Investing.com – TCMB, bugün gerçekleşen yılın 4. PPK toplantısında politika faizini 100 bp indirdi ve %9,75’ten %8,75’e düşürdü. Karar metninde ise koronavirüs açıklamaları ve ekonomiye etkilerine değinilirken dikkat çeken ifadeler şöyle:
“Koronavirüs salgınına ilişkin gelişmelere bağlı olarak küresel büyüme görünümündeki zayıflama derinleşmekte, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde adımlar atmaya devam etmektedir. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir.” Bu paragrafta koronavirüs salgınında Fed ve ECB başta olmak üzere büyük ve küçük ekonomilere sahip tüm merkez bankalarının genişleyici adımlarına TCMB’nin de aynı etkenlerle dahil olduğu belirtildi.
Şubat toplantısında “Son döneme ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmekte; yatırımlarda ve istihdamda toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyir sürmektedir. Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır. Net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte kredi büyümesi ve kompozisyonundaki gelişmelerin dış denge ve enflasyon üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir. Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi makro politika bileşimi açısından önem arz etmektedir.” açıklaması ile finansal ve iktisadi koşullardaki iyileşmeye vurgu yapılırken bu toplantıda ise;
“Ocak ve Şubat aylarında finansal koşullardaki iyileşmenin de katkısıyla güçlü bir eğilim sergileyen iktisadi faaliyet, koronavirüs salgınının dış ticaret, turizm ve iç talep üzerindeki etkilerine bağlı olarak Mart ayı ortalarından itibaren zayıflamaya başlamıştır. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması açısından finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamı büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirlerin ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı değerlendirilmektedir. Son dönemde belirgin bir iyileşme gösteren cari işlemler dengesinin, emtia fiyatları ve ithalatın sınırlayıcı etkisiyle yıl genelinde ılımlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir.” açıklaması ile koronavirüs nedeniyle koşullarda bozulma olduğu, ancak riskleri en az seviyede tutmak için tedbirler alındığına dikkat çekildi.
TL’de devam eden değer kaybına karşın petroldeki sert düşüşün enflasyon görünümünü olumlu etkilediği belirtildi. Ancak, “Üretim ve satışlardaki düşüşe bağlı birim maliyet artışları takip edilmekle birlikte toplam talep koşullarının enflasyonu sınırlayıcı etkisinin arttığı tahmin edilmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin aşağı yönlü olduğu değerlendirilmiştir.” ifadesinde enflasyon risklerinin aşağı yönlü olduğu ve yıl sonu hedefinde de baskı yarattığına dikkat çekildi.
Merkez, ” Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir” ifadesi ile göstergeleri yakından takip ettiğini ve bu göstergelerdeki düşüşün önemli olduğunu bu toplantıda da belirtti. Ancak rakamlara baktığımızda 17 Mart toplantısından bu yana USD/TRY kuru 7,0 seviyesine yükselirken Türkiye CDS 5 Yıllık USD 660 bp ile son yılların zirvesinde, Türkiye 10 Yıllık faiz ise bu ay içinde %14 seviyesine çıktı ve bu üç önemli gösterge de son zamanların en kritik seviyelerinde..