Dünyaca ünlü kozmetik ve hijyen şirketi Johnson&Johnson, iflas kararı vererek birçok kişiyi şoka uğratmıştı. Bu iflas talebini mahkemeye sunan şirketin asıl gayesi ise sonradan ortaya çıkmıştı. Eserlerinde kullanılan ‘talc’ isimli hususun kansere neden olduğu tartışma konusuyken şirketin iflas talebinin arkasındaki gerçek de açılan tazminat davalarından kurtulmak olduğu söylenmişti. Şirketin iflas talebi altı ay içerisinde ikinci kere reddedildi. İşte detaylar👇
Kaynak: https://www.bloomberg.com/news/articl…
Hakim; Johnson & Johnson’ın bir ünitesinin iflas davasını, on binlerce kanser kurbanına davalarından vazgeçmeleri ve toplamda 8.9 milyar dolarlık bir muahedeyi kabul etmeleri için kullanamayacağına karar verdi.
Federal mahkemeler, J&J şirketinin alt ünitesi olan LTL’nin iflas talebini yaklaşık altı ay içinde ikinci kez reddetmiş oldu. J&J, toksik husus bir unsur olan ‘talk’ içerdiği sav edilen bebek pudrası ve öteki eserlerle ilgili mevcut ve gelecekteki tüm sıhhat taleplerini sona erdirmek için bu ünitesi oluşturmuştu.
ABD İflas Davası Hakimi Michael Kaplan, cuma günü verdiği yazılı bir açıklamada, bir temyiz mahkemesinin iflasın kullanılması için J&J’nin alt ünitesi olan LTL’yi birinci iflas talebinde bulunduğu zamankinden daha yüksek bir kriter koyduğunu belirtti.
Kaplan’ın bu kararı sonrası J&J payları %3,4 düştü. Şirket, kararı temyize götüreceğini açıkladı.
J&J’nin lider yardımcısı Erik Haas,altmış bin davacıyı temsil eden avukatlarla ‘talk’ sebepli taleplerini çözmeye devam edeceklerini belirtti.
Şirketin talk ile ilgili yaklaşık yüz bin taleple karşı karşıya olduğu ve birçoklarının şimdi dava olarak açılmadığı bildirildi. Ülkedeki birtakım avukatlar, ABD’nin dört bir yanındaki eyalet ve federal mahkemelerde müvekkilleri ismine J&J’ye karşı dava açarak milyarlarca dolar tazminat kazanmıştı.
Talk mağdurlarını temsil eden bir avukat olan Moshe Maimon cuma günü yaptığı açıklamada: “J&J üzere yarım trilyon dolarlık bir şirket kabadayısının mahkemeden kaçmak için iflas mahkemesine başvuramaması mahkemelerimizin bağımsızlığı ve dürüstlüğü açısından bir gurur kaynağıdır” dedi.
Şirket; iflas stratejisinin birçoğu mahkemede kaybeden ya da davalarını heyete sunma fırsatı bulmadan, yıllarca beklemek zorunda kalacak olan ziyan gören davacıların haklarını adil bir halde tazmin etmek için tasarlandığını tez etti. Geçmişte J&J, davalardaki sorumluluğunu reddetmiş ve talk bazlı eserlerinin inançlı olduğunu savunmuştu.
Geçen yıl Hakim Kaplan, J&J’nin kendisine karşı mevcut ve gelecekteki tüm talk argümanlarından kurtulmak için sırf iflasta kullanılabilen özel kuralları kullanmasına müsaade vermeyi kabul etmişti.
Bu birinci teşebbüs, federal temyiz mahkemesinin LTL Management’ın iflas için uygun olmadığına zira dünyanın en karlı şirketlerinden biri olan J&J’den açık çek aldığına karar vermesinin akabinde bu yılın başlarında reddedilmişti. Bu da Kaplan’ın davayı reddetmesi gerektiği manasına geliyordu. Bu defa mağdur vatandaşların avukatları, J&J’nin kanser savlarını çözmek için ayırdığı azamî para ölçüsünü azalttığını sav etti.
İlk iflasta mümkün ödemeler, o devirde yaklaşık 61,5 milyar dolar pahasında olan bir J&J ünitesi tarafından desteklenecekti.
Avukat Andy Birchfield, J&J’nin iflas mahkemesinden kullanarak berbat bir muahedeyi kanser kurbanlarına dayattığını belirtti. J&J, ikinci iflasını sürdürmek için stratejisini değiştirdi. LTL’ye olan dayanağını azalttı ve 8.9 milyar dolarlık bir muahede için birtakım avukatlarla anlaştı. Bu mutabakat, hukuk firmalarını ikiye böldü ve kimileri J&J’nin yeni iflas stratejisinin de reddedilmesi gerektiğini savundu.
Hakim Kaplan, mahkeme sistemindeki dava yoğunluğu nedeniyle yılda yalnızca birkaç tüketici davasını heyete sunabildiğini ve bu durumun rahatsız edici olduğunu belirtti.
Yeni dava sayısındaki artışın, birden fazla davacının önümüzdeki yıllarda tazminat talep etme fırsatı bulamayacağı manasına geldiğini söz etti. Fakat bir şirketin iflasını haklı çıkarmak için ‘acil, yakın ve belirgin’ bir mali zahmet yaşaması gerektiğini belirten temyiz mahkemesinin kararını kabul etti. Kaplan, bu sefer direnişçilerin yanında yer aldı.
