MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Lideri Ali Erbaş‘ın Yargıtay binasının açılışında dua etmesinin eleştirilmesiyle ilgili, “Diyanet İşleri Lideri Sayın Ali Erbaş gerçek bir iş yapmıştır. ve dayanağımız tamdır. Onun amaç alınması bir bakıma din ve vicdan hürriyetini maksat almaktır” dedi.
MHP Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş unsur ve temellerini tartışmaya açmanın ve buna heves edenlere göz yummanın, en az düşman işgali kadar vahim bir tehlike olduğunu belirterek, şu sözleri kullandı:
“Bir fazilet olan Cumhuriyet maşeri vicdanda kök salmış, cumhurla Cumhuriyet’in kenetlenip kucaklaşması bütün ana sınırlarıyla bedene gelmiş, gerçekten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle derinlik kazanmıştır. Hiç kimse bu hususu aklından ve hatırından çıkarmamalıdır. Bilhassa bedeller üzerinden tekrar nifak cepheleri açmaya, bunu da toplumun geneline teşmil etmeye uğraş edenler hem sorumsuz hem de sağduyudan mahrum olan kesitler olarak dikkat çekmektedir. Türkiye’de herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Bununla birlikte hiç kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden ötürü kınanamayacağı ve suçlanamayacağı açık bir Anayasa kuralıdır. Kaldı ki bunun aksini düşünmek bile mümkün değildir. On yıllar boyunca birçok badiresine maruz kaldığımız; laik-anti laik, inanan-inanmayan kamplaşması çok ağır toplumsal maliyetlere, hatta his ve hassaslık alanında vasat bulan yapay bölünmelere neden olmuştur. İsimli yılın başlaması münasebetiyle ve tıpkı vakitte yeni Yargıtay binasının açılışı esnasında şahsen Diyanet İşleri Lideri tarafından okunan duanın kimi etraflarda şiddetli reaksiyonla karşılanması sözün tam manasıyla ilkelliktir. Türkiye Müslüman bir ülkedir. Bu manevi hakikat değişmeyecektir. Türk milleti Müslüman bir millettir. Bu yalın gerçek ihlal, ihmal ve inkar edilemeyecektir. Kulaklarında çan sesi çınlayan fikri ve siyasi yobazların, son günlerde ‘laiklik elden gidiyor’ feryadı koparmaları tahammülsüzlük, inanç ve insan haklarına kategorik bir başkaldırı olarak yorumlanmalıdır.”‘DİYANET İŞLERİ LİDERİNE DAYANAĞIMIZ TAM’Günlerdir gazete köşelerinde, manşetlerde, haber ve tartışma programlarında felaket tellallığı ve provokasyon yapıldığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti: “Diyanet İşleri Liderinin duasına tahammül edemeyenler o denli bir noktaya gelmişlerdir ki, Atatürk’e ve laikliğe savaş açıldığını argüman edecek kadar izan ve insaflarını kaybetmişlerdir. Yapılan duayı karalamak amacıyla, ‘Şeriat çığlığı, anayasal cürüm, Taliban’la tıpkı şey isteniyor’ halinde tevil edenler faşist ve despotik siyasi angajmanlarının kölesi haline gelmişlerdir. Ulusal ve manevi değerlerimizle bağları koparan, kurulmuş köprüleri bütünüyle havaya uçuran bu bedhahların İslam dinine alerjileri tedavisi imkansız klinik hadise seviyesindedir. Müslüman bir ülkede, temeli atılan yahut yeni yapılan bir binanın duayla değil de diğer türlü hangi yolla açılacağını kelamda laiklik bekçisi rolüne bürünen kalpazanların açıklamalarında ayrıyeten fayda görülmektedir. Bu niyet ve zihniyet failleri, birebir formda laikliğin de karşısında hizalanan, laikliği asıl manasından soyutlayan inanç ve irade muhalifleridir. Deizmin, ateizmin ve agnostisizmin pençesine düşenlerin, bir diğer anlatımla kalbi katılaşıp vicdanı buz tutanların dua ve niyazlarımızdan rahatsızlık duymaları, bir kaşık suda fırtına koparmaları inancımızın iffetinden hiçbir şey kaybettirmeyecektir. İçi boş demokratikleşme ve özgürleşme daveti yapanların alenen ‘ateistleşme’ güzergahına kaymaları ileri seviyede bir tehdittir. Onlar dayatıyor ya da istiyor diye Müslüman Türk milleti hak yolundan, hidayet çizgisinden asla dönmeyecektir. Merhum Cemil Meriç’in tabiriyle, ‘Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.’ Diyanet İşleri Lideri Sayın Ali Erbaş hakikat bir iş yapmıştır. ve dayanağımız tamdır. Onun maksat alınması bir bakıma din ve vicdan hürriyetini maksat almaktır.”‘KİMSE DUALARIMIZA KULP TAKMAYA HEVES ETMEMELİ’Ayrıca laikliğin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcı ve kilit taşı olduğuna dikkat çeken Bahçeli, açıklamasının devamında şu sözlere yer verdi:
“Bunun üzerinden sanal dehşetler üretmek, toplumsal ve siyasal kutuplaşmayı derinleştirmeye çalışmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. Dua şifadır, dua huzurdur, dua gönül enginliğidir, dua rahmettir, dua Allah’a yaklaşmak ve yakınlaşmaktır. Duadan korkan manevi bedel kaçkınlarının bile hayatlarının son etaplarında duaya muhtaçlıkları vardır, bununla birlikte mezarlıklara ve musalla taşlarına bakmaları ibret almaları için kafidir. Barzani lobisine dönüşen, PKK’nın arabuluculuğuna soyunan CHP’nin, girdiği zillet tünelinin etkisinden bir nebze de olsa uzaklaşıp ulusal ve manevi kıymetlerimize hürmet duyması samimi tavsiyemizdir. Müslüman mahallesinde misyonerlik yapmaya, koynunda haç taşıyıp dualarımıza kulp takmaya hiç kimse heves etmemelidir. Ne inancımıza ne imanımıza ne duamıza ne de dinimize ve milletimize asla makus kelam söyletmeme irademizi sonuna kadar koruyacağımızı muhataplarının ve müzmin münafıkların bilmeleri kendi hayırlarınadır. Diyanet İşleri Lideri üzerinden Cumhur İttifakı’nın duruşunu, Türkiye’nin ulusal ve manevi istikrarını sarsmayı planlayanlar elbette başaramayacaklar, kazdıkları kör kuyuya düşmekten de kurtulamayacaklardır.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı