Piyasalar koronavirüsü fiyatlamaya devam ederken bu hafta piyasa yapıcıların kararları ve veriler fiyatlamalarda etkili oluyor.
Taze taze önce ABD verilerine bakalım:
ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları 20 Mart ile biten haftada 3 milyon 283 bin kişi artarak tarihi rekor kırdı, sebebi ise koronavirüs nedeniyle iş yerlerinin kapanması ve işten çıkarmalar.
Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de hizmet sektörü en önemli alan ve virüs salgınının sosyal hayatı durdurması ile hizmet sektörü de çöktü. Sadece bir haftada başvurulardaki değişime baktığımızda, önceki hafta 281 bin olan başvurular 70 bin kişi artmıştı, bu bile çok yüksekti, ancak son haftada neredeyse tüm iş yerlerinin kapanması ile işsiz başvurusu sayısı 3 milyon 283 bin ile tarihi rekor kırdı. Bu oran daha önceki krizlerde dahi görülmemişti.
Peki, bu ne anlama geliyor?
En kestirme cevapla bu, ABD ekonomisinin 2. çeyrekte çok sert bir daralma yaşayacağının ilk göstergesi. Sadece ABD’de değil, Çin, Almanya, İtalya, İngiltere ve hatta Türkiye ekonomisinde de bu çeyrekte daralmanın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Bunu sadece ABD verileri mi gösteriyor? Hayır. ABD ekonomisinde daralmaya sebep olan virüs dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde etkili olmaya devam ediyor, bu nedenle alınan hasara göre ekonomik daralma yaşanmış olacak.
Fed Başkanı Powell, bugünkü konuşmasında para politikasında tüm araçları kullanmaya devam edeceklerini ve Hazine desteğine de ihtiyacı olduklarını belirtti, ancak resesyon olasılığının yüksek olduğunun da altını çizdi. Zaten gerek Fed yetkilileri ABD için gerekse ECB yetkilileri Euro Bölgesi için daralma olacağını açıkça söylerken işsizlikte de patlama olacağının altını çiziyorlar. Ekonomik hasarı en aza indirgemek için de hem hükümet tarafından teşvikler hem de mb tarafından adımlar geliyor. Yeterli olacak mı? Buna sebep olan etken yani virüs yayılmaya devam ettikçe, vaka ve can kaybı arttıkça ebette ki önlemler yetersiz kalacaktır, bu nedenle piyasaların bu denli yüksek desteklere olumlu cevap verebilmesi için evvela virüse çare bulunması gerekiyor.
Yurt içine dönersek, bizde de rakamlar son derece tatsız. TCMB’nin haftalık istatistiklerine göre 20 Mart haftasında brüt rezervler 7 milyar üzerinde düşüşle 65,1 milyar dolara geriledi. Bir diğer olumsuz gelişme de yabancı yatırımcıların çıkışında. Son 2 aydır üst üste çıkış yapan yabancı yatırımcı, son haftada net 1,05 milyar dolarlık menkul kıymet sattı. Son zamanların en sert çıkışı olan haftada yabancı yatırımcı 742 milyon dolar DİBS, 308 milyon dolar tutarında ise hisse satışı yaptı. Hisse senedi stok miktarı son haftada 25,4 milyar dolardan 21,6 milyar dolara geriledi. Tüm gelişen ülke varlıklarından çıkış var, çünkü risk iştahı azaldı ve nakde dönüş var, ancak TL varlıklardan çıkış sene başından beri vardı, yani TL negatif durumlar (jeopolitik riskler, ABD ile yaşanan gerginlik gibi) etkiliydi. Son küresel dalga ile çıkışlar giderek hızlandı.
Türkiye ekonomisi için en büyük risklerin başında ise işsizlik geliyor. Hali hazırda %13,7 ile yani yaklaşık 4,5 milyon işsiz sayısının son yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle artması kaçınılmaz, ancak bu artışı en aza indirgemek gerekiyor. Hafta içinde alınan “Kısa Çalışma Ödeneği” kararının işsizliği düşürme üzerinde etkili olmadığı bir gerçek!
Dünya, daha öncekilerin çok dışında bir krizle karşı karşıya ve daha önceki krizleri atlatmak için alınan önlemlerin bu defa işe yararlılığı da oldukça düşük. Ne Fed’in para musluğunu açması ne hükümetin helikopter yardımları ne de faizlerin düşürülmesiyle aşılacak bir sorun değil. Artık, o “büyük” ve “etkin” sistem kurucularından arınarak üretim ve tüketimi “gereklilik, ihtiyaç” dengesine getirmeli.