Küresel ısınmanın getirdiği tehditlere karşı yeni bir tahlil olan Japonya’nın N-Ark şirketi tarafından tasarlanan yüzen kent projesi Dogen City, insanlığın yeni yuvası mı olacak? Bu sürdürülebilir ve iklim değişikliklerine adapte olabilecek tasarım ile geleceğin ömür biçimine şahit olun.
Kaynak: https://mymodernmet.com/n-ark-dogen-c…
Küresel ısınma, dünya genelinde bilim insanlarının ve herkesin telaş ile izlediği bir gerçekliktir.
İklim değişikliği, ömür biçimlerimizden güç kullanımımıza ve tarım uygulamalarımızdan kentsel planlamamıza kadar her şeyi etkilemektedir. Her geçen yıl, kutuplardaki buzulların erimesi ve deniz düzeylerinin yükselmesi üzere etkenler ise bu telaşları daha da arttırmakta. Bu durum, bilhassa deniz düzeyi yüksek olan ve bu tıp değişikliklerden direkt etkilenen kıyı bölgeleri için hayli büyük bir sorun.
2021’de yüzen bir çiftlik yaratmak için kurulan N-Ark, iklim krizini ele almak için maksatlarını daha da yükseltti.
Yeni Okyanus konseptlerini geliştirmek isteyen şirket, farklı bölümlerden profesyonelleri ortak bir maksada gerçek bir ortaya getiriyor. Bugünse şirket, yüzen bir kent oluşturmayı hedefliyor.
Japonya’nın N-Ark şirketi tarafından yaratılan yüzen bir kent konsepti olan Dogen City, yükselen deniz düzeylerine dayanabilecek argümanlı bir proje.
Dogen City, iklim değişikliğine ahenk sağlama ve sürdürülebilir ömür biçimlerine yönelme konusunda global uğraşların son sonucu üzere duruyor. N-Ark’ın bu vizyoner konsepti, global ısınmanın neden olduğu zorluklara pratik ve yenilikçi tahliller sunmanın yanı sıra, sıhhat hizmetleri ve sürdürülebilir besin üretimi üzere değerli kentsel fonksiyonları yerine getirme yeteneğine de sahip bir kent yaratmak.
Dogen City, yükselen deniz düzeylerine dayanabilecek ve 40 bin kişi barındırabilecek.
Şehirde 10 bin kişi yaşarken 30 bin ziyaretçi bulundurabilecek. Dogen City 3 özel ana bileşenden oluşuyor.
İlk bileşen, bir koy oluşturarak kenti tsunamilere karşı koruyan yaşanabilir bir halka.
Halka katmanlardan oluşuyor ve yiyecek ve altyapı üzere gereçler yaşanabilir bölgelenin altında yer alıyor. Halkanın içinde kentinin yüzmesini sağlayan bir tasarı da bulunuyor.
İkinci bileşende ise deniz düzeyinin altında, okyanus tarafından soğutulan yüksek teknolojiye sahip bir bilgi merkezi yer alıyor.
Merkez, kentin işletim sistemini ve sıhhat hizmetlerinin büyük bir kısmını barındıracak. Bir sıhhat kenti olan Dogen City’de bir DNA bankası ve tıbbi araştırma merkezi olarak tasarlanan bir tesis ve ameliyat ve test tesisleri de bulunuyor. Böylelikle Dogen City, güç maliyetlerini düşürecek ve alanı daha tesirli kullanacak.
Tokyo Üniversitesi Tıp ve Mühendislik Yüksek Lisans Okulu’ndan Profesör olan Yuichi Tei Yeni Okyanus Konsorsiyumu’nun müracaat konseyinde bulunuyor.
Tei, ‘Baştan itibaren hastalık önlemeye avantajlı olacak biçimde tasarlanmış bir kentte yaşayarak insanların sıhhatlerini doğal olarak geliştirebilmelerinin mükemmel olacağını düşündüm.’ diye paylaştı.
Konsept, ayrıyeten deniz suyu kaplıcaları da dahil olmak üzere medikal turizm tesislerini içeriyor.
Şehrin gereksinimlerini karşılamak için konsorsiyum, rejeneratif akuaponik ve kaynak deveranı kullanarak yiyecek yetiştirmenin yolları üzerinde çalışılıyor. Şu anda, deniz suyunun besinlerini kullanarak bitkilerin nem olduğu sürece büyümesini sağlayacak bir toprak üzerinde çalışılıyor.
Dogen City, iklim değişikliğine ahenk sağlamak için yenilikçi bir tahlil sunuyor.
N-Ark’ın yenilikçi konsepti, yükselen deniz düzeylerine karşı dirençli bir deniz kenti oluşturarak hem global ısınmaya karşı bir kıymet almayı hedefliyor hem de sağlıklı ve sürdürülebilir bir hayat üslubunu teşvik ediyor. Bu, geleceğin kentini görmek için dört gözle bekliyoruz.
Ne dersiniz, 90’ların ünlü sineması “Waterworld”dan fırlamış üzere duran kentlere hazır mısınız?
Yorumlarda buluşalım.