Hong Kong'daki gösterilerde protestoculara uygulanan şiddeti gerekçe gösteren ABD Senatosu, Çin yetkililerine yaptırım kararı almıştı, ABD Başkanı Trump da bu yasa tasarısını onayladı. ABD ve Çin arasında süren ve birinci faz anlaşma olarak adlandırılan müzakerelerin bu karar sonrası nasıl ilerleyeceğine dair belirsizlik dün endekslerin gerilemesine neden oldu. Senato kararının onaylanması durumunda misilleme yapacağını söyleyen Çin'den gelecek hamle süreçte belirleyici olacak, ancak piyasalarda ön anlaşmanın zaten sınırlı olması nedeniyle belirgin bir değişiklik yaşanmayacağına dair beklenti var. Bu beklenti altın, yen ve frank tarafında da sert yükseliş olmamasından anlaşılıyor.
Yurt içine dönersek, TCMB Başkanı Uysal'ın dün İSO'da yaptığı konuşma büyük oranda önceki konuşmalarına yakındı, ancak “Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyondaki düşüş sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirlerken, finansal istikrara yönelik olarak zorunlu karşılıklar gibi makro ihtiyati araçları da etkin bir şekilde kullanacağız” ifadesi önemliydi. Konuşmanın ardından bazı yayın kaynaklarında yer alan haberlere göre merkez, bankaların kredi büyümesini desteklemek için referans aralığını yükseltecek.
Yıllık kredi büyümesi %10 ila %20 arasında olan bankalar daha düşük TL munzam karşılık ödüyor ve TL munzam karşılıkları için %10 nema alıyor. Bu aralık altında kalan bankalar hem daha yüksek zorunlu karşılık ödüyor hem de TL zorunlu karşılıklarına nema alamıyor. Dolayısıyla referans aralığının yükseltilmesiyle bu aralık altında kalan bankaların zorunlu karşılık oran ve faizindeki dezavantajı engellenecek ve büyümesi desteklenecek.
Uysal'ın dünkü konuşmasında enflasyondaki düşüşün orta vadede devam edeceği beklentisini paylaşması da Aralık ayında faiz indirimi algısını kuvvetlendirdi, ancak piyasalar baz etkisinin sona ermesi nedeniyle enflasyonun yılı %12 seviyelerinde tamamlamasını bekliyor. Bu nedenle merkezden beklenen indirim oranı da 200 bp seviyelerinde.
2018 yılı içinde yaşanan tüm gelişmeler hem enflasyon hem de kur üzerinde oldukça sert yükselişe neden oldu ve merkez bunu kontrol etmek için faizleri oldukça yüksek seviyelere çıkardı. Geçen yıla oranla riskler azalsa da bitmiş değil ve faizlerin bu denli hızlı şekilde indirilmesinin TL üzerindeki kırılganlığı artıracağı endişesini yaşıyoruz.