Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve kapalı Maraş bölgesinin açılmasına yönelik, “Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır. O günden bugüne kuzeyi Avrupa birliği daima maalesef palavrayla oyalamıştır. Palavrayla vermesi gereken taahhütlerini yerine getirmemiştir. Kıbrıs’ı şu an tanıyan kim var yalnızca biz varız. Biz rahatlıkla huzur içinde gittik. Ancak şu anda kapalı Maraş açıldı mı açıldı. Orayla ilgili de ne üzere adımlar atılacağını milletlerarası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o adımlarımızı atarız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV, Aaber, Apara ve Anews ortak yayınında değerli açıklamalarda bulundu. KKTC’nin ve kapalı Maraş bölgesinin statüsü ile ilgili açıklamada bulunan Erdoğan, “O bölgeye gittiğimizde hava yağışlıydı lakin orada bir sinyali verdik. Ondan sonra malum ülkeler malum kuruluşlar hepsi tehditlere başladılar. ve bu ortada natürel bir Cenevre buluşması oldu. Orada ersin beyefendi dik durdu. Orada bildirimizi oradaki ilgililere iletti, ‘İki eşit hâkim devlet’ dedi.
Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır. Biz Kofi Annan’la bir ortaya geldik. O bir ortaya gelişte de bize ‘referandum yapalım bunun sonucunda de durum ne çıkarsa ona eyvallah’ ve o referandum yapıldı. Kuzey yüzde 65 evet dedi güney tam bilakis yüzde 65 hayır dedi. O günden bugüne kuzeyi Avrupa birliği daima maalesef palavrayla oyalamıştır. Palavrayla vermesi gereken taahhütlerini yerine getirmemiştir. Bakın şu anda hala Kıbrıs’ı oyalıyorlar. Kıbrıs’ı şu an tanıyan kim var yalnızca biz varız. Biz rahatlıkla huzur içinde gittik. Ancak şu anda kapalı Maraş açıldı mı açıldı. Orayla ilgili de ne üzere adımlar atılacağını memleketler arası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o adımlarımızı atarız. ve bu mevzuda da yetişmiş çok güçlü insanlarımız var. Tahminen de sonbahar üzere bir milletlerarası bir toplantıyı düşünüyoruz. ve bu milletlerarası toplantıyla birlikte inşallah işin performansını daha da artırmayı düşünüyoruz” dedi.
“Zorlamadan yana değilim”
Korona virüs salgını ile gayret ile ilgili denetimli olağanlaşma sürecinde hadise sayılarında bir artış olduğunu vurgulayan Erdoğan,
“Diğer taraftan virüsün yeni varyantları tüm dünya için bir tehdit. Bazıları kendi akışına bırakıyor. Ülkemizin sıhhat sisteminin gücü ve aşılamada geldiği nokta itibariyle hamdolsun aslında uygun bir noktadayız. Toplam yapılan aşı sayımız 75 milyonu bulmuş vaziyette. Aşılama en tesirli ve yaygın korunma prosedürü. Buradan tüm vatandaşlarıma kendilerinin ve sevdiklerinin sıhhati için aşı olmaları çağrımı tekrar ediyorum. Bunun yanında paklık maske ve ara kuralına odunsuz biçimde uyalım. Bilhassa de şu anda Biontech noktasında da bir problemimiz yok. Orada uğur hoca da aşıları göndermeye devam edecek. Bu formda yolumuza da devam edelim. Türkovac ile yerli Covid-19 aşımızın faz-1 ve faz-2 basamakları muvaffakiyetle tamamlandı. Haziranda da son etap olan faz klinik evresine geçildi. Aşı çalışmaları için belirlenmiş üniversal standartlarda yürütülüyor. 3 hastanemiz de başlatılan faz 3 çalışmasının birinci etabı tamamlandı. Faz-3 çalışması 30 hastanede devam edecek. Türkovac e-nabız uygulaması aracılığıyla iştirak sağlamaya devam ediyorlar. En kısa sürece Türkovac aşımız için acil kullanım onayı almayı hedefliyoruz. Aşısızlar ile ilgili olarak belirli kısıtlamalara yönelik konuşan Erdoğan, “Bu hususta doğrusu ben zorlamadan yana değilim. Yani burada bilim heyeti herhalde bunlarla ilgili onlarda bir çalışma yapacaktır. Gönüllülük aslına nazaran bunu yaparsak inanıyorum ki sonucu hayrolacaktır” formunda konuştu.
“Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz”
İktisat ile ilgili sorulan soruları cevaplayan Erdoğan, vaktinde aldıkları önlemlerle Türkiye iktisadının 2000 yılında yüzde 1,8 oranında büyüdüğünü belirtti. Erdoğan,
“Böylece G-20 ülkeleri ortasında Çin ile birlikte müspet büyüme kaydeden 2 ülkeden biri olduk. Güçlü yatırımlar özel tüketim ve dış talebin takviyesi ile büyüme yıllık yüzde 7 düzeyine ulaştı. Salgın devrinde imalat sanayimizi ayakta tutmak için verdiğimiz takviyeler şu anda sonuçlarını veriyor. Yani beklenenin çok daha üzerinde bir büyümeyi yakalayacağımızı umuyoruz. 2019 yılı 3. Çeyreğinden bu yana birinci sefer müspet döndü ve bu katkı 1,1 puan olarak gerçekleşti. ve ben şu anda çok açık ve net söylüyorum yüzde 7’nin üzerinde bir büyümeyi biz yakalayacağız. ve bir başkası de 2021 yılı ikinci çeyreğinde sanayi üretimi ve düşük bazın da katkısıyla yıllık yüzde 20 civarında bir büyüme gerçekleşmesini varsayım ediyorum. Enflasyon noktasında da ben bilhassa şu anda ağustos ayını geride bıraktığımızda biz ağustos ayıyla birlikte de enflasyonda da düşüş göreceğiz fakat bunun oranı şuanda bulunduğumuzun altında olur. Bundan bu türlü enflasyonun daha üst çıkması mümkün değil. Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz. Düşük faiz de bize düşük enflasyonu getirecektir. Ağustos ayı ile birlikte de artık biz düşük enflasyona geçeceğiz” dedi.
“Toplamda 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfine ulaşmış olduk”
Güç alanında da değerli açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ağustos ayında Sakarya alanındaki doğalgaz keşfinin birinci muştusunu verdiklerinin altını çizdi.
Fatih sondaj gemisinin 320 milyar metreküplük keşfinin Türkiye’de ve dünyada büyük yankı uyandırdığını hatırlatan Erdoğan,
“Bunu tekrar geçen yıl ekim ayındaki 85 milyar metreküplük keşfimiz izledi. Bu yıl haziran ayında 135 milyar metreküplük 3. keşfimizi duyurduk. Toplamda 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfine ulaşmış olduk. Son 1 yılda Karadeniz’de 6 kuyu açtık. Yeni doğalgaz keşifleri için arama çalışmalarımız devam edecek. Keşfedilen doğalgaz karaya inşallah 3 evrede çıkarılacak. Deniz tabanı doğalgaz üretim sistemleri kurulacak. Karadaki doğalgaz sürece tesisleri kurulacak. Deniz tabanı üretim sistemleri ve kara gaz sürece tesislerinin süreçleri eş vakitli olarak yürütülüyor. Deniz tabanı doğalgaz üretim sistemlerinin tasarımı tamamlandı. 2022 yılında 169 km boru deniz yüzeyine serilecek. Bu dünyanın en uzun derin deniz irtibatı olacak. 2023 yılına gazın birinci faz üretimi gerçekleştirilecek. Yerli sanayi sürecin değerli bir kesimi olacak. Burada edinilen deneyimlerle ilerleyen devirlerde Türkiye, arama, sondaj ve eğitim konusunda yurt dışına hizmet veren bir ülke pozisyonuna da gelecek. İnşallah vatandaşım daha düşük fiyatlarla doğalgazı kullanacak” halinde konuştu.
Diyarbakır anneleri ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Başta Hacire anneyle başlayan o süreç gerçekten çok manalı bir süreç. Ayşegül kardeşimin o imanı ana yüreği üzere. Her şeyi dağları devirircesine. Oradaki öteki arkadaşların durumu o denli. Beni en çok duygulandıran şuydu bir kere bunların gözünde ümitsizlik yoktu. Orada çadırın içerisinde yaz kış demeden durdular o bekleyişlerini kararlı bir halde sürdürdüler. Rabbim öteki evlatlarını bekleyen annelere de kavuşmalarını nasip etsin” dedi.
“Mete bizi çok duygulandırdı”
Türk atletlerin olimpiyatlardaki başarılarına da değinen Erdoğan, okçuluk kolunda olimpiyat şampiyonu olan Mete Gazoz’un kendisini çok duygulandırdığını belirtti. Tarihin akışı içerisinde ok ve yayın çok değerli olduğunun altını çizen Erdoğan,
“100 yıl şöyle geriye gittiğiniz vakit Osmanlı’nın o bütün savaşlarında yay, ok çok manalı. Mete bununla dünyada 1 numara oldu. Bu muvaffakiyetinin devamının bilhassa temenni ediyorum. Allah annesine babasına bağışlasın. Tabi oğlum Bilal de okçuluk noktasında çok çabası emeği var. ve doğal bu noktada da kendisine başka muhabbeti var. Ailece bizi çok çok memnun etti. ve bu altınların sayısı daha da inşallah artısın. Güreşte bilhassa beklentimiz daha farklıydı. Bu noktada kederimiz oldu. Jimnastikte yeniden beklentimizin dışında bir gelişme oldu. ve temennimiz ol dur ki önümüzdeki süreçte jimnastikte de aşmış oluruz. En değerlisi boksta Busenaz Çakıroğlu gerekse başka Busenaz Yıldız. Yani her ikisinin de finale yürümesi çok manalı. Yani kızlarda bu türlü bir muvaffakiyet şu anda altına yürüyüşü artırdılar. İnşallah onların ikisi de altını getirirse bizi biz bir anda Türkiye olarak klasmanı artırırız değil mi. Artık o finalde altınları kaptılar mı klasman noktasında güzel bir yere tırmanacağız.
Tabi filenin sultanları bize büyük gurur yaşattı. Birazda Güney Kore’yi küçümsedik mi sanki diyorum. Lakin tekrar de filenin sultanları sultanlık yaptılar başardılar. Olimpiyatlarda futbol önde değil. Olimpiyatlar daha çok kolektif değil ferdi sporun öne çıktığı bir buluşma. Bizim kişisel spora büyük bir ehemmiyet vermemiz gerekecek” dedi.
Gençler ile bağlantılarının güçlü olduğunu ve milletvekillerinin seçilme yaşının evvel 25’e daha sonra da 18’e indirdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Z neslini doruktan tırnağa ören AK Parti iktidarı olmuştur. Zira biz gençliğimize güvendik, inandık. Şu anda millettekileri içerisinde bu kümenin içerisinde olanlar var.
Bu sene üniversite imtihanlarında bir eza yaşandı. Ben tabi YÖK liderimizle da mevzuyu görüştüm. Artık olayı çok daha fazla sayıda gencin mağdur olmayacağı duruma getirdiler. Bende açıklamamı yaptım. Bilhassa bu korona virüs salgını sebebiyle biz bu süreci uzatma kararı aldık. YÖK, halledecek ve bu işi inşallah gençlerimizin lehine bitirmiş olacağız. Gençlerimizi mümkün olduğunca canlı tutmamız lazım” dedi.
“Ağaç işi bizim işimiz”
Son olarak Türkiye’de meydana gelen orman yangınlarında yanarak kül olan ağaçlar ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Şu ana kadar da olağan yaklaşık 5,5 milyar ağacı diken bir iktidarız. Buna devam edeceğiz. ve bu yanan tüm yerleri yemyeşil hale getireceğiz. Ancak fidanlarla getireceğiz lakin ağaçlarla getireceğiz. Bir ağaç bir fidan dikmek noktasında kararlı olsunlar ve daima beraberce bu alanları ayağa kaldıralım” dedi. – ANKARA
Kaynak: İhlas Haber Ajansı