Pandemiden sonra meskenden çalışmak yaygınlaşmışken artık de çalışma saatlerinin düşürülmesi kelam konusu. Daima mutsuz olduğunu belirten beyaz yakalıların verimliliği gittikçe düşerken yöneticiler yeni bir yola başvurmaya başladı: Haftada yalnızca dört gün çalışmak! Lakin bu sistemin işe fayda olduğu hatta çalışanların istediği şeyin bu olduğu bile tartışmalı…İşte detaylar! 👇
Kaynak: https://www.bloomberg.com/news/articl…
İş dünyası şimdilerde, daima varoluşsal krizlerle boğuşan beyaz yakalıların düşen verimliliğinden mustarip.
Bu da yöneticileri sorunu çözmek için yeni yollar bulmaya itiyor; hakikaten bu yüzden çalışma saatlerinin haftalık 32 saate düşürülmesi tüm dünyada yaygınlaşmaya başladı. Kelam konusu ‘sadece dört gün’ yolu büyülü bir formda tüm problemleri çözecekmiş üzere bir anlayış ortaya çıkmış durumda.
Dünyanın her yerinden bu düzenlemeyle birlikte verimliliğin arttığına dair datalar gelirken ABD’de bir kanun tasarısı da ortaya atıldı.
Dört iş günü fikrini resmiyete kavuşturma isteği duyan meclis üyesi Mark Takano bir konuşmasında şöyle bir açıklamada bulundu; ‘İşçiler artık ülkenin dört bir yanında verdikleri emekle olan bağlarını tekrar şekillendirmeye başladı.’
Ancak bu noktada karşımıza çıkan sıkıntılar tam olarak ne?
Bugüne denk çalışma saatleri konusunda yapılmış birçok çalışma ve ortaya atılan tonlarca fikir var. Hatta son periyotta yapay zeka teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte beşerler için iş saatlerinin her halükarda kısalacağı kestirimleri de mevcut.
Ancak şimdiye baktığımızda durum beklenenden çok daha karmaşık.
Örneğin London Business School’dan bir profesörün yaptığı araştırmaya nazaran son üç yılda hibrit çalışma formülü bile ortalığı karıştırmış durumda. Edindiği datalara nazaran üç yıldır şirketlerin yalnızca yüzde 47’si işe fayda bir hibrit sistem tutturabilmiş.
Ayrıca çalışma saatlerini dört güne düşürüp tam maaş ödemek üzere yeni bir norm yaratma gayreti takdir görse de işe yaracağına dair çekinceler var.
İş günlerini dörde düşürmek yerine mesai saatlerindeki esnekliği artırmanın daha mantıklı olacağı bilhassa öne çıkan fikirlerden biri.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün açıkladığına nazaran emekçilerin tercih ettiği çalışma mühletleri ile mesai saatlerinin ortasında besbelli bir uyuşmazlık var.
Ancak bu durum uzun çalışma saatlerinden şikayet etmelerinden kaynaklanmıyor; onlar daha fazla çalışıp daha fazla maaş almak istiyorlar.
Günümüzde mavi yakalılar da beyaz yakalılar da dinlence saatleriyle çalışma hayatlarını ayrıştırmak konusunda birebir baskıyı hissediyorlar.
Artık yüz yıl evvelki fabrikalardan daha farklı iş ortamları kelam konusu. Bunlara ek olarak dört güne sıkıştırılmış ofis hayatı yerine iki gün yarım gün çalışmak üzere ‘esnetilmiş çalışma saatlerinin’ daha çok tercih edildiği de ortaya çıktı.
UNI Küresel Union Genel Sekreteri Christy Hoffman da birçok çalışanın altı haftalık izindense haftada beş gün çalışmayı tercih edeceğini lisana getirdi.
150 ülkeden 20 milyon insanı temsil eden kuruluş, kısaca esnek çalışma saatlerinin sıkıcı bir dört günden daha cazibeli geldiğinin altını çizmiş oldu. Bunun dışında artık çalışanların işi genelde konuta taşıdığı ve bir noktadan sonra çalışanların kaç saat çalıştığından çok işinin kalitesinin öne çıkacağı söyleniyor.
Kısacası dünya değişiyor ve bu değişime ayak uydurmak her alanda olduğu üzere iş dünyasında da bir gayrete dönmüş durumda.
Yine de haftada dört gün çalışma fikrinin ne kadar daha yaygınlaşacağı ve işe yarayıp yaramayacağını vakit gösterecek.
Bu hususta siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım! 👇