Boşanma davaları sırasında, tarafların mal varlıklarının paylaşımı genellikle en önemli konulardan biridir. Özellikle evlilik sırasında edinilen hayvanlar da bu paylaşım konusu içinde yer almaktadır. Bu nedenle, boşanma davalarında kadınların kedi veya diğer hayvanları alıp alamayacağı sorusu oldukça sık sorulan bir sorudur.
Türkiye’de hayvanların yasal statüsüne dair düzenlemeler 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu tarafından yapılmaktadır. Bu kanun, hayvanların korunması ve haklarının sağlanması amacıyla düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemelere göre hayvanlar, canlı varlıklar olarak korunmalı ve bu varlıkların hakları da korunmalıdır. Bu nedenle, hayvanlar da diğer mal varlıkları gibi paylaşım konusu olabilir.
Boşanma davalarında, hayvanların paylaşımı genellikle diğer mal varlıklarının paylaşımı gibi ele alınır. Bu nedenle, eşler arasında anlaşmazlık olması durumunda mahkeme, hayvanların kimin tarafından daha iyi bakılabileceği ve hayvanın sağlığı için hangi evde kalması gerektiği gibi faktörlere göre bir karar verebilir.
Kadınların, kedi veya diğer hayvanları alıp alamayacağı konusunda ise öncelikle hayvanın kimin adına kayıtlı olduğuna ve kim tarafından daha iyi bakılabileceğine bakılır. Eğer hayvanın kaydı kadının üzerine ise ve kadın hayvana daha iyi bakabilecek durumda ise, mahkeme genellikle kadına hayvanı verme eğilimindedir.
Ancak, bu durum her zaman böyle olmayabilir. Mahkeme, hayvanın sağlığı için veya başka nedenlerden dolayı erkeğin hayvana daha iyi bakabileceğine karar verebilir. Bu durumda, hayvanın erkeğe verilmesi daha olasıdır.
Sonuç olarak, boşanma davalarında kadınların kedi veya diğer hayvanları alıp alamayacağına dair bir kesinlik bulunmamaktadır. Mahkeme, her davanın kendine özgü koşullarına göre bir karar verecektir. Ancak, hayvanların korunması ve haklarının sağlanması amacıyla yapılan düzenlemeler göz önüne alındığında, hayvanların sadece bir mal varlığı olarak ele alınmaması gerektiği açıktır.