noktası, şahısların kendinin daha üstün olduğunu göstermeye çalışma uğraşıdır. Ego savaşları bir sefer başlayınca hiç bitmez.
Savaşı kazanan taraf daima değişir. Çoğunlukla da bir taraf savaşı daha çok kazanmaya başlar. Bunun sonucunda “ilişkinin yıpranması” etabına geçilir. Çift artık savaşmaktan yorulmuştur, bağlantı çok yara almıştır. Sonuç, çiftin birbirlerinden soğuması ve uzaklaşması olur. Bunun akabinde da kaçınılmaz sona, yani “bitirme” etabına geçilir. Bağlantı ya bir tarafın terk etmesiyle ya da karşılıklı mutabakat ile biter.
Doğru anlamak
Francis Bacon şöyle der:
Bilginin kendisi güçtür, bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir; bizi güçlü yapan kazandıklarımız değil, koruma ettiklerimizdir; bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, başımıza yerleştirdiklerimizdir. Bu nedenle bilginin kendisinde büyük bir kudret vardır.
Bilgilenmek güç ve sorumluluk sahibi olmaktır. Bayan ve erkek birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını bilirlerse, daha kabullenici, daha anlayışlı, daha saygılı ve daha takdir edici olma gücünü elde ederler. Bu nedenle bağların yürümesini sağlayan sırf gerçek ve sağlıklı irtibat değildir; “doğru anlamak ve farklılıkları kabullenmek”tir.
Çoğu vakit bayan ve erkek, birinin kendisini adam etmeye yahut düzeltmeye çabalayacağından ya da hakkında makûs, yanlış yahut yetersiz olduğu yargısına varacağından çok korkar. Bu endişenin en yeterli ilacı, olumsuz yargılardan vazgeçerek, tıpkı mıknatıs üzere insanların farklı taraflarının birbirini çektiği gerçeğini kabul etmek ve farklılıkları takdir etmek, olup bitenler hakkında eşit ölçüde sorumluluk almak ve bağışlamayı öğrenmektir.
Web
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen muharrirlerinin özgün fikirleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio