Pamukkale deyince aklınıza ne geliyor? Travertenler? Termal sular? Hierapolis Antik Kenti? Kleopatra Havuzu? Balon? Bana, tüm bunların yanı sıra dijital sanatları da çağrıştırıyor artık.
Her şey Ayhan Soyfidan’ın Haziran ayındaki Inogarden* ziyaretim sırasında “hocam kesinlikle bu sergiyi görmelisin” diyerek beni CSA Vakfı Stant Salonu’na götürmesi ile başladı. Bizi kendini karikatürist ve dijital içerik üreticisi olarak tanımlayan Olcay Tosun ve stantta yapıtları yer alan öğrencileri karşıladı. Sergilenenler, dijital yapıtların kapak görselleriydi. Üzerlerindeki kare kodları okuttuğunuz vakit ise üretim süreçlerini, müzik, seslendirme, animasyonlarla zenginleşmiş klipleri izleyebiliyordunuz. Stantta bir de Cumhuriyet’in 100. Yılı için üretilmiş kolektif bir iş vardı. Çalışmalar gözümüzün önünde katman katman açıldıkça bizim de sorularımız çeşitleniyordu: “tablette mi çizdiniz?”, “fotoğrafı da siz mi çektiniz?”, “eser klip olarak paylaşılırsa biricikliği nasıl korunacak?” Olcay Hoca ve öğrencileri tüm sorularımızı ihtimamla cevapladı; çalışmalar hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Sergiden ayrılırken Şevval Su Çelik’e ‘Ayna-2’ ismini verdiği çalışmasını almak istediğimi söyledim ve bir sonraki ziyaretimde atölyede buluşmak üzere sözleştik.
Yaklaşık bir ay sonra Pamukkale’deki Dijital Sanatlar Atölyesi’nde buluştuk sahiden.