İSTANBUL (İHA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Sazlıdere Köprüsü Kanal İstanbul‘un birinci somut adımıdır. Proje kapsamında öbür işleri de muhakkak bir plan dahilinde bu biçimde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Kanalın kazısına da programdaki plana nazaran başlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12. Ulaştırma ve Haber leşme Şurası’nın kapanışına katıldı.
Merasimde konuşan Erdoğan, şura toplantılarının Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirildiğinin altını çizerek, “Ülkemizi uzun yıllar boyunca havacılık bölümünde temsil eden Atatürk Havalimanımız bugün de ulaştırma kesiminin en kapsamlı ve milletlerarası tertibine konut sahipliği yapıyor. Dünyanın en büyük teknoloji şenliği TEKNOFEST’in de gerçekleştirildiği Atatürk Havalimanımız bundan sonra ulusal ve memleketler arası ölçekte fuar aktiflik ve müsabakalara konut sahipliği yapmayı sürdürecektir” diye konuştu.
Türkiye‘nin ulaşım ve haber leşme alanında yaptığı yatırımlara dikkat çeken Erdoğan, “Dün bir vizyon olarak tabir ettiğimiz başlıkların birden fazla bugün tamamlanmış projeler olarak önümüzde duruyor. Tamamlanan projeler yanında bundan sonrası için yapmamız gerekenleri de görüyoruz. Bilhassa salgın ve iklim değişikliği üzere son devirde ağır sonuçları ile daha sık yüzleşmeye başladığımız global krizler kendi gerçeklerini dayatmaktadır. Bu durum başka alanlarla birlikte ulaştırma ve haber leşme dallarında de yeni yönelimlere sebep olmaktadır. Esasen yaşadığımız sürecin tarihi art planı da bize birebir gerçeği işaret ediyor. İnsanlık tarihi boyunca kıymetli değişimlerin çabucak hepsinin gerisinde iklim değişikliklerinden yeni ulaşım alternatiflerinin ortaya çıkmasına kadar bugün tekrar tartışmaya başladığımız gelişmeler bulunuyor. Probleme bu açıdan baktığımızda dünyanın yeni ve esaslı bir değişimin eşiğinde olduğunu görüyoruz. Bu süreci ülkeler ve toplumlar olarak hakikat okur, üzerimize düşenleri lisan formda yerine getirirsek, insanlığın ortak geleceği ismine iyi bir iş yapmış oluruz. Şayet bu ortak şuuru harekete geçiremezsek insanlığı yeni sancılı ve ağır maliyetli bir kaos periyodunu beklediği de açıktır. Türkiye tarih boyunca tüm büyük değişimlerin yaşandığı coğrafyada yer alan bir ülke olarak önümüzdeki yeni sürecin de öncülüğünü yürütme sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Bilindiği üzere kadim medeniyetleri besleyen, baharat yolu ve ipek yolu üzere kıymetli ticaret sınırları daima bu coğrafyadan geçiyor. Sanayi ihtilal vilayet e başlayan sürecin nispeten dışında kalsak da coğrafyamız jeostratejik değerini hiçbir vakit kaybetmedi. Bugün üretimden lojistiğe her alanda tekrar merkez olma pozisyonunu güçlendiren bu coğrafyanın sakinleri olarak insanlığa sunacağımız katkıları arttırmamız için biz hazırız. Kendimiz ile birlikte tüm dostlarımızı ve kardeşlerimizi de bu büyük atılımda birlikte olmaya davet ediyoruz” formunda konuştu.
Türkiye’nin geçtiğimiz 19 yılda kurduğu güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı sayesinde yeni periyotta avantajlı olduğunu savunan Erdoğan, “Salgın devrinde bu fiziki altyapı ve insan gücünün kıymetini sıhhat hizmetlerinde daima birlikte gördük. Artık üretim ve lojistik konusunda tıpkı tablo ile karşı karşıyayız. Hamdolsun bu alandaki alt yapımızı da hayli güçlü. Hem mevcut alt yapımızı verimli kullanarak, hem yeni yatırımlarla bunu geliştirerek önümüzdeki fırsatları kıymetlendirmekte kararlıyız. Türkiye’yi hala eski haliyle hatırlayanlara, elimizdeki imkanları göstererek işbirliği fırsatlarını genişletmek istiyoruz. Bizim başka pek çok ülkeden farkımız yalnızca kendimiz kazanmanın değil birlikte kazanmanın peşinde olmamızdır. Afrika’dan Asya’ya kadar tüm coğrafyalarda dostlarımıza daima bu teklifle gidiyoruz. Medeniyetimizin ve kültürümüzün biz emaneti olan bu yaklaşımla yolumuza devam ediyoruz, edeceğiz” diye konuştu.
Türkiye’nin haber leşme ve ulaştırma alanındaki yatırımlarını sıralayan Erdoğan, “Türkiye olarak ulaştırma ve haber leşme alanlarında geçtiğimiz 19 yılda 1 trilyon liralık kamu yatırımını hayata geçirmiş bir ülkeyiz. Karayolunda bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 101 kilometreden aldık, 28 bin 340 kilometreye çıkardık. Böylelikle yolcu ve yük nakliyeciliğinde süratli konforlu bir karayolu ulaşım alt yapısı kurduk. Ülkemizin pek çok yerinde devam eden bölünmüş yol inşaatlarını hizmete vererek bu sayısı arttırıyoruz. Otoyol uzunluğu bin 714 kilometreden 3 bin 532 kilometreye yükselttik. Balkanlardan ülkemize giriş kapısı olan Edirne’den Ortadoğu’ya çıkış kapısı olan Şanlıurfa’ya kadar kesintisiz otoyol ulaşımına sahip ülkeyiz. Hala sürmekte olan Aydın – Denizli ve içerisinde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün yer aldığı Malkara – Çanakkale üzere projelerle otoyol uzunluğumuzu 2023 yılında 4 bin 100 kilometre üzerine çıkarıyoruz. Bölünmüş yol ve otoyol yanında öteki güzergahlarımızda yaptığımız çalışmalarla 14 bin 300 kilometre daha yüksek standartlı tek yolu ülkemize kazandırdık. Coğrafyamızın zorluklarının üstesinden gelmek için dağları tünellerle, vadileri ve akarsuları köprülerle geçtik. Yollarımızdaki toplam tünel uzunluğunu 50 kilometreden 631 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 710 kilometreye çıkardık. Ülkemizde ne aşılmaz dağlar, ne geçilmez vadiler, ne ismine türküler yakılan geçit vermez ırmaklar bıraktık. Artık karayolu ulaşımı vatandaşlarımız için külfet olmaktan çıkıp, keyif haline dönüşmüştür. Yakıttan sağladığı tasarruf yanında emisyonu azaltarak etrafa değerli katkıda bulunan karayolu yatırımlarımız sayesinde ülkemizde taşıt hareketliği yüzde 170 artmasına karşın kazalarda yüzde 80 azalış olmuştur” açıklamalarında bulundu.
Demiryolu yatırımlarında da değerli aralık alındığını söyleyen Erdoğan, “Osmanlı’dan ve Cumhuriyet birinci yıllarından kalan demiryolu ağlarımız uzun mühlet ihmal edilmiştir. Neredeyse hiçbir geliştirme ve ek yapılmadan teslim aldığımız 12 bin 803 kilometre demiryolu ağımızı baştan sonra yeniledik. Ülkemizde birinci kere yüksek süratli tren çizgilerini inşa ettik. Hala 3 bin 500 kilometre uzunluğa sahip yeni demiryolu sınırlarının inşa sürüyor. Yüksek Süratli Tren çizgilerinde Ankara -Sivas kısmını yakında açıyoruz. Öteki pek çok güzergahta çalışmalar sürüyor. Bakü -Tiflis -Kars demiryolu çizgisi sayesinde batı Avrupa’dan uzak Asya’nın en ucuna kadar kesintisiz tren seferi yapılmasını mümkün hale getirdik. Marmaray’ın da entegre olduğu bu sınır global ticaret ağlarında yeni bir alternatif olarak giderek daha öne çıkmaktadır. Memleketler arası ve ulusal demiryolu ağlarımız yanında kent içi ulaşımda da raylı sistemleri süratle geliştiriyoruz. 12 kentimizde 811 kilometre üzerinde kent içi raylı sistem faaliyet gösterirken 7 kentimizde 185 kilometre uzunluğa sahip raylı sistem inşanı sürüyor. Bu hoş gelişmeleri demiryolu sanayimizde yaptığımız yatırımlarla bir adım daha taşıyoruz. Raylı sistem araçları üreten firmalarınızı tek çatıda altında toplayarak değerli bir atılım yaptık. Ulusal elektrikli tren setimizi geliştirdik. Önümüzdeki yıl ulusal elektrikli lokomotifimiz üretimine başlıyoruz. Süratli tren dizaynını tamamladık, prototip üretimi safhasındayız. Metro, tramvayda da üretebilecek hale gelmek üzereyiz” sözlerini kullandı. .
Türkiye’nin en büyük yatırımı yaptığı alanlardan birinin de havayolu nakliyeciliği olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bulunduğu coğrafya itibariyle doğunun ve batının kuzeyin ve güneyin yani insan ve yük nakliyatının en ağır oluğu çizgilerin merkezinde yer alan Türkiye’yi potansiyeline uygun bir havayolu alt yapısına kavuşturduk. Yurt içinde havalimanı sayımızı 26’dan 56’ya çıkardık. Hala inşası devam edenlerle havalimanı sayımız 61’e ulaşacak. Yurt dışı uçuşlarımızın sayısını 50 ülke ve 60 noktadan, 127 ülke ve 329 noktaya yükselttik. İstanbul Havalimanımız dünyanın en güzelleri ortasında 2’inci sırada. Avrupa’da en ağır havalimanı sıralamasında birinci sırada yer alıyor. Şimdilik 90 milyon kapasiteye sahip bulunan lakin bunu 200 milyona yükseltme imkanı bulunan İstanbul Havalimanımız Türkiye’nin büyük vizyonu sembollerinden biri haline gelmiştir. THY de dünyanın en âlâ havayolu şirketleri ortasındaki yerini yükseltiyor. Hava ulaşımında yatırımlarımız ve başarılarla hem ülke içinde hem dünyada erişmedik yer bırakmama maksadına büyük ölçüde yaklaştık. Bunun yanında dünya ticaretinin yüzde 90’ının üstlenen deniz yolu ulaşımını da ihmal etmiyoruz. Ülkemizin dış ticareti içinde deniz yolu hissesini 4 kat arttırdı. Yalnızca bu birinci yedi ayında deniz yolu ile yapılan dış ticaretimiz 158 milyar dolar buldu. Geçtiğimiz aylardan hizmete açtığımız Filyos limanının süratle Rusya, Balkanlar ve Ortadoğu bölgesinin ticaret trafiğinde kıymetli bir merkez haline gelmeye başladığını görüyoruz. Öbür projelerimizi de tamamladığımızda ülkemizin deniz yolu ticaretinden aldığı hissesi yükseltmiş olacağız. Tersane bölümünde ve at imalatında da değerli bir yere geldik” dedi.
Türkiye’nin deniz taşımacılığındaki en büyük projesinin ise Kanal İstanbul olduğunu söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İstanbul Boğazı’nın artık artan yük ve yolcu trafiğini taşıyamaz hale geldiği, kıyılarımızın daima tehdit altında olduğu gerçeği, bizi bu türlü bir alternatif arayışına yöneltmiştir. Yaklaşık 10 yıl evvel gündeme getirdiğimiz Kanal İstanbul enine uzunluğuna konuşulmuş tartışılmış, gereken hazırlıkları yapılmış ve nihayet filet uygulanma evresine gelmiştir. Sazlıdere Köprüsü Kanal İstanbul’un birinci somut adımıdır. Bunu ihalesi ve yer teslimi yapılarak inşasına başlanan Halkalı-Kapıkule Demiryolu köprüsü izlemiştir. Proje kapsamında öbür işleri de muhakkak bir plan dahilinde bu halde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Kanalın kazısına da programdaki plana nazaran başlayacağız. Ulaşım projelerinin ayrılmaz kesimi haline gelen haber leşme yatırımlarında da önelim ilerlemeler sağladık. Kendi uydularımız üretme ve fırlatma aşmasına gelmiş olmamız, bu alandaki kat ettiğimiz uzaklığın en somut örneği. Geniş bant internetten, fiber çizgilere kadar irtibatın her alandın verdiğimiz hizmetin standardını yükseltiyoruz. Emelimiz bilişim teknolojilerinde tüketen, takip eden değil, geliştiren, taraf veren, üreten pozisyonuna geçmektir. Bunun için 5 G başta olmak üzere geleceğin teknolojilerindeki ulusallık ve yerlilik oranlarını yükseltmenin çabası içindeyiz”. – İSTANBUL
