Sessizlik, her gün etrafımızda var olan ve pek fark etmediğimiz bir olgu üzere görünse de, yapılan bir araştırma bize sessizliğin aslında duyulabilen bir ses olduğunu gösteriyor. Sessizliğin bir çeşit işitsel illüzyon olduğu ortaya çıkmış ve bu durum, yüzyıllardır filozofları meşgul eden ‘sessizliğin duyulup duyulamadığı’ tartışmasına da ışık tutmuştur.
Sessizlik, yapılan bir araştırmaya nazaran işitilebilen bir ses olduğunu ve günlük hayatta sessizliğin fark edilmediğini kanıtlıyor.
Binlerce yıl evvel filozofların sessizliğin duyulup duyulmadığı konusundaki tartışmaları günümüzde sona ermiş üzere görünüyor.
Johns Hopkins Üniversitesi’ndeki bir küme araştırmacı, 1000 iştirakçiyle gerçekleştirilen 7 farklı deneyde sessizliğin bir tıp gürültü olduğunu ortaya koydu.
Araştırmada, iştirakçilere gürültülü bir restoran ve tren sesleri dinletildi. Olağanda tek bir uzun ses, iki kısa sese eşit mühlet olan toplam müddete sahiptir. Lakin beşerler sesleri dinlediğinde, tek bir sesin daha uzun sürdüğünü algılarlar.
Araştırmacılar, bu yanılsamayı sessizlik için de kullanarak restoran ve tren seslerinin ortasına uzun ve kısa sessizlikleri yerleştirdiler ve iştirakçilere birebir sesleri dinlettiler.
Katılımcılar, her durumda daha uzun bir ses yanılsaması algıladıkları üzere, bir sessizliğin daha uzun olduğu yanılsamasına da kapıldılar. Bu çalışmada, iştirakçiler sesler ortasına yerleştirilen sessizlik dizilerinin hangisinin daha uzun yahut daha kısa olduğunu belirleyebildiler.
Araştırmacıları şaşırtan nokta, iştirakçilerin sessizliği, bilmedikleri art plan sesleri içinde kolay kolay fark edebilmeleriydi.
Çalışmanın başkanı Chaz Firestone, ‘Seslerle elde ettiğiniz yanılsamaları sessizlikle de elde edebilirseniz, bu tam manasıyla sessizliği duyduğumuzun delili olabilir’ dedi.
Çalışmanın sonucunda sessizliğin duyulduğu görüldü.
Katılımcılar, toplamda tıpkı müddete sahip olmasına karşın iki farklı sessizliği daha uzun olarak algıladılar ve seslerin içinde kesimlere bölünen sessizlikleri ayırt edebildiler.
Bu halde araştırmacılar, insanların seslerin yerini sessizlik aldığında bunu duyabildiğini keşfettiler.
Artık birçok araştırma, sessizliğin sesleri algılamada değerli bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Konuşurken sözcükler ortasındaki duraklamalar üzere.
Filozofların sessizliğin algılanıp algılanamadığı konusundaki tartışması bilim dünyası tarafından çözülmüş durumda.
Bu araştırma, sessizliğin yalnızca bir boşluk değil, birebir vakitte duyulabilen bir fenomen olduğunu gösteren değerli bir ispattır.