18 Ekim’de Abd, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka, Kanada ve Yeni Zelanda’nın ortak bir açıklama ile tahliyesini ve AİHM kararının uygulanmasını talep ettiği Osman Kavala, son periyotta diplomatik bir krize neden oldu. Tahliye daveti sonrasında 10 ülkenin büyükelçilerinin Dışişleri Bakanlığı’na davet edilmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu bireyleri “istenmeyen adam” ilan etmesiyle gerilen bağlar büyükelçilerin bulunduğu ülkelerin kanun ve nizamlarına riayet etmesini öngören Diplomatik Bağlar Hakkındaki Viyana Mukavelesi’nin 41. unsuruna riayet edildiğini açıklayarak geri adım atmalarıyla olağana döndü.
“ÜLKEMİZE DÖNÜK YANLIŞTAN GERİ DÖNÜLMÜŞTÜR”
Gelişme Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da olumlu karşılandı. Kabine toplantısının akabinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize dönük yanlıştan geri dönülmüştür. Büyükelçilerin bundan sonraki süreçte daha dikkatli olacaklarına inanıyorum” sözlerini kullandı.
“FETÖ VE YUNAN LOBİSİ KAVALA’YI YEM OLARAK KULLANIYOR”
Türkiye ile 10 ülke ortasında yaşanan tansiyona ait Haberler.com’un sorularına karşılık veren eski Bakan Bülent Akarcalı, FETÖ ve Yunan lobisi ile Ermeni diasporasının yem olarak kullandığını öne sürdüğü Osman Kavala ile ilgili birbirinden çarpıcı tabirler kullandı.
Osman Kavala uzun müddettir ülke gündemindeki yerini koruyor, pekala Türkiye bu hususta nasıl bir yol izlemeli?
Yakın ailesi dışında herhalde Osman’ı benden daha yakın tanımış olan yoktur. Babası merhum Mehmet Kavala, Türkiye’nin en büyük iş adamlarından biriydi. Süleyman Demirel’in çok yakın arkadaşıydı ve genç yaşta vefat etti. O yıllardaki konuşmamızda “Oh rahatladım, oğlanı İngiltere’ye yerleştirdim” kelamlarıyla başlar benim Osman Kavala’yı tanımam. Osman, İngiltere’den sol fikirlerle döndü ülkeye. Lakin ben kesin kanaatimi şöyle belirteyim. Mehmet Beyefendi vefat ettikten sonra bıraktığı miras sayıyla değil, tapular sayıyla değil kiloyla ölçülebilirdi. Hiç abartmıyorum. Yani tapuyu saymaya kalksanız fazla vakit alacak, en uygun tüm tapuları bir teraziye koyun ve kaç kilo geliyor diye bakın. Âlâ bir iş adamıydı, o vakit ucuz olan yerleri satın almış olabilir.
“OSMAN KAVALA MİLYAR DOLARLIK MİRASA KONDU”
Mesela Karaköy şu bu hanlar, hamamlar, en yeterli turistik yerler hepsi kendisinindi. Büyük ölçüde çalışan çalışanları vardı. Yani bugünün parasıyla Osman herhalde, birkaç milyar dolarlık mirasa konmuştu. Temel problem Osman değil onu kullananlardır, onları araştırmak gerek. Osman’ın parasını yiyenler, yedirtenler onu bu yolda parası var diye kullananlar onları çıkarmak gerek. Osman’da hiçbir liderlik vasfı görmedim bakın çok yakından tanırım. Son derece saftı da. Tamam kendisi sol fikirdedir şudur budur lakin kendi güzel niyetli niyetinin öbürleri tarafından, HDP tarafından nasıl istismar edilebileceğini düşünmeyecek halde bir saflığı vardır. Bunu savunmak için söylemiyorum tam aksine yani Osman yılanın başı değildir. Temel öteki yerlerdedir.
“BUGÜN OSMAN İÇİN ÇIRPINANLAR ONDAN MENFAAT ELDE EDEN KİŞİLERDİR”
Yani bugün Osman için çırpınanlar varsa bunların büyük bir birden fazla Osman sayesinde menfaat elde etmiş olanlardır. Koca koca profesörler vardır Osman’ın danışmanlığını yapmış onlar dünyalıklarını buldukları için sesini çıkarmadan bir kenarda dolaşıyorlar. Bir de Osman’ın yardım ettiği, paraya para demeden harcamış olduğu insanların da hiçbir şeyleri ortada yok. Yani kendisinin bütün bunların içinde olduğunu söylemek son derece yanlıştır. Küçümsemek için söylemiyorum. Herkesin bir karakteri var. Yeterli niyetliydi, solcuydu lakin hiçbir vakit bir önder değildi. Yani partiyi yönetecek, partinin başına geçecek biri değildi. Sıkıntıyı sırf Osman’ın üzerinden bırakmak bedendeki bir sivilceyi güzelleştirmeye benzeyecektir. Karaciğerdeki rahatsızlığa inmek lazım. Onu kimler kullandı, nasıl kullandı temel o şebekeyi ortaya çıkarmak lazım.
Osman’ın babasının “Oğlumu İngiltere’ye gönderdim, rahatladım” dediğini söylediniz, pekala neden rahatladığını söyledi?
Çocuğunu yurtdışında bir üniversiteye gönderebildiği için rahatladı alışılmış ki. O vakitler bir ailenin çocuğunu üniversiteye yerleştirmesi bir memnunluk kaynağı natürel. Ben de bir burs kazanıp Belçika’ya gidiyorum dediğim vakit merhum annem dedi ki “Babanın bir tek masanın üzerine çıkıp göbek atmadığı kaldı.”
Pekala Osman Kavala babasından kalan bu serveti işletemedi mi? İşin başına geçti lakin…
İş adamı değil Osman. İnanılmaz sayılar gitti. 90’lı yıllarda çok önemli bir charter uçak şirketi kurdu lakin 200-250 milyon dolar ziyandan sonra o şirket kapandı. Türkiye’ye birinci bilgisayarları İngiltere’den getirdi ondan sonra o şirket de iflas etti. Liderlik vasfı olmuş olsa, babasından kalan serveti büyütürdü. Bakın liderlik vasfı nedir? Ben bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bahsetmiştim bir bahiste. Temel önder Osmanlı’da Fatih Sultan Mehmet’tir, pekala Sultan Süleyman? Sultan Süleyman âlâ bir yöneticidir, serveti düzgün yönetmiştir. Osman ne sıfırdan bir şeyi büyütebilecek ne de var olanı büyütebilecek bir yapısı vardı. Sol niyette olduğu için de Türkiye’de kendini entelektüel sananlar tarafından kullanıldı. Bunlar içinde yerlisi de var yabancısı da. Ancak bunları yaparken ülkeye ihanet anlayışı içinde yaptığına da inanmam, inanmak istemem. Ancak onu kullananların vardır.
Osman Kavala dış ülkelerle nasıl bu türlü içli dışlı olabildi?
Her ülke kullanabileceği bir siyaset adamı varsa ona sahip çıkar. Sorun ona direnmektir. Benim 20 yıllık siyasi hayatımda gördüğüm, ABD’nin denemek için ülkeye davet edip gezdirdiği bir aylık, bir buçuk aylık seyahatlerle çok sayıda Türk siyasetçi var. Lakin bunlar döndüler geldiler, gittikleri üzere geldiler. Hiçbir halde ABD’nin kullanabileceği bir bireye dönüşmediler. İçlerinden kullanabilecekleri biri çıkmış olsaydı tahminen artık daha sivrilecekti, öne çıkacaktı.”
