Pek çok insan gerek kilo vermek için gerekse sağlıklı kalmak için aralıklı oruç tutuyor. Son devirlerde yapılan araştırmada haftada 3 gün aralıklı oruç tutmanın tip 2 diyabete yeterli geldiği gözlemlendi. Buna uygun olarak, gereksinimimiz olan güç ve tolerans bazında yeni bir aralıklı oruç tutarak beslenme biçimi geliştirildi. Gelin birlikte ayrıntılarına bakalım. 👇
Bu içerik bir beslenme önerisi değildir. Uygulamadan evvel doktorunuza kesinlikle danışınız.
Kaynak: https://www.nature.com/articles/s4159…
Orta derecede kalori kısıtlaması içeren diyetler, yani aralıklı oruçlar, kilo idaresi için 10 yılı aşkın bir müddettir kullanılan bir usul.
Bununla birlikte, aralıklı orucun yeni araştırmalara nazaran sıhhate bilinenden çok daha fazla yararı var üzere görünüyor. Son devirde popülerliğini artırmaya devam ediyor ve daha fazla insan tarafından uygulanmaya başlandı.
Araştırmalar oruç durumunda bedellendirilen kilo kaybı ve sıhhat sonuçlarının sağlıklı bir diyetle muadil bir alternatif olduğunu gösterdi. Yani en az tertipli beslenmek kadar sağlıklı ve hiçbir ziyanı yok.
İnsülin hassaslığını da güçlendirdiği gözlemlendi.
Çalışmaya katılan 209 şahısta kandaki yağ oranını azalttığı ve insülin düzeylerini düzenlediği görüldüğü için tip 2 diyabet hastalarının kaygılarına deva olacak bir tedavi yolu olması konusunda uzmanlar umutlu.
Diyabet riskinin göstergesi olan gliseminin prandiyal sonrası değerlendirmelerde lipit metabolizmasını ve insülin hassaslığını değiştirmek için bir uyaran sağlayabileceği teorisi şu an tartışılıyor. Böylece, insanlarda glikoz toleransını uygunlaştırmak için tesirli bir strateji olabilir.
Aralıklı oruç en çok diyabet hastalarına öneriliyor.
Ayrıca, değerli bir izozim olan β-heksosaminidaz üzerindeki mukayeseli tesirleri test edildiğinde oruç aktivitesi sırasında, diyabet ve / yahut alzheimer hastalığı olan şahıslarda bu izozizmin yükseldiği görülmüştür. Bu da güzelleşmeye yardımcı olur.
Protokollerin birden fazla, 18 aylık bir çalışmaya nazaran haftada iki ila üç gün oruç tutmanın, bir insanın güç gereksiniminin %30’unu karşıladığını öngörüyor. Lakin hangi saat aralıklarında tutacağını kişi kendisi belirlediğinden sıhhate faydasını en üst seviyeye çıkardığı noktanın da şahıstan bireye değiştiği anlaşıldı.
Bu yeni tekniğe nazaran 8 saat yemek, sonrasında 16 saat oruç halinde aralıklı oruç tutulması öneriliyor.
Sonuçlara nazaran, glikatlanmış hemoglobin sayısında 6. ay sonunda olağan diyabet tedavisine kıyasla çok daha yüksek ölçüde azalma tespit edildi. Açlık glikozunda ve insülini ile birlikte yağ asitlerinde ise pek fazla değişim gözlemlenmedi.
Bir başka teknik ise 8-12 saat yemek yemek ve ondan sonraki 20 saat hiçbir şey tüketmemek.
16 saat oruç tutulan bu müddette kalorisiz içecekler içmek ise hür. Örneğin yeşil çay üzere bitki çayları şekersiz bir biçimde tüketilebilir. Haftada 3 gün yapılacak olan bu orucu hangi günlere yayacağınız ise yeniden size kalmış.
Kalbe olan tesirleri ise şu halde;
Araştırma sonucunda 2. ayda sistolik kan basıncında ve 6. ayda tansiyon bazlı kan basınçlarında azalma gözlemlendi. 6. ayda kalp hastalıkları yaşayan insanlarda olağan tedavilerine kıyasla diyastolik kan basıncında daha büyük bir azalma meydana geldi. Açlık trigliseritleri daha düşüktü. Toplam kolesterol ve düşük kan basıncı oranı 6. ayda harikulade bir ilerleme kaydetmişti. Yani aralıklı oruç tutmanın kolesterol oranında daha büyük bir azalma meydana getirdiğini söyleyebiliriz.
Karaciğere tesiri üzerindeki çalışmalar da devam ediyor.
Bu araştırma sonucunda karaciğer bağlı aminotransferaz azalmasına dair kümeler ortasında manalı bir fark gözlemlenemedi. Yani hepatit üzere hastalıklara tesiri ya da insülin direncine bağlı karaciğer yağlanmasına tesiri olup olmadığı tam olarak belirlenemese de bu mevzuda da uzmanlar müspet tesirleri olabileceğini öngörüyor. Araştırmalar hala devam ediyor.
