Atlantik köle ticareti, milyonlarca Afrikalının anavatanlarından alındığı ve Amerika’da acımasız şartlarda çalışmaya zorlandığı bir periyottu. Orta Geçit olarak bilinen seyahatin kendisi müthiş, ölümcül ve insanlık dışı bir tecrübeydi. Köle gemilerindeki şartlar iğrenç ve sözün tam manasıyla insanlık dışıydı.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=gWjJ4…
Afrika’nın dört bir yanından esirler, Atlantik Okyanusu üzerinden taşınmak üzere liman kentlerinde bir ortaya getirildi ve Afrikalı köleler bu uzun seyahat boyunca birbirlerine zincirleneceklerdi.
Köle gemilerindeki şartlar çok kalabalıktı ve esirler çoklukla hareket edecek, oturacak yahut uyuyacak yerlere bile sahip değildi. Şartlar o kadar sıkışıktı ki, köleler dışkılamak yahut idrar yapmak için bir kova bile bulamıyorlardı ve kendi atıkları ile birlikte yaşamak zorundalardı.
Köllerin geminin yüzeyine çıkmalarına nadiren müsaade verilirdi.
Bu ender vakitlerin dışında köleler küçük bir alanda birbirine bağlanmış yüzlerce beşerle güvertenin altında sıcakta ve kokuda kaldılar. Bu şartlarda herkes çokça terlerdi ve çeşitli makus kokular nedeniyle hava kısa müddette yaşanmaz hale gelirdi. Sonuç olarak kölelerin birçok hastalanıp ölürdü.
Ayrıca kölelerin birden fazla çeşitli sistemlerle kendi hayatlarını sona erdirmeye çalışırdı.
Bunu önlemek için birçok gemi intihar ağlarıyla donatıldı.
Mürettebatı dinlemeyen, kaçmaya çalışan yahut rastgele bir itaatsizlik gösteren kölelerin cezası ekseriyetle kırbaçlanmaktı.
Köleleri boyun eğmeye zorlamak için azap araçları da sıklıkla kullanılıyordu.
Çalışmaya daha düzgün oldukları düşünüldüğü için alınan kölelerin birçok erkekti, lakin bayan köleler de vardı.
Gemilerde erkekler ve bayanlar birbirlerinden başka tutulurlardı. Bayan köleler çoklukla erkek köleler üzere zincirlere bağlanmazdı lakin mürettebat tarafından sıklıkla cinsel tacize uğrarlardı!
Gemide en az altı ila sekiz hafta kaldıktan sonra, köleler ekseriyetle “uyum sağlama” olarak bilinen bir sürece maruz kalacakları Amerika’daki gayelerine ulaşırdılar.
Bu süreç, yeni gelen Afrikalıları, köle bir emekçi olarak yeni hayatlarına alıştırmayı amaçlıyordu. Köleler gereğince ‘tecrübeli’ sayıldıklarında, Amerika’daki köle pazarlarında ve açık artırmalarda satılacaklardı.
Köleleştirilmiş Afrikalıların yaşadığı müthiş şartlar ve acımasız muamele asırlarca fark edilmedi.
Kölelik tersi hareketler 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında şekillenmeye başladı ve nihayetinde kölelik aykırısı hareketin uğraşları, Atlantik köle ticaretinin sona ermesini sağlamada başarılı oldu.
1807’de İngiliz Parlamentosu, İngiliz imparatorluğu genelinde köle ticaretini yasaklayarak Köle Ticareti Maddesi’nin kaldırılmasını kabul etti.
Amerika Birleşik Devletleri 1808’de köleleştirilmiş Afrikalıların ticaretini yasaklayarak İngiltere’yi takıp etti.
Atlantik köle ticaretinin mirası ve Orta Geçit’e katlanmak zorunda kalanların yaşadığı düşünülemez acılar günümüzde hala yankılanmaya devam ediyor.
Amerika’daki köleleştirilmiş Afrikalıların torunları, köleliğin sona ermesinden çok sonra da devam eden kuşaklar ortası travma ve sistemik ırkçılıkla boğuşarak bu acımasız yapının tesirleriyle hala karşı karşıya.
