Bugün yurt içinde biri iyi biri kötü olan iki önemli gösterge açıklandı.
İyi haber
Ekonomideki en önemli sorunlardan olan enflasyon Eylül’de geçen yılın aynı ayına göre %9,26 oldu. Eylül 2018’de bu oran %24,52 idi. Eylül 2018’de %45,01 olan ÜFE ise %2,45’e geriledi.
Rakamlara göre TÜFE Temmuz 2017 sonrası, ÜFE ise Ocak 2016 sonrası en düşük seviyeye indi ve ÜFE’nin TÜFE altında kalması enflasyondaki düşüşün Ekim’de de süreceğinin işaretini veriyor.
Enflasyonda elbette geçen yıla oranla düşüş var, özellikle gıda tarafında bu belirgin, ancak vatandaşın buna sevinecek hali yok, çünkü her ne kadar sepette yer alamasa da ve enflasyon üzerinde %1 altında etki yaratsa da elektrik ve doğal gaza gelen ve devam etmesi beklenen zamlar gelir kaybını hızlandırıyor. Geçen yılki oranda kullanıma karşın faturanızı %60 daha fazla ödüyor olmanız kabul edelim ki hiç adil değil ve yılın tek hane ile kapatılması ile de maaşlara yapılacak zamlar haliyle düşüş olacak. Bu da hiç adil değil !
Kötü haber
Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduat hesapları 27 Eylül haftasında 1 milyar dolar artarak 193.693 milyar dolara yükselerek tarihi rekor kırdı. Son rakamlara göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı payı ise toplam içinde %49,8’e yükseldi.
Bu ne anlama geliyor?
Yurt içindeki gerek gerçek kişi gerekse tüzel kişiler yani hem vatandaş hem de kurumlar ellerindeki TL’yi dövize çeviriyorlar ve bu oran son hafta itibariyle neredeyse toplamın yarısı kadar oldu.
Döviz hesapları neden artıyor?
Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduat hesapları Ekim 2018 itibariyle her hafta düzenli olarak arttı ve Mart ayının son haftasında ilk tarihi rekoru kırdığında hatırlanacağı gibi kur yükselişe geçmiş ve merkez de swap hamlesi ile müdahale etmişti.
Döviz hesaplarının artmasının birçok nedeni olsa da en kuvvetli nedeni TL’ye karşı olan belirsizliktir. Kurumlarda hedge amaçlı döviz alımı her daim vardır, ancak bu yükselişte hane halkı talebinin de giderek artması TL’ye dair güvensizliği gösteriyor.
Döviz hesaplarındaki yükselişe düşen faizleri gerekçe göstermek çok doğru değil çünkü merkez Temmuz itibariyle faiz indirimine başladı, ancak döviz alımları Ekim ayından beri aralıksız devam ediyor, yani faiz en yüksek seviyedeyken bile TL mevduat yerine döviz alımının yapılması en başta para birimine dair endişelerin yüksek olduğunu gösterir.