AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, yangınlar nedeniyle yaşanan ülke genelinde yaşanan derin ıstırabın provokasyonlara alet edilebileceğine dikkati çekerek, “Birlik ve beraberliğimizi bozmayı, insanlarımızı birbirinden ayrıştırmayı, bununla da yetinmeyip birbirine düşürmeyi hedefleyen provokasyonlara prestij etmemeliyiz” ikazında bulundu.
Milletvekili Arslan, orman yangınlarıyla ait yaptığı yazılı açıklamada, göçmenlerin durumunu ve yabancı düşmanlığını da kıymetlendirdi.
Yangınların milletin yüreğini dağladığını, yalnızca Türkiye değil, başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı yerlerinde peş peşe vahim orman yangınları yaşandığını lisana getiren Milletvekili Arslan, “İnsanlık, global ısınmanın, tabiatta yapılan tahribatların ve ihmallerin bedelini ödüyor” tabirini kullandı.
“Doğa adeta insanlıktan intikam alıyor!” diyen Milletvekili Ali İhsan Arslan, şöyle devam etti:
“Türkiye’miz, yüksek bir ülke olması hasebiyle, heyelana, sele, erozyona, her çeşit afete zati açık bir ülke. Gerekli tedbirler doğal ki alınıyor. Fakat afetlerin boyutlarının bu tedbirleri yetersiz kılması da kelam konusu olabiliyor. Yangınların, Avustralya’dan ABD ve Avrupa’ya pek çok ülkeyi çaresiz bıraktığı günler yaşıyoruz. Kanada geçtiğimiz aylarda neredeyse 50 derecelik bir çöl sıcağına muhatap oldu. Global seviyede tesirini hissettiren bu felaketlerde, kapitalist tüketim ve işletmeciliğin salt yarar uğruna etrafta yol açtığı tahribatların da büyük hissesi var. Yangınların en büyük handikaplarından biri de rüzgarlar. Yalnız bizde değil Avustralya’da, Batıda buna şahitlik ettik. Rüzgarın olduğu bir ortamda yangın uçaklarının müdahalesi bile maalesef fazla bir işe yaramıyor.”
“Ülkemizdeki yangınların her biri titizlikle inceleniyor”
Ali İhsan Arslan, yangınların yalnızca global ısınmadan kaynaklanmadığını, ihmal ve kusurların yangına yol açabildiği üzere bazen sabotaj sonucunda da yangınların yaşandığını kaydederek, “Bu nedenledir ki ülkemizdeki yangınların her biri titizlikle inceleniyor. Bir ihmal ya da bir fail kelam hususuysa, bu elbette ortaya çıkarılır. Yargı da gereken cezayı verir. Yangın çıkarmak, yangına sebebiyet vermek, yalnızca maddi hasardan ibaret değildir. Can kayıplarına sebep olan, tabiat ve insanlık düşmanlığının göstergesi olan bu çeşit bir cürmün failleri elbette cezasız bırakılmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekili Arslan, “Yangınlar nedeniyle milletçe hepimizin derin keder içinde olduğu bu atmosferin provokasyonlara alet edilmesine, halkımızın birbirine düşürülmesine asla müsaade veremeyiz. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, ırkçı telaffuzlarla fesat peşinde koşanların, etnik düşmanlığı körüklemeye çalışanların oyununa gelmemeliyiz” ikazında bulundu.
Arslan, bu cins ortamları terör örgütlerinin de kullanabileceğine dikkati çekerek, toplumsal huzuru bozmak için etnik ayrışmanın körüklenebileceğinin akıllardan çıkarılmaması gerektiğini hatırlattı.
Tabiat ve çevreyi muhafazanın tüm insanlığın problemi olduğunu, Türkiye’de de 83 milyon vatandaşın tabiat ve etrafa daima birlikte sahip çıkmak zorunda olduğunu vurgulayan Milletvekili Arslan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Bu çeşit bahisleri bir siyaset materyali yapmanın, siyasi rakibi yıpratma umuduyla olayları çarpıtmanın, provokasyon peşinde koşmanın son derece yanlış olduğu ortadadır. Yaşanan yangınlar, bizim insanlarımızın felaket anlarında tüm farklılıkları bir kenara iterek nasıl birbirinin yardımına koştuğunu bir sefer daha gösterdi. Birlik ve beraberliğimizi bozmayı, insanlarımızı birbirinden ayrıştırmayı, bununla da yetinmeyip birbirine düşürmeyi hedefleyen provokasyonlara prestij etmemeliyiz.”
“Her olayın faturasını göçmenlere kesmek, tehlikeli bir yaklaşım”
Göç sorunu ve yabancı düşmanlığı hususlarına da değinen Milletvekili Arslan, adaletsiz gelir dağılımı, savaşlar, çatışmalar ve yoksulluğun arttığı ortamlarda göçün kaçınılmaz tercih haline geldiğini anlattı.
Göç sıkıntısından Türkiye’nin de etkilendiğini tabir eden Ali İhsan Arslan, “Ancak işsizlikten orman yangınına varana dek her olayın faturasını palavra yanlış tezlerle çabucak göçmenlere kesmek, son derece tehlikeli bir yaklaşımdır. Bunun ismi, yabancı düşmanlığıdır. Avrupa ülkelerinde birtakım siyasetçilerin ırkçı telaffuzlarının ve yabancı düşmanlığının, farklı bir formda de olsa bizim ülkemizde de filizlenme belirtisi göstermesi kaygı vericidir” sözlerine yer verdi.
ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi ve Taliban’ın ilerlemesiyle Afganistan’dan göçlerin arttığına dikkati çeken Milletvekili Arslan, “Cep telefonuyla yapılmış kimi çekimlerin toplumsal medyada gizemli ve abartılı sunulması, toplumsal endişeye yol açabiliyor. Taliban’dan kaçanlar, Afganistan’ın hudut komşuları olan İran ve Pakistan’a yığılmış durumdalar. Bunların bir kısmı Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşmak umuduyla transit olarak bizim ülkemizden geçmeye çalışıyor” bilgisini paylaştı.
“Göçmenlerin varlığı, yabancı düşmanlığını meşrulaştırmaz”
“Sorunları çözmek istiyorsak, öncelikle teşhisi hakikat koymak ve o doğrultuda en güzel devayı bulmak zorundayız” sözünü kullanan Milletvekili Arslan, şöyle devam etti:
“Sorunları reddetmek, yok saymak ile uzaklık alınamıyor. Örneğin Suriyeliler ile Afganlıları birebir kategoride pahalandırmak gerçek olmaz. Suriyeliler fiili bir Esed tehdidinden kaçıp bize sığınmışlardı. Afganları ise Afganistan’dan ABD’nin çekilmesi, Taliban’ın ilerlemesi üzere faktörlerin tesiriyle hızlanan bir göç dalgasının uzantısı olarak görmek gerekiyor. Göçmenlerin varlığı, yabancı düşmanlığını yasallaştırmaz. Hatırlarsanız, 2008’deki ekonomik krizinden sonra Batıda İslam-mülteci-yabancı düşmanlıkları başlamasına şahit olmuştuk. Artık de Türkiye’mizde, bilhassa salgının yol açtığı ekonomik zorlukların da katkısıyla, birtakım siyasetçilerin en zayıf halka olan yabancıları maksat tahtası haline getirdiklerini görüyoruz.”
Türkiye’de gençlerin işsiz kalmasının sebebi olarak yabancıları göstermenin gerçeği çarpıtmaktan diğer bir şey olmadığını aktaran Milletvekili Ali İhsan Arslan, “Türkiye’mizde orta eleman ve alt hizmet kısımlarında işçi düşüncesi yaşanıyor. Tıpkı ABD ve Avrupa’da olduğu üzere bizde de orta ve alt eleman muhtaçlığının, göçmenlerin istihdamıyla karşılanmaya başlandığını görüyoruz. Gerçekten esnaf ve zanaatkarlarımız birtakım işler için Suriyelileri istihdam etmek durumunda kalırken, hayvancılık dalında çalışanlar ortasında da Afganların ön plana çıktığını müşahede ediyoruz” sözlerine yer verdi.
“Milletimiz yabancı düşmanlığını körükleyenlere prestij etmemeli”
Milletvekili Arslan, “Suriyeliler yahut Afganlar üzerinden ırkçı telaffuzlara başvurmak, siyasi rant elde etme umuduyla toplumsal huzuru dinamitlemekten diğer bir şey değildir. Milletimiz bu konuda hassas olmalı; yabancı düşmanlığını körükleyenlere prestij etmemelidir” vurgusunda bulundu.
Türk milletinin tarih boyunca mazlumlara ve gereksinim sahiplerine ebediyen el uzattığının ve Türkiye’nin de garibanlara, sürülenlere ve zulme uğrayanlara kapılarını açmaktan yüksünmediğinin altını çizen Arslan, değerlendirmelerini şöyle tamamladı:
“Savaş ve kaos ortamında canlarını kurtarabilmek için sonumuza dayanmış insanlara kapılarımızı kapatmak, onları mevtle baş başa bırakmak, insanlıkla uyuşmaz. Ülkemize sığınmış durumdaki bu Suriyeliler, memleketlerindeki savaş ve kaos ortamı nihayete erdiklerinde elbette geri döneceklerdir. Ancak bizde kimi siyasetçiler, muhalefet yapma ismine hadiseleri tümüyle çarpıtmaktan çekinmiyorlar. Onları dinleyen zanneder ki Türkiye, ülkemizdeki tüm yabancı göçmenlere maaş veriyor! Doğal ki bu türlü bir durum kelam konusu değil. Külfet paylaşımı konusunda, kâfi seviyede olmasa da Birleşmiş Milletler’in ve Avrupa Birliği’nin de katkıları var. Kamplarda kalanların sayısı eskiye kıyasla artık çok azaldı. Sığınmacıların kahir ekseriyeti, iktisadın içinde çalışarak kendi ekmek paralarını kendileri kazanıyor. Bu gerçekleri görmek, insanlarımızı hakikat bilgilendirmek lazım. İktidarı karalamak ismine palavra yanlış tezler ortaya atmak, siyaset değildir. Bunun ismi muhalefet de olamaz. Fakat birtakım siyasetçilerimiz maalesef bu makus alışkanlıktan kurtulamıyorlar.” – ANKARA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı