TBMM Lideri Mustafa Şentop, Afgan mülteciler konusunda global bir bakış açısıyla milletlerarası toplumun bir ortaya gelerek, sorunun tahliline katkı yapması gerektiğini söyledi. Şentop Avrupa’da yükselen İslamofobi hakkında ise “Teröristler dinine nazaran ayrıştırılamaz, değerlendirilemez” dedi.
TBMM Lideri Mustafa Şentop, Parlamentolar Ortası Birlik (PAB) tarafından düzenlenen 5’inci Dünya Parlamento Liderleri Konferansı’na katılmak üzere geldiği Avusturya’nın başşehri Viyana’da gazetecilerle bir ortaya geldi, gündeme ait soruları cevapladı. Parlamentolar Ortası Birlik’in (PAB) düzenlediği 5’inci Dünya Parlamento Liderleri Konferansı’nda, interaktif genel müzakereler kapsamında ele alınan “Çevrim içi ve çevrim dışı ortamlarda dezenformasyon ve nefret telaffuzuyla gayret, daha güçlü yasal düzenlemeler gerektirmektedir” başlıklı önergenin hatırlatılması üzerine Şentop, gündemin, bahis başlıklarının belirlenmesinde özel bir taleplerinin olmadığını, PAB’ın, bu hususta kendi içinde bir çalışma yürüttüğünü söyledi.
Türkiye’de toplumsal medyaya ait düzenleme yapılıp yapılmayacağı konusunun, bir müddettir tartışıldığını hatırlatan Şentop, “Konferansa katılan parlamento liderlerinin, kendi ülkelerinde de bu türlü bir sorunun olduğunu kabul etmesi ve bunun üzerine bir tartışma olması çok dikkatimi çekti. Mevzuya ait hukuksal altyapı düzenlemesi olması lazım. Bunu ulusal seviyede yapmak gerekli lakin kâfi değil, milletlerarası seviyede de türel bir altyapı oluşturulmalı. Sorunun temelinde, çok uluslu şirketlerin, ulusal hukuk nizamlarını tanımayıp kendi koyacakları kuralları devletlere dayatması var” diye konuştu.
“HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI LAZIM”
TBMM Lideri Şentop, Afganistan’dan Türkiye’ye ne kadar mülteci akını olacağına ait soruya ise şu karşılığı verdi:
“İnsanlar, kendi ülkelerinde bir sorun olduğu için oradan ayrılmak zorunda kalıyorlar. O sorunu çıkaran ülke Türkiye değil fakat o sorunun sonuçlarını üstlenmek zorunda kalan ülke Türkiye. Bir zorluk, zahmet yaşayan beşerler Türkiye’nin hudut kapılarına geldiğinde kapıları kapatıp, ‘Biz sizi istemiyoruz. Bakamayız’ demeyi vicdani yaklaşımlarımıza karşıt buluyoruz. Lakin mültecileri, dünyanın her yerinden toplayıp sonsuza kadar bakabilecek imkanı hiçbir ülkenin olmadığı üzere Türkiye’nin de yok. Bu, global bir meseledir. Global bir bakış açısıyla milletlerarası toplumun bir ortaya gelerek, sorunun tahliline katkı yapması lazım.”
Şentop, Türkiye’nin, Afganistan kaynaklı sistemsiz göçü denetim etmek için kaynağında çalışma yürüttüğüne dikkati çekerek, “Sonuç prestijiyle tek başına bir ülkenin üstlenebileceği bir sorumluluk değil, bütün dünyanın sorumluluğu. Herkesin elini taşın altına koyması, sorumluluktan hissesine düşeni üstlenmesi lazım” dedi.
“TÜRKİYE, NATO İÇİN HER VAKİT DEĞERLİ BİR ÜLKEYDİ”
“Türkiye’nin NATO üyeliğinin, Afganistan’da yaşananların akabinde daha da kıymetli hale geldiği” lisana getirilerek, “Türkiye, Afganistan’da yaşanan süreçte nasıl bir rol oynayabilir?” sorusunu da Şentop, “Türkiye NATO içinde her vakit değerli bir ülkeydi. Lakin bu değerin farkında olanlar vardı, olmayanlar vardı. Onlar da bu türlü birtakım olaylar vesilesiyle bu ehemmiyetin farkına varıyorlar. Bu manada değişen bir şey yok” diye yanıtladı.
“AVRUPA’DA İSLAMOFOBİ, YABANCI VE TÜRK DÜŞMANLIĞINA YÖNELİK SİYASİ HAREKETLER VAR”
Mustafa Şentop, Avrupa’da yükselen ırkçılık, yabancı ve Türk düşmanlığı ile İslamofobi konusunda soruyu da yanıtladı. Avrupa’da İslamofobi, yabancı ve Türk düşmanlığına yönelik kimi siyasi hareketlerin olduğuna, bunların sesinin yükseldiğine işaret eden Şentop, bunun, birçok ülkede seçim sonuçlarına da yansıdığını lisana getirdi.
“SUÇLAR KİŞİSELDİR, TERÖRÜN DE TERÖRİSTİN DE DİNİ OLMAZ”
Türkiye’den Avrupa’ya gelenlerin, içinde bulundukları toplumun kurallarına, geleneklerine ve hukuk tertibine azami seviyede riayet eden beşerler olduğunu belirten Şentop, “Yaklaşık 1 yıl evvel Viyana’da yaşanan bir terörist hücumda, yaralı polislere yardım edenler, ‘Topluma entegre olmadı’ diye suçlanan Türk gençleriydi. Bu gençlere ödül verildi. Az evvel ben kendileriyle de görüştüm. Bahtın cilvesi, birinin ismi de Recep Tayyip’ti. Birbirimizi fobiler, önyargılar üzerinden değerlendirmemeliyiz. Yanlış yapan, hata işleyenle ilgili her ülkede ceza, kanunlar var. Kabahatler kişiseldir. Terörün de teröristin de dini olmaz. Teröristler dinine nazaran ayrıştırılamaz, değerlendirilemez” kelamlarını kaydetti.
“MESELE PARA DA DEĞİL, YERLERİNDEN YURTLARINDAN EDİLMİŞ İNSANLAR”
“AB ile Türkiye ortasında yapılan sığınmacı muahedesi sık sık gündeme geliyor. Bir taraf çok para verildiğini, başka taraf az para verildiğini söylüyor. Sığınmacı mutabakatı konusunda Türkiye’nin görüşü nedir?” sorusunu yanıtlayan Şentop, para konusunun çok karmaşık, zımnî gizli bir husus olmadığını ve kimin ne verdiğinin belirli olduğunu söyledi.
“Burada sıkıntı o da değil, bir sorumluluk almak. Problem para da değil, yerlerinden yurtlarından edilmiş beşerler. Akdeniz’de batan göçmen botları, boğulan küçük çocuklar, dalgalarla kıyıya vuran Aylan bebeğin fotoğraflarını, imgelerini buradaki televizyon izleyicileri görebiliyor mu, bununla ilgileniyorlar mı bilmiyoruz lakin biz her gün bu imgelerden ötürü vicdan azabı yaşıyoruz” diyen Şentop, bunların parayla konuşulacak, ölçülecek bir mevzu olmadığını vurguladı.
“DÜNYA ÖNÜMÜZDEKİ ÇEYREK YÜZYIL İÇİNDE ÇOK DEĞERLİ NÜFUS HAREKETLERİNE GEBE”
Bütün ülkelerin, vicdan sahibi bütün insanların bu mevzuya ilgi duyması gerektiğini ve insanların mümkün olduğu kadar göç etmesini engelleyecek, kendi vatanlarında yaşamalarını sağlayacak projeler geliştirmelerini, göç edeceklerse de insani koşullar altında bunun gerçekleşmesini sağlayacak adımlar atmalarını istek ettiklerini belirten Şentop, “Yoksa ‘Biraz para verelim de göçmenler orada yaşasınlar. Biz de vicdanımızı böylelikle tatmin ederiz.’ diyorlarsa bunun bize nazaran bir değeri yok. Bir Avrupa ülkesi, ’20 civarında mülteciyi biz de alabiliriz’ demiş. Bir vatandaşımız da onun altına yorum yazmış; ‘Ben 20’nin iki katı insanı kendi evlerimde konuk ediyorum’ demiş. Nüfus hareketleri çok kıymetli, ciddiye alınması gereken bir problem. Bugünkü günlerimizin hala ‘iyi günler’ olduğunu düşünüyorum, dünya çok önemli nüfus hareketlerine hamile. Bu bakımdan bütün insanları kendi topraklarında, konutlarında, barış, huzur içinde, taban insani kaidelerde yaşatacak projeler geliştirmezsek, özellikle güçlü ülkeler için söylüyorum, dünya önümüzdeki çeyrek yüzyıl içinde çok değerli nüfus hareketlerine gebe” tabirlerini kullandı.
-İHA-
Kaynak: İhlas Haber Ajansı