Geoffrey Smith
Investing.com – Avrupa’nın hisse senedi piyasaları Çarşamba günü yine siyasi esaret altında ancak bu kez keskin artışlar yaşıyorlar.
Euro Stoxx 600 %1,1 artarak bir ay içindeki en yüksek seviyesine ulaştı. Alman DAX %1,3 yükselerek 1 Ağustos’tan itibaren ilk kez 12.000 üzerine çıkarken, CAC 40 %1,2 artış kaydetti.
Tüm tekneleri kaldıran dalga, (South China Morning Post) Güney Çin Sabah Postası'nda Hong Kong'un yasama organının tartışmalı başkanı Carrie Lam'ın, vatandaşların haklarıyla ilgili üç ay boyunca yapılan protesto gösterilerine yol açan tartışmalı bir tasarıyı geri çekmek üzere olduğunu söyleyen bir haberdi.
Bu haber, Hong Kong’un butiklerinden orantısız miktarda gelir ve kar elde eden ve protestoların son çeyrekte performanslarını vurduğunu belirten lüks eşya şirketlerine özel bir nimet oldu. Gucci'nin sahibi Fransız kökenli Kering (PA: PRTP) % 3,7 artarken, Louis Vuitton Moet Hennessy %3,4 yükseldi. İngiltere’de listelenen Burberry %3,6, İtalya’dan Moncler ve Salvatore Ferragamo ise sırasıyla %3,5 ve %2,7 arttı. İsviçreli Richemont %3,9 yükseldi.
Asya merkezli bankalar Londra’da öne çıkıyor, HSBC %2,1 ve Standard Chartered (LON:STAN) %3,6 artış gösterdi.
Anlaşmasız Brexit’e muhalif milletvekillerinin Salı günü geç saatlerde Başbakan Boris Johnson’ın Brexit'ten sonraki süreç için son dakika tavizlerini elde etme taktiklerini egale ederek Avam Kamarası’nın gündemini kontrol altına almak için yaptığı hareketin kazandığı İngiltere'de FTSE 100, Çarşamba günü Avrupa'da en kötü performans gösteren endekslerden biriydi, sterlindeki% 1,5'lik bir artış endeksin çokuluslu bileşenlerini vurdu ama yine de %0,8 artış gösterdi.
En iyi performans gösteren oyuncu yine İtalya idi, Beş Yıldız Hareketi üyeleri merkez soldaki Demokrat Parti ile yeni bir hükümet kurma anlaşmasını desteklemek için oy kullandıktan sonra FTSE MIB 30 %1,6 arttı.
Buna rağmen, şampanyayı çıkarmak için henüz erken olabilir. Her üçü de ilk bakışta olumlu olan gelişmelerin kendi gölgeleri var. Lam'ın fikrinden dönerken Pekin’in desteğini arayıp aramadığına ya da alıp almadığına dair hiçbir söz yok. Bu, daha güçlü bir müdahale tehdidinin yasaklanmadığı anlamına gelir.
İkincisi, Başbakan Johnson yenilgisine tüm Brexit psikodramasının sona ermesinin garantisi olmayan genel bir seçim istediğini söyleyerek yanıt verdi.
Üçüncüsü, İtalya’nın yeni koalisyon üyeleri arasındaki gerginlikler o kadar açık ve iç içe geçmiştir ki, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hükümetin 70 selefinden daha uzun sürmeyeceği düşünülmektedir.
Ancak, hepsi başka bir günün sorunu gibi görünüyor.