Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yanan ormanların küllerinden tekrar doğacağını, bu alanların en verimli formda ağaçlandırılıp yine orman yapılacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen Kanal D-CNN Türk ortak yayınında, gündeme ait soruları yanıtladı.
Yangınlara müdahalede “yetersiz kalındığına” yönelik tenkitlere ait görüşleri sorulan Erdoğan, “Gözü var görmez, kulağı var duymaz, hani her şey dört dörtlüktür diye bir argümanın içinde olamam lakin şöyle bir gerçek var yangınla çaba ediyorsunuz, yangınla uğraş ederken bütün imkanları seferber ediyorsunuz.” dedi.
Yangının içinden çıkan itfaiyeciyi hatırlatan Erdoğan, “Yetersiz kalmak, bunu neyle izah edeceksin, bu yetersiz kalmanın tarifi nedir? 6 tane bakanım benim her an orada oldu, tüm itfaiye takımlarımız orada oldu, bunun yanında tüm kurumlarımız, AFAD‘ı, Kızılay’ı ile orada oldu, bakan yardımcılarım tıpkı formda orada oldu. Pekala bunu söyleyenler sanki kendileri bunu nereden izlediler?” diye konuştu.
Yangında birinci kez kullanılmaya başlanılan insansız hava araçları sayesinde yangının şiddetini önemli manada düşürdüklerini de anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunu söyleyenler sanki buralarda nasıl bir zamanlama yapıldı, nasıl bu türlü bir hıza ulaşıldı, bunu biliyorlar mı? Bilmiyorlar. Yalnızca iftira at tutmasa iz bırakır, söyledikleri iş bu. Fakat biz bütün grubumuzla, o kahramanlarımızla burada başarılı olduğumuza inanıyoruz. Hele hele yangınlarla gayrette toplam 18 su atar uçak, 66 helikopter, 9 İHA, bir insansız helikopter, 850 arazöz ve su tankeri, 430 iş makinesi ve yaklaşık 5 bin 250 işçi vazife yaptı, daha ne olacaktı? Bunlar yapıldı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim programımız bir ay içerisinde inşaatların başlatılmasıyla alakalı talimatın verilmesiydi. ve bu mevzuda TOKİ işini yüklendi ve hızla 1 ay içerisinde inşaatlarımıza başlayacağız. Gaye, 1 yıl içerisinde de bu inşaatları bitirmek. 1 yılın sonunda, o yangınların olduğu bölgede yanan konutları, en uygun halde, en uygun yerlerde yapıp bitirmek. Bu bahis ile ilgili olarak da şu anda Etraf Şehircilik Bakanlığımız adımlarını atmış vaziyette, hatta peyderpey başlamış vaziyette. Hızla her bölge, nerede yangın olduysa oralarda bu adımlarımızı atıyoruz ve birinci yılın sonunda da inşallah bu konutların teslimine başlayacağız.” sözlerini kullandı.
Ahırlarıyla birlikte yapılacak konutların planlamasının da Etraf ve Şehircilik Bakanlığınca yapıldığını anlatan Erdoğan, “Bu bahisle ilgili de birinci etapta yalnızca 50 milyon buna ayrılmış vaziyette, ancak ‘Ben kiraya çıkabilirim’, ‘Ben mesken bulabilirim’ şayet bu tıp talepler varsa bu tıp talebi olanlara da kirasını vermek suretiyle buralara çıkabilirler.” dedi.
Kimi vatandaşların akrabalarına gidebileceğini söylediğini anlatan Erdoğan, “Takdiriniz neyse, ancak kiraya çıkmak istiyorsan biz kiranızı vereceğiz, kiraya da çıkabilirsiniz ve mobilyasını, A’dan Z’ye beyaz eşyasını hepsini de almak suretiyle onları oralara yerleştirmekte kararlı olduğumuzu kendilerine tabir ettik.” dedi.
“Son yangınlardan sonra bu bölgelerde süratle ağaçlandırma faaliyetlerine başlayacağız”
Yanan alanların imara açılması savlarına ait tartışmalara dair görüşleri sorulan Erdoğan, Anayasa’nın 169’uncu unsurunda çok açık biçimde “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir” sözü olduğunu hatırlatarak, “Orada bir yapılanmaya falan gidemezsiniz, bu yerlerde öteki çeşit tarım ve hayvancılık da yapılamaz. Yanan orman alanlarının bugüne kadar nasıl tekrar ağaçlandırdığımız ortada. Son yangınlardan sonra bu bölgelerde süratle ağaçlandırma faaliyetlerine başlayacağız.” dedi.
Erdoğan, iktidar oldukları 19 yıllık devirde 5,5 milyar ağaç diktiklerini belirterek, “Bunu bizim iktidarımız yaptı ve hala da tıpkı kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Yani vatandaşlar bu Bay Kemal’in palavralarına prestij etmesin, yanan ormanlarımız küllerinden yine doğacak. Bu alanlar en verimli biçimde ağaçlandırılacak, tekrar orman olacak. Bunların ilgililerine sorun ‘Siz ne kadar ağaç diktiniz, sizin belediyeleriniz ne kadar ağaç dikti? Bize bunun karşılığını verin’ deyin.” sözlerini kullandı.
İstanbul Belediye Başkanlığı periyodunu hatırlatan Erdoğan, belediye başkanlığını CHP’den aldığını ve o periyotta kentin kurak olduğunu söyledi. Kendisi misyona geldikten sonra şevlerin hepsini hızla yetişmiş ağaçlarla ağaçlandırdıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“6 ay içerisinde ne olduğuna İstanbullular şaşırdı. Aslında suyu da yoktu ki İstanbul’un, kurak. Biz geldik suya da kavuşturduk İstanbul’u hamdolsun. Artık burada da tekrar iktidara geldiğimiz günden beri orman varlığımızı artırmaya yönelik çalışmalarımız, yeşil vatanımıza ne kadar büyük bir değer verdiğimizi esasen ispatlıyor. Bu husustaki başarımız Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütünün Global Orman Kaynakları Kıymetlendirme Raporu’nda da tescillendi. Onlar da bunu tescillediler. Türkiye 2015 yılında orman varlığını artıran ülkeler sıralamasında dünyada 46’ncı sırada iken, 2020 yılında 27’nci sıraya yükseldi. Türkiye en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa’da birinci, dünyada altıncı sırada yer aldı.”
Erdoğan, 2019’da 11 Kasım’ı “Milli Ağaçlandırma Günü” ilan ettiklerini hatırlatarak, bu kapsamda ülkenin dört bir yanında milyonlarca fidanı öğrencilerle bir arada toprakla buluşturduklarını söyledi.
“Geleceğe Nefes” projesiyle de orman alanlarını genişlettiklerini ve yeni orman alanları oluşturduklarını anımsatan Erdoğan, bunları tıpkı biçimde devam ettireceklerini söyledi.
“Türk Hava Kurumu devletin bir kurumu değildir”
Yangınlarda Türk Hava Kurumu tartışması yaşandığı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk Hava Kurumunu ziyaret ettiği hatırlatılarak, “Türk Hava Kurumu ile ilgili kanılarınız nedir? Orayı tekrar ayağa kaldırmak üzere bir planınız var mı?” diye sorulması üzerine Erdoğan, “Türk Hava Kurumu devletin bir kurumu değildir. Bunu vatandaşlarımız bilmiyor, vatandaşlarımız zannediyorlar ki ‘Türk Hava Kurumu devletin bir kurumudur’, hayır değil. Nasıl çeşitli vakıflar, dernekler vesaireler varsa Türk Hava Kurumu da bunlardan bir tanesi.” dedi.
Erdoğan, Türk Hava Kurumunun elindeki uçaklara dair tartışmanın yeni bir tartışma olmadığının da altını çizerek, birkaç yıl evvel “kurumun elindeki uçakların yetersiz olduğunu, Türk Hava Kurumunun mezarlığa döndüğünü ve mevcut yapısıyla bir yere varılmayacağını” söylediğini hatırlattı.
Orayı bir ziyaretinde bu hali gördüğünü anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türk Hava Kurumu yetkilileri gerekli adımları atmadığı üzere çalışır durumdaki uçakların da bakımını yaptırmayarak, hepsini adeta çürümeye terk etmişler. Yani oran prestijiyle o vakit, mesela bunların 3 tanesi hani ‘pert’ diyoruz ya araçlarda filan, bunların da 3 tanesi pert, 6 tanesi ‘eh’ bu türlü bir durumda. Türk Hava Kurumu 1985’ten itibaren orman yönetimine yangın söndürme hizmeti vermiş yani tedarikçi bir kurum olarak hizmet vermiş ve bunun için de karşılığında çok önemli bedeller devletten, Tarım Orman Bakanlığından almış. Lakin filosunu genişletme, mevcut uçaklarını modernize etme bu türlü bir kaygısı olmamış. Pekala o periyotta de kurumun gerisinde kim vardı? CHP zihniyeti vardı ve bu türlü bir adım atmadılar. Artık çıkmış, ‘Türk Hava Kurumunu çalıştırmıyor’ diyorlar. Türk Hava Kurumunu çalışamaz hale getiren sizsiniz, uçakların bakımını yaptırmayan kurumun eski yöneticileridir. Kurumun finansal düşüncesi sebebiyle bu bakım ve tamirat muhtaçlığı giderilemediği için uçaklar halihazırda bile uçuşa elverişli değil ve çok daha açık, net konuşuyorum, kurumun içine düştüğü durumu, kurumu bu hale getirenlerin kara propagandaları ile hükümete yöneltme gayretlerini doğrusu ben şaşkınlıkla izliyorum. Dürüst olun, samimi olun. Geçmişine baktığımız vakit Türk Hava Kurumunun orada esasen CHP zihniyetini göreceksiniz.”
“Geleceğe ait birçok raporda afetlerin, marjinal hava hareketlerinin çok olacağı bunun da gündelik hayatı çok etkileyeceği söz ediliyor. Önümüzdeki devirde bu tabir edilen bu gerçekler yaşanacaksa yeni önlemler almak gerekir mi? Örneğin bir Afet Bakanlığı üzere bir süreç kelam konusu olabilir mi?” halindeki soruya ise Erdoğan, şu karşılığı verdi:
“Bakanlık dediğiniz vakit çok büyük işler yapar manasına gelmez. Kıymetli olan kurumların çok güçlü olması. Şu anda AFAD bizim yani adeta bir bakanlık üzere çalışır halde. Nereye bağlı? İçişleri Bakanlığına bağlı. İdare, takım güçlü olduğu vakit AFAD’la çok şeyleri yapabiliyorsunuz ve cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bu durumları biz düşündük. Tarım, orman, su mesela tek çatı altında yönetilmeye başlandı. Gerçek planlama ve idarenin tek elden yapılıp, koordine edilmesi gayesiyle bu çerçevede de bu sürece devam ediyoruz. Artık buradan biz zati bu işi yürütüyoruz, görüyoruz rastgele bir kahrımız yok. Hasebiyle rastgele bir eza da olmadığına nazaran, şu anda tarım, orman, hayvancılık bu işi başarılı bir halde sürdürdüğüne nazaran, AFAD kurum olarak başarılı bir idare üslubu ortaya koyduğuna nazaran yapılması gereken ne olur bundan sonra, şayet bizim araç, gereç vesaire üzere takım gereksinimlerimiz olması halinde onlarla bunu destek ederiz ve destek etmek suretiyle de biz süreci devam ettiririz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da AFAD’ın çok daha güçlü bir halde yoluna devam edeceğini söyledi.
“Bu profesyonel takımımızı bu türlü bir hale getirelim ki bizim stoklarımızı da arttıralım.” dediğini de anımsatan Erdoğan, “Buna nereden geldik? Manavgat’ın Kalemli köyündeki o vatandaşımız bizden hani traktörü istedi ya, bizim dedim mesela traktörlerimiz olsun. 40-50 tane traktör AFAD’ın depolarında bulunsun. Rastgele bir şey olduğu anda biz çabucak oradan onlara anında traktörünü gönderelim. Gerçi bu periyotta bu türlü bir şeye gereksinim var mı, yok. Niçin, traktör üreten fabrikalardan aslında onun çabucak anında siparişiniz verir alırsınız. Yani onun için beklemeye de gerek yok, hepsinin elinde zati stokları var, oralardan da bu işi yürütürsünüz fakat derdim diğer, nedir? Bu türlü bir şey olduğunda ‘anında deponda var, depodan alır gönderirsin’ üzere çalışmalarla AFAD’ın profesyonel takımını daha güçlü hale getirmek ve rastgele bir afette şurada, burada filan hiç beklemeden olaylara anında müdahale etmek.” tabirlerini kullandı.
(Sürecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Yıldız Nevin Gündoğmuş