Robert Hogg
LONDRA, 9 Ekim (Reuters) – Türkiye Şubat ayındaki tahvil ihracından bu yana ilk kez uluslararası piyasada borçlanmaya çıkarken, ihraca yaklaşık 3 kat talep gelmesi yatırımcıların Türkiye’nin taşıdığı riske rağmen ihraç ettiği tahvillere yeterince güvendiğini gösterdi.
Ekonomi politikalarına yönelik eleştiriler, hükümetin çeşitli jeopolitik çekişmelere karışması ve ABD’den yeni yaptırımı tehditleri, Türkiye’ye yönelik yatırımcı iştahına zarar verdi. Bu endişelerin yansıması TL’deki değer kaybında görülebiliyor.
TL bu yıl %25’e yakın değer kaybederek gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en kötü performanslardan birini gösterirken, ana endişe kaynağı bir ödemeler dengesi krizi riskinin yeniden canlanması oldu.
Ancak yine de Türkiye Hazinesi bu endişelere rağmen 2025 vadeli eurobond ihracını 300’ün üzerindeki yatırımcıdan 6.5 milyar dolar taleple tamamlayabildi.
ABD seçimlerinin hızla yaklaşmasıyla birlikte yurtdışından borçlanma penceresi kapanmak üzereydi. Ancak finansman ekibi, devlet tahvil eğrisi için birkaç iyi günden yararlanmayı başardı.
Tahvil ihracında görev almayan bir bankacı, TCMB’nin bir önceki hafta attığı adımlar sayesinde piyasalarda “somut iyileşme” görüldüğünü belirterek, “Jeopolitik haber akışı devam ediyor ancak şu anda arka planda; bu yüzden (ihraç için) harika bir pencere (oluştu)” dedi.
FAİZ ARTIŞI
Analistler, TCMB’nin geçen ay beklenmedik bir şekilde politika faizini 200 baz puan artırarak %10.25’e yükselmesinin memnuniyet verici bir adım olduğunu söylediler ancak Dağlık Karabağ’da Ermenistan ve Azerbaycan silahlı kuvvetleri arasındaki çatışmalar bir kez daha TL’nin değer kaybetmesine yol açtı.
TL varlıklar, Ankara’nın Rus yapımı S-400 füze sistemini test etmeye başlayacağı yönündeki haberler sonrasında olası ABD yaptırımlarından duyulan endişelerle de değer kaybetti. Eurobond ihracı için talep toplama devam ederken bu haberler ortaya çıktı.
Ancak Hazine 5 yıl vadeli eurobond ihracını 2.5 milyar dolar borçlanma ve %6,4 getiri ile tamamlayabildi.
İhracı yürüten bir bankacı biri tahvillerin yalnızca %10’unun lokallere tahsis edildiği ve geniş bir küresel dağılım oluştuğuna dikkat çekerek “Çok iyi sonuçlandı.” dedi.
Yine de, yatırımcılar genel olarak Türkiye hakkında temkinli bir yaklaşım benimsiyorlar, pek çoğu portföylerinde Türk varlıklarının ağırlığını azaltıyorlar ve artırmaya istekli değiller. Bazı fon yöneticileri ise ihraca talep vermemeyi tercih etti.
Varlık yöneticisi GAM’ın yatırım müdürü Richard Briggs, “Döviz rezervleri üzerindeki devam eden baskı göz önüne alarak, son aylarda Türkiye tahvil pozisyonumuzu sıfırda koruduk.” dedi.
TCMB’nin brüt döviz rezervleri 42.2 milyar dolar ile 2019 sonundaki 82 milyar doların neredeyse yarısı seviyesinde.
Ashmore’da küresel araştırma biriminin başında bulunan Jan Dehn, ABD Hazine tahvillerinin 608,7 baz puan üzerinde getiri veren yeni ihraca katılmadığını söyledi.
Dehn, “Türkiye sadece birkaç yıl önce tahvilleri çok daha düşük getiri farkıyla ihraç edebildi. Hükümetin bu kadar yüksek borçlanma maliyetlerine tamam demesi iyiye işaret değil. Eskiden Türkiye ile ABD Hazine tahvil getirileri arasında 200 baz puan civarında fark bulunurdu” dedi.
İhracın yönetiminde bulunan bir diğer bankacı ise, “Bu … Türkiye’yi herkes için uygun bir fiyattan piyasaya yeniden getirmek için yapılan bir işlemdi.” dedi.
Hazine 2,5 milyar dolarlık bu ihraç ile uluslararası sermaye piyasalarından bu yıl 9 milyar dolar olan borçlanma hedefinin de 6,5 milyar dolarını tamamlamış oldu.
Hazine en son Şubat ayında beş ve 10 yıl vadeli iki ihraçla 4 milyar dolar borçlanmıştı. Bank of America Merrill Lynch, Citi ve JPMorgan (NYSE:JPM) yönetti.
Bu haber Refinitiv servislerinden IFR’da yayımlanmış ve tamamı tercüme edilerek yayımlanmıştır.
Haberi çeviren: Canan Sevgili
Redaksiyon: Can Sezer