Geoffrey Smith
Investing.com – Bir seçim kampanyasında işlem yapmanın her zaman riskleri vardır ancak BT ve Talk Talk hisselerinde Cuma günü alım fırsatı dışında bir dip görmek zor.
İşçi Partisi Openreach’i kamulaştırma ve 2030’a kadar her ev ve işletmeye ücretsiz tam fiber geniş bant sunma sözü ile manşetleri ele geçirdikten sonra BT Group (LON:BT) %4 ve daha küçük rakibi Talk Talk (LON:TALK) %4,8 kaybetti.
Göründüğü gibi bu, BT hissedarlarının ve hatta hükümet herkesin geniş bant faturasını ödeyecek olsaydı, iş modeli çoktan ölmüş olacak olan Talk Talk gibi bağımsızların değerine büyük bir zarar verecektir.
Bununla birlikte bunun gerçekleşmesi için pek çok engel var ve saymaya nereden başlayacağınızı bilmek zor.
İlk olarak ve en bariz olanı, İşçi Partisi’nin seçim kazanma şansı neredeyse yok: seçimin 12 Aralık’ta planlanmasından bu yana yayınlanan kamuoyu yoklamalarında İşçi, Muhafazakarların %15 gerisinde kaldı. Strathclyde Üniversitesi anket uzmanı Profesör John Curtice Perşembe günü yaptığı açıklamada, İşçi çoğunluğunun elde edilme şansı “açıkça söylemek gerekirse herkesin rahatça söyleyebileceği gibi sıfıra yakın” dedi.
İşçi Partisi’nin ajandasının bir kısmını bile uygulamasının tek yolu en azından diğer iki parti ile bir koalisyon kurmaktır: kamulaşmaya dair her ikisinin de farklı fikirleri ve kamu harcamasını düşündüğünüzde çok farklı öncelikleri olan Liberal Demokratlar ve İskoç Ulusal Partisi.
İkincisi, böyle bir koalisyon kurmanın ve sürdürmenin tek yolu, Brexit üzerine ikinci bir referandum düzenleme sözü ve Kalanlar için bir kampanya olur. Bu, AB’nin devlet desteği kanunlarına bağlı kalmak anlamına geliyor. Özellikle Openreach gibi saf altyapı olan kamulaştırılmış varlıklar üzerinde yasak olmazken, Talk Talk gibileri ile rekabet içinde olan ticari hizmetler sunmaya başladığı takdirde, İşçilerin planları Avrupa Adalet Divanı’nda büyük bir sorunla karşılaşacaktır. Yasal aksiyonlar kolayca bir sonraki parlamento döneminin ötesine uzatılabilir.
Üçüncüsü, Openreach’i kamulaştırmak hükümetin emeklilik primlerini üstlenmesini de gerektirecektir, yani, İşçilerin maliye sözcüsü John McDonnell’ın BBC’ye anlattığı üzere toplam ödeme 20 milyon sterlini (26 milyon dolar) oldukça aşacaktır.
Dördüncüsü, İşçilerin dramatik şekilde telekomünikasyonları yeniden kamulaştırma meselesine yaptığı bu geç dönüş, raylı hizmetleri ve su kullanımını yeniden kamulaştırma kadar önemli bir öncelik olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bu iki projenin devasa miktarlarda siyasi enerji ve sermaye sömürmesinin muhtemel olduğuna – ve devlet kontrolündeki bu hizmetlerin kısa süredeki imkansızlığına, dramatik performansına bakılırsa, İşçilerin temel önceliklerini ifade edişine kadar daha fazla kamulaştırma iştahına sahip kamu ya da parlamento görmek çok zor.
Beşincisi, İşçi Partisi “ücretsiz geniş bant” ile söylemek istediği şeyi tanımlamadı. Çok daha temel insani bir ihtiyaç olan suyun kamulaştırılmasına yönelik yukarıdaki taahhüdü not edin. Hiç kimse halkın gelecekte su faturası ödemek zorunda olmayacağını iddia etmedi, yani İşçilerin herkesin Netflix (NASDAQ:NFLX) yayınını ve FIFA oyunlarını aynı zamanda ödemeyi kabul etmesi çok zor.
McDonnell’ın önerisinin esas önemi, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine yönelik kapsamlı bir mutsuzluk hissini düzelteceği ve bunun da Facebook (NASDAQ:FB) ve Google (NASDAQ:GOOGL) gibi şirketleri daha çok vergilendirerek çözülebileceğini söylemesi. Böylece seçimin büyük kazananları olabilecek iki popülist düşünce çizgisine dokunuyor.
Dolayısıyla bu, İşçilerin Muhafazakâr çoğunluğu durdurma şansını artırabilir. Ancak bu, bugün listelenen şirketlere anlamlı bir tehdit sunmuyor.