Birçok eleştirmen ve izleyici tarafından ‘Game of Thrones’ ile karşılaştırılan ‘The Last Kingdom’ dizisinin aslında ayırıcı birçok noktası var, bunlardan biri de İngiliz tarihinde yaşanmış olayları ve sahiden var olmuş bireyleri gözler önüne sermesi.
Tozlu raflardaki tarih kitaplarından imgesel bir halde ekrana taşınan dizinin karakterlerini tarihi boyutlarıyla inceliyoruz. Şayet diziyi bitirdiyseniz ya da spoiler yemekten korkmuyorsanız gelin bu karakterler dizide nasıl yansıtılmış ve aslında nasılmış birlikte bakalım…
Dikkat: Bu içerik izlemeyenler için spoiler içerebilir!
Kaynak: https://www.radiotimes.com/tv/drama/t…
Bebbanburg’lü Uhtred:
Açılışı biraz makûs yapacağız fakat şahsen Uthred karakteri tarihte, dizideki üzere yer almıyor. Saksonyalı fakat Vikingler tarafından büyütülen bu korkusuz, güzel ve soylu savaşçı bir kurgunun yaratımı ne yazık ki. Lakin orta çağ tarihi ve gerçek tarihi kişiliklerle kontaklı olması sebebiyle içeriğimizde yer veriyoruz kendisine. (Endamı için değil alışılmış ki :))
Dizinin uyarlandığı kitabın müellifi Bernard Cornwell, 10. yüzyılın başlarında Bamburgh Kalesi’nde karar süren Northumbria Kontu Uhtred’in soyundan geldiğini keşfetti.
Ancak ana karakter, gerçek Uhtred ile birebir inanılmaz yetiştirme biçimine ve yaşadığı eşsiz olaylara sahip olmadığı için sadece isim ve bölge bakımından misal olduğu belirtiliyor.
Kral Alfred:
Tarihte yer alan Wessexli Büyük Alfred ise, 871’den 899’a kadar sahiden Wessex Hükümdarıydı. ‘The Last Kingdom’da tasvir edildiği üzere, halkı ortasında ağırbaşlı ve merhametli olmasıyla tanınan ve sevilen bir hükümdardı.
Krallığı boyunca, halkı için daha adil bir hukuk sisteminin yanı sıra daha yüksek ömür kalitesine yönelik ilerlemeler kaydedildi. Netflix dizisinde gösterilen askeri zaferlerden kimileri gerçek hayatta da kazanıldı. Bu döndemde Viking savaşçısı olan Kont Guthrum’un birinci dönemin sonunda Hıristiyanlığa dönüştürülmesi de gerçek olan olaylardandı.
Kral Alfred’in vefatının asıl sebebi gerçek tarih açısından tam olarak bilinmemektedir.
Ancak tıpkı ünlü üretimde yansıtıldığı üzere, hayatının büyük bir kısmında makûs sıhhat meseleleri yaşadı. Kaydedilen semptomların, birtakım tarihçiler tarafından ‘kron hastalığı’ olduğu söyleniyor.
50 ya da 51 yaşında vefat etti ve hayatının birçoklarını yaşadığı kent olan Winchester’daki Hyde Manastırı’na gömüldü. Ne yazık ki kemikleri, 1700’lerin sonlarında, bölgede bir hapishane inşa edildiğinde kayboldu.
Aelswith:
Aelswith, 868’de Alfred ile evlendi ve 31 yıl sonra vefatına kadar yanında kaldı. Dizide de gösterildiği üzere, aslen Mercia’lıydı ve Wessex hükümdarı ile evliliğinin iki ülke ortasındaki ittifakın bir kesimi olması bekleniyordu.
Aelswith’e asla kraliçe unvanı verilmedi, bu yüzden Alfred öldüğünde Winchester’da ‘Kutsal Meryem Manastırı’ olarak bilinen bir rahibe manastırı kurdu. Lakin bu manastırların birden fazla, 1539’da Tudor’un dağılmasının bir modülü olarak yıkıldı ve bugün çok azına rastlanmakta.
Aethelwold:
Aethelwold, elbet ‘The Last Kingdom’ın en nefret edilen karakterlerinden. Kral Alfred’e karşı entrikaları ve ihanetiyle tanınan karakterin taht için çevirmediği entrika kalmadı. Üstelik bu gerçek tarihin de bizlere verdiği bilgilerden.
Alfred 899’da öldüğünde, Aethelwold, tacı ele geçirmek hedefiyle, üçüncü döneminin sonunda gördüğümüze benzeri bir isyan düzenledi.
Alfred’den evvel karar süren Wessex Hükümdarı I. Aethelred’in oğlu olarak, Aethelwold’un taht üzerinde yasal bir tezi vardı ve kimileri onun asıl hükümdar olduğunu düşünüyordu.
Ancak, Alfred’in oğlu Edward’a karşı birinci ayaklanması, gereğince büyük bir orduyu seferber edemediği için başarısız oldu. Akabinde, sonunda biraz dayanak bulduğu Viking idaresindeki Northumbria’ya kaçtı. Müttefikleri olan Vikinglerle Wessex’e olan teşebbüslerine devam etti, fakat sonunda 902’de Holme Muharebesi’nde öldürüldü.
Kral Edward:
Alfred’in oğlu Edward, 899’dan 924’e kadar karar süren Anglo-Saksonlar üzerindeki krallığını garanti altına almak isteyen Aethelwold tarafından bir meydan okuma ile karşı karşıya bırakıldı.
Tahttaki vaktinden bu yana geriye pek çok kaynak kalmadı ve uzun müddet tarihçiler tarafından büyük ölçüde incelenmedi.
Ancak son tarihi araştırmalar onun, Vikingleri Güney İngiltere’den göndermek konusunda kıymetli bir figür olduğunu ortaya koydu.
Dizinin dördüncü döneminde, Viking denetimindeki Northumbria’yı (krallığının sonraki yıllarında da anlaşılacağı üzere) ‘son krallık’ olarak tanımladı.
924’te bir isyanla gayret ettiği esnada Mercia’da öldü ve Hyde Manastırı’na, babasının yanına gömüldü. Lakin babası üzere onun bedeninden geriye kalan kalıntılar da 1700’lerde kayboldu.
Mercia Lordu Aethelred:
Lord Aethelred, tarihî olarak 881-911 yılları ortasında Mercia’nın başkanıydı ve Wessex ile ittifakın bir modülü olarak Kral Alfred’in kızıyla evlendi.
Dizide, eşi Leydi Aethelflaed’e karşı kaba ve aşağılayıcı olarak tasvir edilse de gerçek hayatta durum bu türlü değildi.
Aynı formda, vefatı konusunda da kimi benzeşmeyen noktalar var.
Bazı tarihçiler, sonraki yıllarda sıhhatinin berbat olduğuna inanıyordu ve bu da Aethelflaed’in Mercia’da daha proaktif bir liderlik rolü üstlenmesine neden oldu.
Ancak başkaları, ‘The Last Kingdom’ın dördüncü döneminde epeyce rahatsız edici bir formda gösterildiği üzere, Tettenhall Savaşı’nda ağır biçimde yaralandığına inanıyor.
👇
Mercia Leydisi Aethelflaed:
Aethelflaed, Anglo-Sakson tarihinde değerli siyasi güce sahip tek bayanlardan biri olarak eşsiz bir pozisyona sahipti. Kocası öldükten sonra, muhtemelen Londra ve Oxford’a sahip olma karşılığında Kral Edward’ın kabul ettiği yetkili bir durum olan Mersiya Krallığı’nın Leydisi oldu.
Tarihçiler, onun Viking denetimindeki toprakları ele geçirmek konusunda ziyadesiyle güçlü ve başarılı bir askeri önder olduğunu düşünüyor.
Tamworth’ta, 48 yahut 49 yaşındayken, hastalıktan öldü ve Gloucester’daki ‘Aziz Oswald Manastırı’na gömüldü.
2018 yılında, vefatının bininci yıldönümünü anmak için Tamworth tren istasyonunun dışına bir Aethelflaed heykeli dikildi.
👇