ANKARA, 22 Eylül (Reuters) – Küresel piyasalarda riskten kaçış eğiliminin dün belirginleşmesi ve Merkez Bankası’nın (TCMB) yükselen enflasyona rağmen politika faizinde bir artışı bu ay da tercih etmeyeceğine ilişkin endişelerle TL’de satış baskısı belirgin.
ABD canlandırma paketinde anlaşmaya varılamaması ve yeni tecrit önlemleri endişeleri yatırımcı iyimserliğini azaltıyor.
Dolar endeksi =USD dün sert yükselerek altı haftanın zirvesini gördükten sonra Asya piyasalarındaki işlemlerde zirvenin çok az altında 93,547 seviyesinde seyretti.
Dünyanın başlıca bankalarının son 20 yılda 2 trilyon dolardan şüpheli işleme aracılık ettiği haberleriyle dün bankacılık hisselerinde başlayan satışlar dünya genelinde yeni tecrit önlemlerinin başlatılacağı endişeleriyle kısa süre içinde diğer varlık sınıflarına sıçradı.
Piyasa kapanışında kayıpların azalması ve vadeli kontratların seviyeleri ise negatif seyrin düne göre sınırlı kalabileceğini gösterdi.
Dolar/TL‘de yeni tarihi zirve 7,64 seviyesinde bulunuyor. Kur neredeyse her gün yeni tarihi zirveyi görüyor. Ancak TL’nin dolar karşısındaki günlük değer kayıpları genelde %0,1 – 0,2 gibi oldukça sınırlı seviyelerde kalıyor. Dün ise satış baskısı küresel piyasalardaki gibi daha belirgindi.
TL’de dün dolar karşısında değer kaybı %1’in altında kalarak gelişmekte olan para birimlerine kıyasla sınırlı oldu. Rand ve benzeri para birimlerinde dün %3’ü aşan kayıplar yaşandı.
Yılbaşından bugüne bakıldığında TL’deki kayıp %22 ile benzer para birimleri arasında en üstlerde bulunurken son 5 yıla bakında ise TL %60’ın üzerinde kayıpla benzer para birimleri arasında açık ara en çok kaybeden para birimi olduğu görülüyor.
Dolar/TL saat 08.48’de 7,6250 / 7,6370 seviyesinde işlem gördü. Euro/TL ise bu hafta yeni zirve olan 8,9898 seviyesini gördükten sonra aynı saatte 8,9643 / 8,9788 seviyesindeydi. Sepet bazında TL ise 8,2945 / 8,3079 seviyesinde.
PPK YÖN BELİRLEYİCİ OLARAK BEKLENİYOR
TCMB’nin bu hafta gerçekleştireceği faiz kararının TL’nin seyri açısından belirleyici olacağı öngörülüyor.
Reuters’ın 17 kurumun tahminleriyle yaptığı ankette medyan beklentisi TCMB’nin politika faizini %8,25’te sabit tutacağına işaret ediyor. 17 katılımcıdan 14’ü ise politika faizinin sabit tutulacağını öngörüyor.
TCMB’nin politika faizlerini sabit tutmasına karşın sıkılaştırma adımlarını fonlama kompozisyonunu farklılaştırarak devam etmesi bekleniyor. piyasaya sağladığı ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti CBTWACF= 16 Temmuz’da politika faizinin 90 baz puan altına yani %7,34’e kadar gerilemişti. TCMB PPK’da faizleri sabit tutmasına karşın likidite sıkılaştırma adımlarıyla fonlama maliyetini %10,61’e kadar çıkardı.
Dün politika faizi altından yapılan fonlamanın geri dönüşü olması nedeniyle fonlama maliyetinde 20 baz puan civarında yükseliş görüldü.
Reuters anketinde TCMB’nin ortalama fonlama maliyetinin ay sonundaki seviyesine ilişkin 12 katılımcının tahminlerin medyanı ise %10.70 seviyesinde. Tahminler ise %10,50 ila %12,25 arasında değişiyor.
PPK’nın haftanın en önemli gündem maddesi olarak görülmesinin nedeni TL’de yeni ve kuvvetli değer kayıpları getirebileceği endişesi.
Mevcut enflasyonun ve ileri dönük enflasyon beklentilerinin de altında kalan para politikası sıkılığının, başta lokkaller olmak üzere dövize yeni yönelim getirip getirmeyeceği izleniyor. Yabancılar ise hızı yavaşlasa da Türkiye yatırımlarını azaltma eğilimlerini aralıksız sürdürüyorlar.
Yılbaşından bu yana bakıldığında geçen 12 Eylül itibarıyla hisse ve tahvil/bono piyasasından çıkışlar yaklaşık 13,5 milyar dolar seviyesinde. Lokallerin altın dahil döviz mevduatları ise 218.7 milyar dolar ile yeni zirvede.
GLP FAİZİNDE ARTIŞ OLACAK MI?
Siyasetin politika faizi artışlarına sıcak bakmaması ve geçmişte faiz nedeniyle TCMB’de başkan değişikliği yaşanmış olması nedeniyle, bankanın daha fazla sıkılaştırma için faiz koridorunun üst bandında bir artış yapabileceği piyasadaki beklentiler arasında. Reuters anketinde ise bu konuda bir medyan beklentisi oluşmadı. Ancak piyasalarda bu TL’deki değer kaybını azaltabileceği için politika faizi artırmadan sıkılaştırmayı belirginleştirebilecek bir ihtimal olarak görülüyor.
Yine de TCMB’nin bunun için 2018 yılı Mayıs ayında gerçekleştirdiği sadeleşme olarak bilinen para politikası operasyonel çerçevesinde yeniden değişikliğe gitmesi gerekiyor.
TCMB’nin mevcut sisteminde politika faizi %8,25 seviyesinde. TCMB PPK’da sadece bir faiz oranı açıklıyor. Banka aksi bir açıklama yapmadığı sürece faiz koridorunun alt ve üst bandı politika faizinin 150 baz puan üzerinde bulunuyor. Geç likidite penceresi (GLP) ise politika faizinin 300 baz puan yukarısında yani %11,25’te.
TCMB bir süredir politika faizinden fonlama yapmıyor. Sıkılaştırmanın üst sınırında ise geç likidite penceresi faizi belirleyici rol oynuyor. %11,75 seviyesindeki geç likidite penceresi depo ve repo piyasasında kullanım belirginleşti. GLP’de dün depo ve repo olarak toplam yaklaşık 20 milyar TL kullanım gerçekleşti.
Öte yandan Goldman Sachs raporunda da dikkat çekildiği üzere, ekonomi yönetiminin rekabetçi TL söylemi TL’deki değer kayıplarına bir ölçüde tolere edebileceğini gösteriyor. TL’deki değer kaybının enflasyona son dönemde daha da yüksek geçişkenli etkisi etmesi ise piyasada yakından takip ediliyor. Bu kapsamda değer kayıplarına ne kadar tölere edilebileceği ve bu sürecin TCMB rezervlerine etkisi de endişe yaratan konuların başında yer alıyor.
Piyasalarda Yunanistan ve Avrupa Birliği ile Akdeniz’deki gerilim de yakından izlenen gelişmeler arasında yerini koruyor. Bu hafta açıklanması beklenen yaptırımlar yakından izleniyor.
Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas takası (CDS) primi ise 500 – 550 baz puan arasındaki seyrini düne kadar sürdürdü. Dün 550 puanı aşan CDS saat 08.50’de 562 / 572 seviyesinde.