Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Aşı olmayan öğretmenlerden PCR testi isteyeceğiz”
“Türkiye, elbette isteyenin istediği üzere elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği üzere hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur”
“Bununla birlikte biz yalnızca kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette, karakterde bir toplum değiliz”
“Son 3 yılda yakaladığımız sistemsiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Hala ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı ve 120 bini kayıtsız olmak üzere toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduğunu biliyoruz”
“Ana muhalefetin dediği üzere, ana muhalefetin yanındaki muhaliflerin dediği üzere 1,5 milyon Afganlı ülkemizde yok”
“Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban’ın kuracağı hükümetle de görüşüp ortak gündemlerimizi konuşacağız”
“Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, nizamına uymayanların kaos çıkartacak haller sergilemesine asla müsaade vermeyiz. Aslında bu çeşit tutumlar içine girenler derhal yakalanarak hudut dışı edilmektedir”
“Sığınmacıları ve sistemsiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız”
“Türkiye’nin, Avrupa’nın mülteci ambarı olmak üzere bir vazifesi, sorumluluğu, mecburiyeti yoktur”
ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı fakat şimdi aşı olmamış öğretmen ve öbür işçinin haftada en az 2 sefer PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da sistemli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz” dedi.
Yaklaşık 5,5 saat süren Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte aşı olmamış öğretmen ve üniversite öğrencilerinden sistemli olarak PCR testi isteyeceklerini belirtti.
Erdoğan, Afganistan’da yaşanan gelişmelere değinerek bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sistemsiz göç olaylarına ait sayılar verdi.
“Huzurla hayatımızı sürdürebilmemiz hepimizin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlıdır”
Hala aşı zıtları olduğunu belirten Erdoğan, aşı dışında bir korunma sistemi bulunmadığını kaydetti. Erdoğan, “Huzurla hayatımızı sürdürebilmemiz hepimizin aşı olmasına ve aşılarını tamamlamasına bağlıdır” diye konuştu.
Ankara ve İzmir’in ortalarında bulunduğu 33 ilin aşılamada yüzde 75 sonunu geçerek mavi listeye girdiğini belirten Erdoğan, aşılamada yüzde 55’in altında kalan Şanlıurfa, Mardin, Bitlis, Muş, Gümüşhane ve Diyarbakır’ın kırmızı listede yer aldığını söyleyerek herkesi aşı olmaya davet etti.
“Aşı olmamış öğretmen ve öbür çalışanın haftada en az 2 kere PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz”
Aşı olmayan öğretmen ve üniversite öğrencilerinden PCR testi isteneceğini belirten Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte öğrencilerle irtibatlı lakin şimdi aşı olmamış öğretmen ve öteki işçinin haftada en az 2 kere PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerimiz ve üniversite çalışanlarımızdan da sistemli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs seyahati, konser, tiyatro ve sinema üzere insanların toplu olarak bulunduğu faaliyetler için zarurî PCR testi uygulamalarını devreye alacağız” formunda konuştu.
“Türkiye, elbette isteyenin istediği üzere elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği bir ülke değildir”
“Bu topraklara gelip de zorla yüz geri edilen kimse yoktur” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yakın coğrafyasında yaşanan gelişmelerin Anadolu’ya yeni bir göç dalgası başlattığını belirtti. Daha evvelki yıllarda yaşanan göç dalgalarından bahseden Erdoğan, son olarak Afganistan’da yaşanan gelişmelerin akabinde yaşanan göç dalgasına değinde. Erdoğan, “Türkiye, elbette isteyenin istediği üzere elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği, dilediği üzere hareket edebileceği sahipsiz bir ülke değildir. Devletimiz öncelikle 84 milyon vatandaşının güvenliğinden ve refahından sorumludur. Bununla birlikte biz yalnızca kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek cibilliyette, karakterde bir toplum değiliz” dedi.
Türkiye’nin halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli sığınmacı, 1 milyon 100 bini ikamet sahibi yabancı ve 314 bini memleketler arası muhafaza kapsamındaki konuk olmak üzere yaklaşık 5 milyon şahsa konut sahipliği yaptığını belirten Erdoğan, “Bunun yanında sistemsiz göçmen diye isimlendirdiğimiz hudutlarımızdan kaçak giriş yapan şahıslar de mevcuttur. Hudut güvenliğimizi artırmak için bir müddettir devam ettirdiğimiz çalışmaları hızlandırdık. Bilhassa İran sonumuzu göç, kaçakçılık ve terör faaliyetlerine karşı güvenlik duvarı, kanal ve elektronik sistemle denetim altına alma çalışmalarında sona gelmek üzereyiz” tabirlerini kullandı.
Erdoğan, “Aldığımız önlemler sayesinde ülkemizde 2019 yılında 455 bin olan göçmen sayısını 2020 yılında 122 bine indirdik. Bu yılın birinci 7 ayında da 77 bin sistemsiz göçmeni yakaladık. Son 3 yılda yakaladığımız sistemsiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Hala ülkemizde yaklaşık 180 bini kayıtlı ve 120 bini kayıtsız olmak üzere toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduğunu biliyoruz. Ana muhalefetin dediği üzere, ana muhalefetin yanındaki muhaliflerin dediği üzere 1,5 milyon Afganlı ülkemizde yok. Bunların hepsi palavra. Bu palavralara milletçe inanmayalım” biçiminde konuştu.
“Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir”
Afganistan’da çeşitli sebeplerden ötürü bulunan 5 bin vatandaştan geri dönmeyi talep eden 500’ü ile 83 yabancının Türkiye’ye getirildiğini söyleyen Erdoğan, “Halen dönüş için sıra bekleye ve sayıları 300’ün altında olan vatandaşlarımızı da en kısa müddette ülkemize nakledeceğiz” diye konuştu.
Sistemsiz göçmenlerin ülkede yol açtığı huzursuzluğun farkında olduklarını söyleyen Erdoğan, “Esasen dünyada bu kadar sığınmacıyı barındırıp da bu kadar az asayiş sorunu ile karşılaşan öbür bir ülke yoktur. Münferit bir grup hadiselerin medya ve toplumsal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda taktim edilmesini yeterli niyetli bulmuyoruz. Muhalefetin bu mevzudaki telaffuzlarını de tehlikeli ve arka niyetli olarak kıymetlendiriyoruz. Türkiye elbette yolgeçen hanı değildir. Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, sistemine uymayanların kaos çıkartacak tutumlar sergilemesine asla müsaade vermeyiz. Esasen bu çeşit haller içine girenler derhal yakalanarak hudut dışı edilmektedir. Ülkemizde hukuk herkes içindedir. Konuklarımız de bunun dışında değildir. Lakin sığınmacıları ve sistemsiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere de göz yummayız. Hele hele kamu güvenliğini tehdit edecek biçimde bu insanların hayatlarına kastedenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz” biçiminde konuştu.
Erdoğan konuşmasının sonunda Avrupa’ya seslenerek şu tabirleri kullandı.
“Milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa, yalnızca kendi vatandaşlarının güvenliğini ve refahını korumak için hudutlarını sert bir halde kapatarak bu sorunun dışında kalamaz. Üstelik Avrupa bu tavrı ile yalnızca memleketler arası hukuku ihlal etmekle kalmıyor, insani bedellere de sırtını dönüyor. Türkiye’nin, Avrupa’nın mülteci ambarı olmak üzere bir misyonu, sorumluluğu, mecburiyeti yoktur. Biz ülke olarak sonlarımızı güçlü bir biçimde kapattıktan ve mevcut sistemsiz göçmenleri konutlarına gönderdikten sonra bu insanların öbür kanallardan nereye gidecekleri kendi bilecekleri iştir. Ülkemizdeki Suriyeliler konusu da farklı bir mevzudur. Bu insanlardan, lisanımızı öğrenerek, mesleksel yeteneklerini geliştirerek, toplumsal ahengi sağlayarak ülkemizde kalacak elbette olacaktır. Bunu başaramayanların kendi ülkelerindeki durumun güzelleşmesine paralel formda konutlarına dönüşlerine yardımcı olmak da bizim kendi vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Derya Yetim