Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Beni görmek demek kesinlikle yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim hislerimi anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.’ derken onu daha güzel anlayabilmek için aksiyonlarını, telaffuzlarını anlamamız gerektiğini tabir eder. İşte bu yüzden biz de onun günlüklerinden yola çıkarak onu daha uygun anlayalım istedik. Bakalım Büyük Kurtarıcı geçmişte, 13-19 Mart arasında neler yapmıştı?
Kaynak: Atatürk Araştırma Merkezi
Kronolojik Fotoğraflar: İşte Atatürk
13 Mart 1899
Manastır Askeri İdadisi’ni bitiren Mustafa Kemal, o gün 1283 okul numarasıyla İstanbul’da Harp Okuluna girer.
14 Mart 1919
Tümgeneral Mustafa Kamal, o gün, Hukuk-u Beşer gazetesinde ordu kumandanlarını suçlayan bir yazı yayımlanması sebebiyle Harbiye Nezareti’ne şöyle bir yazı müellif: ‘…Vatan ve millet i çin pak ve saf hislerle ve her türlümahrumiyet ve müşkilât içinde namus görevini hakkıyla yapan Osmanlı ordularını haydut ve aynı mahrumiyet ve müşkilâta maruz ve yegâne dayanağı namus ve haysiyetinden ibaret olan adı geçen ordular komutanlarını sefil ve haydutbaşılıkla nitelemek ve teşhir etmek ne büyük ahlâksızlık ve ne sefil vicdansızlıktır. Osmanlı ordularını, onun namuslu komutanlarını bu suretle teşhir edebilmek kabiliyeti, lakin vatan ve milletin çöküşünü ve yok olmasını arzu eden bir alçakta bulunabilir.’
15 Mart 1923
Mustafa Kemal Paşa, o gün, Lâtife Hanımla birlikte Adana’ya gelir ve Türkocağı’nda konuşur: ‘…Efendiler, bende bu olaylar ı n birinci giri ş im hissi bu memlekette, bu g ü zel Adana’da olmu ş tur. Bilirsiniz ki Suriye fel â ketinden sonra ben, Y ı ld ı r ı m Ordular ı Grubu Komutanl ığı ‘n ı almak ü zere buraya gelmi ş tim. O vakit burada b ü t ü n memleketin, b ü t ü n milletin nas ı l bir gelece ğ e s ü r ü klenmekte oldu ğ unu g ö rm üş t ü m. Buna mani olabilmek i ç in derhal giri ş imde bulunmu ş tum. Ama, giri ş imimi o vakit i ç in sonuca g ö t ü rmek m ü mk ü n olamad ı. ‘
16 Mart 1920
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’un işgali nedeniyle yabancı devlet temsilcilerine, Dışişleri Bakanlıklarına ve Millet Meclislerine protesto gönderir: _’Osmanl__ ı milletinin siyasî egemenlik ve hürriyetine indirilen bu son darbe, hayat ve varlığını ne pahas ına olursa olsun savunmaya karar vermiş olan biz Osmanlılardan çok, yirminci uygarlık ve insaniyet asrının kutsal saydığı bütün temellere, hürriyet, milliyet, vatan duyguları gibi bugün ün insan topluluğuna temel olan bütün unsurlara ve bu unsurları oluşturan insanlığın umumî vicdan ına yöneliktir!’_
Ayrıca Gazi Paşa, İstanbul’un işgali nedeniyle millete bir bildirge yayımlar: ‘…Bug ü n, İ stanbul’u zorla i ş gal etmek suretiyle Osmanl ı Devleti’nin, yediy ü z yıllık hayat ve egemenli ğ ine son verildi. Yani, bug ü n T ü rk milleti, uygar kabiliyetinin, ya ş ama ve ba ğı ms ı zl ı k hakk ı n ı n ve b ü t ü n gelece ğ inin savunmas ı na davet edildi!’
17 Mart 1937
Atatürk, gece Romanya Dışişleri Bakanı Antonesco şerefine Ankara Palas’ta verilen ziyafette şöyle konuşur: ‘…Milletler gam ve sıkıntı bilmemelidir. Ş eflerin görevi, hayat ı ne ş e ve ş evkle kar şı lamak konusunda milletlerine yok g ö s termektir! B ü t ü n insanl ığı n varl ığı n ı kendi ş ah ı slar ı nda g ö ren adamlar mutsuzdur. Rastgele bir ş ahs ı n, ya ş ad ı k ç a memnun ve mesut olmas ı i ç in l â z ı m gelen ş ey, kendisi i ç in de ğ il, kendisinden sonra gelecekler i ç in ç al ış makt ı r. Hayat ta tam zevk ve memnunluk, lakin gelecek nesillerin ş erefi, varl ığı , mutlulu ğ u i ç in ç al ış makta bulunabilir __. ‘
18 Mart 1915
Çanakkale Boğazı’nı geçmeye teşebbüs eden Amiral J. de Robeck komutasındaki İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır zayiat vererek başarısız kalır (Düşman donanması 7 saat mühletle tüm boğaz tahkimatını ateş altına almışsa da, bu teşebbüs, kıyı topçusunun tesirli karşı ateşi sayesinde sonuçsuz kalır. Bugünkü deniz savaşında Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar düşman donanmasına ağır kayıplar verdirir.)
Yarbay Mustafa Kemal, Maydos (Eceabat)’a gelen Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa ile -Seddülbahir kıyı bölgesinin korunmasında aldığı önlemleri göstermek üzere- Kirte’ye sarfiyat ve daha sonra tekrar Maydos’a döner. (Kirte’de iken düşman donanmasının boğaz girişini ateş altına aldığını görmüşlerdir).
19 Mart 1933
Gazi, o gün, orduya hitaben Fahrettin (Altay) Paşa’ya –onun ağzından- bir söylev dikte ettirir: ‘…Sil â hlar ı m ı z ı b ü y ü k T ü rk ulusunu ezmek isteyenlerin g ö zlerine do ğ rultal ı m. Bunda ama ç , d üş man olsun. Bu gayeye giden kur ş un, T ü rk’ ü n ü lk ü kur ş unudur!’