Yazar: Geoffrey Smith
Investing.com – Avrupa’nın en popüler teknoloji hisselerinden birinde yaşanan yönetim skandalı, Perşembe günü daha da kötüleşti. Alman ödemeler şirketi Wirecard (DE:WDIG), yolsuzluk şüphesi ile 2019 hesap yayınlarını üçüncü kez ertelemek zorunda kaldı.
Frankfurt Borsasına sunulan bir açıklamada Wirecard, denetmeni Ernst & Young’ın, bu yıl için şirketin raporlayacağı gelirin dörtte biri olan yaklaşık 1,9 milyar Euro (2,2 milyar dolar) civarı geliri için “yeterli denetim kanıtı” bulamadığını söyledi.
Wirecard bu gelişme üzerine %64 çöküş yaşadı ve bu çöküş, şirketin önemli son güne nerdeyse uyamayacak halde bırakıyor. Hesaplar yarına kadar paylaşılmazsa alacaklılar grubun 2 milyar Euro borcunun ödenmesini isteyebilecek.
Şirket, “Wirecard grup şirketlerinin lehine denetçiyi aldatmak ve bu tür nakit bakiyelerin ya da hesaplardaki varlıkların mevcudiyeti hakkında yanlış bir algı oluşturmak için mütevelli heyeti tarafından denetçiye sahte bakiye teyitleri verildiğine dair göstergeler var” dedi ve ekledi; “durumun açıklığa kavuşturulması için denetçiyle birlikte yoğun bir şekilde çalışılıyor.”
Wirecard’ın son çeyrek dönemlik açıklamasına göre şirketin, 3,8 milyar Euro nakit ve kısa vadeli yatırımı ve 1,7 milyar uzun vadeli borcu var.
Son 10 yıldır Wirecard’a şu ya da bu şekilde eşlik eden uzun süreli iddialar, Almanya’daki kurumsal yönetim ve yatırımcıyı koruma durumu için bir turnusol testi haline geldi. Destan, gittikçe artan bir mücadele içinde büyük ölçüde İngiltere merkezli kısa satıcılara karşı, yerli perakende yatırımcıların sadık bir grubunu seçti. Bu hafta itibarı ile 28 milyon civarında hisse kısa devre yaptı – geri ödenmemiş toplamın %22’sinden fazla.
Şirket başlangıçta Alman finans kuruluşunun, özellikle de düzenleyici Bafin’in desteğini almıştı. Bafin şirketin, Financial Times’ın yardımıyla fiyat manipüle eden kısa satıcılar tarafından haksız yere hedeflendiği yönündeki şikayetlerine sempati duymuştu (FT her zaman raporunun arkasında olduğunu söylemişti).
Ancak gelgit, Bafin tarafından yapılan bir suç duyurusunun şirketin Münih dışındaki genel merkezinin polis tarafından aramasına yol açtığı bu ayın başlarında onun aleyhine dönmüş görünüyordu.
Bu şikâyet, Nisan ayında KPMG tarafından özel bir denetim yayınından önce Wirecard yönetiminin yaptığı açıklamalara atıfta bulundu. Yönetim, ana fikri, üç yıldan fazla süren bazı satışların doğrulanmasının imkansız olduğu olan bir rapora agresif şekilde olumlu ve seçici bir açıdan baktı.
Almanya’daki yasal sorunların yanı sıra 2015 yılında Wirecard’ın satın aldığı bir şirkette yatırımcılar tarafından Londra’da şirkete dava açıldı ve bir de Singapur’da ayrı bir ceza soruşturmasıyla karşı karşıya kaldı.