Birçok insan gece 3 sularında yatağında gözlerini açtığında zihninde ansızın canlanan ‘şeytan’ ve ‘cin’ kıssaları ile baş ediyor. Gece bu saatte uyanmak karanlık bir varlığın sizin baş ucunuzda beklediğine dair öykülerden korkmanıza neden oluyor. Pekala, gerçekten birçok insanın neden sıklıkla gece 3 sularında uyandığını düşünmüş müydünüz? Bunun sebebi sahiden cinler ve şeytanlar olabilir mi, gelin bir bakalım…
İzlediğiniz endişe sinemaları ve büyüklerimizin anlattığı o ürkütücü manevî varlıklarla ilgili öykülerde gece saat 3 epeyce dikkat alımlı bir vakit dilimidir.
Her ne sebeple olduğunu bilmesek de gece saat 3 civarı karanlık varlıkların kimilerini rahatsız etmek için uykudan uyandırdığına inanılır.
Diğer yandan işin içine inanışlar da dahil olur. Gece 3’ten Güneş’in doğuşuna kadar da şeytani olaylar gerçekleşir.
Hristiyan inancına mensup beşerler yüzyıllardır saat gece 3’te iblislerin en faal olduğu vakit olduğu kıssasını dinler. Müslümanlık inancında da bu saatlerde cinlerin biz insanların boyutunda en faal olduğu vakit olduğu söylenir.
Gece 3 bu yüzden beşerler için ürkütücü bir saattir. Zira öğretilenlere dayanarak gece bu saatlerde uyanan bir kişi muhtemelen zihnine hamle eden cin ve şeytan kıssaları nedeniyle ter dökmeye başlar.
Hatta ruhsal olarak bu kanıya kapılan kişinin kurtulması da biraz zordur. Karanlığın içinde yapayalnız sanki odada öbür birisi daha mı var, diye düşünüp uykularınızı kaçırırsınız.
İnsanlar tartışma platformlarında bu soruya karşılık arıyorlar: “Neden gece 3’te rahatsız hissediyorum? Gece 3’te birinin beni izlediğini hissediyorum. Bu neden oluyor ve neden sabah 3’te sebepsiz yere ansızın uyanıyorum?”
Ancak gece 3’te uyanmak dini inançlara nazaran kötücül varlıklarla ilişkilendirildiği için bilimsel açıdan bir kaynağı olduğuna inanmak güç gelebilir.
Ancak bilim insanları bu mevzuda da araştırmalar doğrultusunda bir sonuca vardı. Tahminen biraz içinizi rahatlatır…
Peki bilimsel araştırmaları gece 3’te uyanmanın sebebini nasıl açıklıyor, bir bakalım…
Philedelphia Penn Uyku Merkezinin ‘Davranışsal Uyku Tedavisi Programı’ çalışmasının baş araştırmacısı Hekim James C. Findley, yaptığı bir açıklamada “Ortalama bir insan her gece yaklaşık altı sefer uyanır” diyor.
Bu uyanmalar o kadar kısa oluyor ki onları hatırlamıyoruz bile. Bir tanesi hariç…
Findley araştırmalar sonucunda saat 22.30-23.00 civarı uyuyakalırsanız gece 3’te derin uykunuzu bitirmiş oluyorsunuz ve hafif uyku dönemine geçtiğinizi açıklıyor.
Eğer erkenden yatıyor ve yatakta bir mühlet vakit geçirdikten sonra uyuyorsanız gece 3’te beyniniz uyanabiliyor: “Bu süreçte beyniniz daha etkin olduğu için uyandığınızda tekrar geri uyuyamıyorsunuz.”
Yani, tam beyniniz daha etkinken bir de üstüne izlediğiniz dehşet sinemalarını ve dinlediğiniz endişe kıssalarını hatırlayıp uykunuzu uygunca açıyorsunuz.
Diğer yandan öteki bir neden de yetişkinlikte peydah olan bir gece uyanması ile karşı karşıyaysanız muhtemelen ‘yaşlanıyorsunuz!’
Eğer gençken bu türlü bir sorun yaşamadıysanız ve artık orta yaşlara geçtiyseniz bu saatlerde uyanmanızın sebebi menopoz yahut andropoz (erkek menopozu). Geceleri çok terler ve uyanırsınız. Bunun sebebi de beden ısısını denetim eden hipotalamus bölgesinin dalgalanan östrojen düzeylerinden ötürü ne yapacağını bilemiyor olması olabilir.
Tüm bunlara ek olarak şeytanların başınızda dikilip sizi gıdıklamadığına hala inanmadıysanız Sabahları bizi olağan olarak uyandıran şey kortizol dalgalanmasıdır. Bu gece olduğunda, bir adrenalin dalgası üzere hissedilebilir ve süratle atan bir kalple uyanabiliriz.
Yani gece uyanıp süratli atan kalp ve terleyen bir beden içinize cin girdiğini kanıtlamaz.
Bundan bu türlü gece 3’te uyandığınızda bu içeriği hatırlayın!
