Bu makale 31.10.2019 tarihinde İngilizce olarak yayınlanmıştır.
Petrol ve gaz şirketleri bu hafta ve gelecek hafta üçüncü çeyrek kazançlarını paylaşıyor. Şimdiye kadar sonuçlar talep büyümesine ve genel olarak düşük petrol fiyatlarına ilişkin piyasa hissiyatına rağmen değişken.
BP (NYSE:BP) analistlerin 0,3 milyar dolar beklentilerini aşarak 2,3 milyar dolarlık kâr raporladı. Yine de net kârı bu çeyrekte %41 geriledi ve bu da hisse senetlerini %3,8 düşürmeye yetti. BP’nin düşüşün esas nedeni olarak bahsettiği şey düşük petrol fiyatları, bakım ve “hava etkileri” oldu.
Diğer yandan Total (NYSE:TOT) 2,9 milyar dolarlık Q2 kârından artış yaşayarak bu çeyrek için 3,02 milyar dolar kâr raporladı. Aynı şekilde Q2’de paylaştığı 1,6 milyar dolardan önemli bir artış yaşayan ConocoPhillips (NYSE:COP) 3,1 milyar dolar kazanç raporladı.
Buradaki mesaj düşük petrol fiyatlarının zayıf kazanç raporları için bir bahane olmadığı. Hatta pek çok şirket, daha düşük petrol fiyatları ile destek gören satışa dönük rafine işletmelerindeki kârını artırabildi. Petrol fiyatları düşük olduğunda bile, büyük uluslararası petrol firmaları için kazançlar kötü olmak zorunda kalmayacak.
Kazançların ABD’nin pek çok petrol sondajcısı için kasvetli olduğu tahmin ediliyor ancak analist projeksiyonlarını aşabilirlerse, hisse senedi fiyatlarına yönelik zarar sınırlı olabilir.
Uzun vadede petrol şirketlerine yönelik tahminler mevcut eğilimin gösterdiğinden daha iyi olacak gibi görünüyor. Riyad’daki bir yatırım konferansında görevi bitecek olan ABD enerji bakanı Rick Perry, pillerin “tüm bu enerji meselesinin” Kutsal Kasesi olduğunu ve enerjiyi uzun süre depolamanın ticari bir yolunu bulmanın şart olduğunu belirtti.
Siyasi arenadan zar zor duyduğumuz bir şey itiraf eden Perry, temel olarak – örneğin elektrikli araçlarda kullanılan veya rüzgâr ve güneş enerjisi için depolama olarak önerilen – pil hidrokarbon teknolojisinin yakıtların yerini etkin bir şekilde almaya yetecek kadar gelişmediğini söyledi.
Bu hissiyat finans ve teknoloji konferansında pek de popüler olmazken, uluslararası bürokratların petrol ve gazın yerini alacak yenilenebilir enerji için yakın bir gelecek olmadığını içten içe bildiklerine işaret ediyor.
Karbon dışı enerjilere geçişin pil teknolojisini, özellikle kapasite ve depolamayı geliştirme yetisine bağlı olduğu tahmin ediliyor. Bu büyük bir “eğer” olduğundan ve ne zaman ya da nasıl başarılacağını bilmediğimizden, petrol, gaz ve bir yere kadar kömür, şu anki modelde tahmin edilenden daha uzun süre ulaşım ve enerji üretiminin hayati bir parçası olarak kalabilirler.