Seçimlerin ikinci çeşide kaldığı bugünlerde piyasalara belirsizlik hakim olmuşken, hayat pahalılığının giderek artması vatandaşı zora sokmaya devam ediyor. Geçen yıldan beri sürat kesmeden artış gösteren konut fiyatlarının inmeye niyeti yok üzere. Münasebetiyle İstanbul, 6 Şubat zelzele felaketlerine yakın şiddette bir sarsıntı riski ile karşı karşıyayken, konut piyasasının bu hali vatandaşları ve uzmanları endişelendiriyor. İşte Bloomberg’in bahis hakkındaki yorumları… 👇
Kaynak: https://www.bloomberg.com/news/featur…
Seçimlerin ikinci cinse kaldığı bugünlerde mevcut ekonomik krizin ne tarafa hakikat gideceği tartışılırken hayat pahalılığının artmasından telaş ediliyor.
Özellikle önemli ölçülere ulaşan konut ve kira fiyatları vatandaşın en büyük kaygılarından biri. Bu noktada sarsıntı riskiyle karşı karşıya olan İstanbul’un durumu daha da kıymet kazanıyor.
İstanbul’da milyonarca insan, canlarını tehlikeye atmakla bütçelerini zorlamak ortasında gidip geliyor.
www.kiptas.istanbul
Uzmanlar şiddetli bir zelzele yaşanması durumunda yaklaşık 200 bin binanın önemli hasar alacağını ve bunların yarısının yüksek risk taşıdığını belirtiyor.
Bununla bir arada geçtiğimiz yıl, hayat pahalılığına ek olarak konut fiyatlarında yüzde 138 oranında bir fırlama yaşanmıştı.
Uzmanlar, emlak piyasasında gerçekleşen bu enflasyonun, İstanbul’un yaşanacak bir felakete hiç de hazır olmadığını bir defa daha kanıtladığını düşünüyor.
İnşaat mühendisi Günday Mazlum, riskli olduğu için yıkılan binaların yapısında; deniz kabukları, köpük modülleri ve gazete tomarlarının çıktığını söylüyor.
www.kiptas.istanbul
Her bina bu derece berbat olmasa da ne yazık ki İstanbul’da yaşayan milyonlarca vatandaş önemli risk altında ve konut piyasasındaki müthiş fiyatlar işleri daha da zorlaştırıyor.
“İnşaatçılar fazla su kullanarak bile bir binayı riskli hale getirebilirler. Bunu poğaça yapmak üzere düşünün; fazla su koyarsanız piştiğinde hamur dağılır.”
KİPTAŞ genel müdürü Ali Kurt, Şubat ayında yaşanan zelzele felaketinden beri İstanbul’da yıkılıp yine inşa edilen bina sayısının üç katına çıktığını belirtiyor.
Ev sahipleri ile makul fiyatlar konusunda anlaşmak için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Ali Kurt, buna karşın birçok konut sahibinin masrafları karşılayamadığının da altını çiziyor.
Bu noktada Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şimdi kesin sonuç alınmamışken hükümetin geçen ay sunduğu konut projesi gündemde kalmaya devam ediyor.
Bu projeye nazaran, İstanbul’da bulunan 500 bin yüksek riskli bina yıkılıp tekrar inşa edilecek ve buna ek olarak 1 milyon yapı da ‘uydu şehirlere’ taşınacak. Masraflar ise mesken sahipleri ve devlet ortasında bölüşülecek. Fakat İstanbul Belediyesi ile hükümet ortasındaki siyasi çekişmelerin bu süreçte sorun yaratacağı düşünülüyor.
İstanbul Siyasetler Merkezi yöneticisi Ayşe Köse Badur, iki aktörün İstanbul zelzelesi konusunda işbirliği yapması gerektiğini belirtiyor.
‘Böyle bir rekabet ne yazık ki ülke için çok ziyanlı. 6 Şubat’ta dakikalar içinde binlerce insanın hayatını kaybettiğine hepimiz şahit olduk. Misal bir felaketin tekrar yaşanmaması için iki aktörün birlikte çalışması koşul.’
Tüm bu sıkıntılara ek olarak, 1999 sarsıntısından sonra ayarlanan 496 toplanma alanından geriye yalnızca 77’sinin kaldığı da bilinen bir gerçek.
www.kiptas.istanbul
Geriye kalan boş yerlerin tamamı ise inşa edilmiş durumda. Ayrıyeten hükümetin inşa etmeyi planladığı uydu kentlerin etrafa vereceği zararın, afet sırasında süratle ulaşılabilecek yiyecek kaynaklarını kısıtlayacağı düşünülüyor.
Sonuçta uzmanlar yalnızca felakete hazır olmanın yetmeyeceğini vurguluyor; “Ekonomik, toplumsal ve çevresel olarak da dirençli olmaya odaklanmalıyız.”
Dolayısıyla İstanbul sarsıntısından öncesini ve sonrasını etraflıca planlayarak işbirliği içinde hareket edilmesi gerekiyor. Yoksa meskenlerini taşımaya gücü yetmeyen vatandaşlar Şubat ayındaki üzere bir felakete sürüklenecek.
Bu bahiste siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum. 👇
